Bizim içimizden Birisi hile yapıyorsa, bizde onu görüyorsak, grup olarak bu şekilde davranmanın daha uygun olduğunu hissediyoruz. | TED | إن كان شخص ما من مجموعتنا يغش ونحن نراه يغش، نحس أنه أكثر صحةً، كمجموعة، أن نتصرف بهذه الطريقة. |
Birisi bu sömürge sisteminin başında oturmuş... ...Dini kullanarak elimizdekileri alıp bizden kurtulmak istiyordu. Petrolü, elması... ...altın ve topraklarımızı istiyorlardı. | TED | أنه شخص ما يجلس في مكان ما ويتلاعب بالنظام، ويستخدم الدين لأخذ ما يريدونه منّا. الذي هو البترول، الماس، الذهب والأرض. |
Yani adamı başka Birisi aynı tür bıçakla mı öldürdü? | Open Subtitles | أتظن أن شخصاً آخراً قام بالطعن بنفس نوع السكين بالضبط؟ |
Eğer seni ilgilendirirse Birisi daha onun hakkında bir şeyler sordu. | Open Subtitles | ان كان لك اية مصلحة في ذلك احدهم قدم يراني بخصوصه |
Bu olay beni büyülemişti. Sonrasında merak ettim: herhangi Birisi Diana imajını gercekten basit bir şekilde ve fiziksel olarak silebilir miydi? | TED | وقد أذهلتني هذه الظاهرة و لذلك تساءلت هل من الممكن ان يقوم اي احد بمسح صورة ديانا بطريقة وحشية و حسية ؟ |
Bu, dünyanın gece görüntüsü ve gezegenimizi küresel bir boyutta nasıl etkilediğimizin en çarpıcı örneklerinden Birisi de bu. | TED | هذه هي أرضنا في المساء، وذلك واحد من أكثر الأمثلة إثارة عن كيف أثرنا على كوكبنا على نطاق عالمي. |
Birisi Hindistan'ın şaşılacak derecede bir iletişim ülkesi haline geldiğini iddia edebilir. | TED | قد يناقش شخص ما أن الهند قد أصبحت دولة متصلة بشكل مذهل. |
Onlar Boccherini'den* parçalar çalarken Birisi gelip yaşlı kraliçenin öldüğünü söylemişti. | Open Subtitles | وبينما كَانوا يعزفون الكونشرتو جاء شخص ما وقال الملكة الأم توفت |
- İlacını almaktan pek hoşlanmıyor ama eğer Birisi... - Hemen halledeceğim. | Open Subtitles | هو يكره تناول دوائه، لكن إذا شخص ما سأقوم بذلك من اجلك |
- Birisi açmış, kapatmış, sonra da kilitlemiş. - Harika. | Open Subtitles | شخص ما فتحة و اغلقة , و احكم اغلاقة عظيم |
Birisi hayatına taş koyduğu zaman canın yanıyor, değil mi? | Open Subtitles | أنه لمن المؤلم أن يتلاعب شخص ما بحياتك، أليس كذلك؟ |
Güzel götlü Birisi, başkası arkadan ittirmeden bir yere gelemez. | Open Subtitles | الطيز الطيفة دة مش هتتحرك الا لو شخص ما دْفعُها. |
Birisi aslında hepimizin işlemek istediği bir suçun günahını çekiyor. | Open Subtitles | شخصاً يعاني من خطئية .التي يجب علينا أن نقف بجنبه |
Yerinde siz olsanız ve Birisi size silah doğrultmuş olsa ne yapardnız? | Open Subtitles | لو أن احدهم أوقفك في باص وصوب مسدساً إلى رأسك ماذا ستفعل؟ |
Bu Minnesota Üniversitesindeki iş arkadaşlarımla hayal edebildiğimiz en yeni şeylerden Birisi. | TED | هذا احد احدث الامور التي استطعنا تصورها مع زملاء من جامعة مينيسوتا. |
Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan Birisi ölecektir. | TED | هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم. |
Bana bir silah verin lütfen! Birisi bana silah versin. | Open Subtitles | أعطونى مسدساً ، فليعطنى أحدكم مسدساً ، ليس لدىّ مسدس |
Gerçekte, Birisi televizyonu açar açmaz, diğer odaya geçiyorum ve okumaya başlıyorum. | TED | في الواقع ، حالما يقوم أحداً بتشغيله، أذهب إلى الغرفة الأخرى وأقرأ. |
En sevdiğim kelimelerden Birisi, çünkü düz anlamlı bir kelime. | TED | إنها واحدة من كلماتي المفضلة، لأنها كلمة واقعية وموضوعية للغاية. |
O benimle ilgilidir. Birisi onun burada ekranda olmasından çok memnun olacak. | TED | هي من أقربائي. سيسعد شخصا ما كثيرا لرؤية صورتها هنا على الشاشة. |
Ve komik kedi resimleriyle uğraşan Birisi bu boşluğu çoktan aştı. | TED | وإن الشخص الذي يصنع قطة كوميدية قد عبر بالفعل هذه الفجوة. |
Bunun, bu uzva hiç sahip olmamış Birisi için bile doğru olabilmesi, bizim bu haritanın ilk haliyle doğduğumuz anlamına gelmekte. | TED | وفي الحقيقة، هذا ممكن بالنسبة لشخص لم يكن لديه طرف ليشعر بوجوده وتدل على أننا ولدنا على الأقل ببدايات هذه الخريطة |
Şu ana kadar içerisinde bulunduğum en yapay ortamlardan Birisi. | Open Subtitles | هذه إحدى أكثر الأشياء الغير لائقة ألتي رأيتها في حياتي |
yardıma ihtiyacı olan Birisi ve ona yardım edebilecek kapasitede Birisi. | Open Subtitles | أحدٌ ما في مِحنَة، و أحدٌ آخَر لديهِ القُدرَة على مُساعدَتِه |
Ve bu gerçekten sanal gerçeklikte mimari hakkında dans eden Birisi. | TED | وهذه حقيقة أحد ما يرقص في فن العمارة مستخدماً الواقع الافتراضي |
Kocasını öldürmekle suçlanması için, Birisi tuzak kurdu diye mi düşünüyor? | Open Subtitles | بأن هناك شخصًا ما خطط بدقة ليلفق لها تهمة قتل زوجها؟ |