Bu senaryoda ebeveyni bir ya da iki hamlede bulman garanti. | TED | في هذه الحالة، أنت ضامن أن تجد الأب بحركة أو إثنتين. |
Resimdekileri tekrar görmek istiyorsan çıkmak için başka bir yol bulman gerekli. | Open Subtitles | إن أردت الخروج ورؤية الأشخاص في الصورة فعليك أن تجد طريقة أخرى |
Kendini tekrar bulman için gerekli olan tek şey zaman. | Open Subtitles | الوقت وحده الكفيل بأن يتيح لك إيجاد نفسك من جديد |
Eğer istediğin bu ise iyi bir avukat bulman için sana yardım ederim. | Open Subtitles | إذا كان ذلك ماتريد فعله, أستطيع إيجاد محامٍ لك للدخول بالأمر. ماذا ؟ |
Çünkü yukarı çıkmak için iyi bir neden bulman gerekiyor. | Open Subtitles | لأنكِ يجب أَن تجدي سبباً جيداً للعوده إلي فوق |
Bir gün bir eş veya hayat arkadaşı bulman gerekecek. | Open Subtitles | يوماً ما سيتوجّبُ عليك العثور على زوجة أو شريك لحياتك. |
Resimdekileri tekrar görmek istiyorsan çıkmak için başka bir yol bulman gerekli. | Open Subtitles | إن أردت الخروج ورؤية الأشخاص في الصورة فعليك أن تجد طريقة أخرى |
Ama adam öldürmek umurunda değilse bu iş için ödeme yapmaya hevesli birini bulman zor olmaz. | Open Subtitles | لكن ان لم يكن لديك مانع في ممارسة بعض القتل لن تجد صعوبة في ايجاد أحد متحمس ان يدفع لك |
O adamlar bizi öğle yemeği yapmak istiyorlar fakat burada asıl önemli olan şey senin lanet olası bastonunu bulman. | Open Subtitles | هذان الاثنان يدعوننا للغداء لكن المهم هنا انك تجد عصاك |
Yaşlı maymunu bir dahaki... dolunaya kadar bulman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تجد تمثال القرد ، قبل أن يكتمل القمر |
Saçlarım dikiliyor! Spor ayakkabılarını bulman gerekiyor. | Open Subtitles | يا إلهي، عليك أن تجد حذاءك الرياضي يا صديقي |
Çok dokunaklı ama şu an orjinal videoyu bulman gerek. | Open Subtitles | حبك مؤثر، ولكن ما أريده الآن هو إيجاد ذلك الفيديو |
Demek ki programı değiştirmek için bir yol bulman gerek. | Open Subtitles | مما يعني أنك بحاجة إلى إيجاد وسيلة لتغيير الجدول الزمني. |
Bu gece cepheyi yarmamız için bize en uygun mevzii bulman gerek. | Open Subtitles | مهمتك هي إيجاد أفضل مكان لنقتحم من خلاله. |
Yukarı dönmek için iyi bir sebep bulman gerekiyor. | Open Subtitles | لأنكِ يجب أن تجدي سبباً جيداً للعودة إلى أعلى. |
Tesla'n yeteri kadar güçlü değilse bir şekilde, bir yerden daha güçlü bir elektrik kaynağı bulman gerekiyor. | Open Subtitles | الجهاز ليس قويا كفاية لذا يجب عليك ان تجدي مصدرا قويا من الكهرباء بطريقة ما ، في مكان ما |
Ben yalnızca seni Tanrı'nın bağışlayıcılık yolunu bulman için güden bir çobanım. | Open Subtitles | أنا راع تم إرسالي لأساعدك في العثور على مسار نحو غفران القدير |
Onları didik didik araştırırsan Michael'a dair bir iz bulman mümkün. | Open Subtitles | فتش بينهم وعلى الارجح سوف تعثر على دليل يقودنا الى مايكل |
Sen beni görmezden gelirsen bahane bulman daha güç olacak. | Open Subtitles | إن أخترت تجاهلي، سيكون الأمر أصعب بكثير لك لإيجاد عذراً |
İlk adını bilmiyorum. Sanırım bunu senin bulman lazım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف اسمه الأول أظن أن عليك أن تكتشف ذلك بنفسك |
Hala anneni bulman gerekiyor. | Open Subtitles | أعني، لا يزال أمامكِ أن تعثري على والدتكِ |
Kendini toparlaman lazım. bulman gereken bir bomba daha var ve Ramal hala dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | يجب عليك أن تلتقطَ أنفاسك ما يزال لديكَ قنبلة واحدة عليكَ إيجادها. |
Aradığını bulman için sana yardım edemeyecek olması çok yazık. | Open Subtitles | لمؤسف أنه لن يتمكن من مساعدتك للعثور على ماتبحث عنه |
- Simmons'a anlattıklarını bize anlatabilir. - Onu bulman gerek önce. | Open Subtitles | هو قد يخبرنا ما أخبر به سيمونس يجب أن تجده أولا |
Eğer kaçarsan, seni çözmesi için başkasını bulman gerekecek. | Open Subtitles | لو هربت سيكون عليكِ أن تجدى شخص أخر ليفك قيدك |
Demek Gwen Lieber kaçırılan kardeşini bulman için seni tuttu. | Open Subtitles | واو , يبدو جوين ليبر اساجرتك لتجد من خطف اخوها |
Parayı almalısın ama önce bulman lazım. | Open Subtitles | عليك أن تأخذ المال عليك أن تجدها |