ويكيبيديا

    "derin" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العميق
        
    • عميقاً
        
    • العميقة
        
    • عميقة
        
    • عميق
        
    • الأعمق
        
    • عمقاً
        
    • عميقه
        
    • جلدك
        
    • ديب
        
    • أعماق
        
    • السحيق
        
    • أعمق
        
    • عمقا
        
    • الجلد
        
    Bu da birçoğumuzu bir nevi derin bir varoluş kaygısına itebilir. TED وهذا يمكن أن يترك لدى الكثير منا هذا القلق الوجودي العميق.
    Başka bir enteresan bulgu da kamu politikasının başarısız girişimciler üzerindeki derin etkisi. TED اكتشاف اخر مثير للاهتمام هو التأثير العميق للسياسة العامة على رواد الأعمال الفاشلين.
    Şimdi hep birlikte büyük, kolektif, derin bir nefes alalım. TED في الواقع، لماذا لا نأخذ معًا الآن نفساً عميقاً جماعياً.
    derin bir nefes alıp, bu poşete üflemenizi istiyorum sizden. Open Subtitles أريدك أن تأخذ نفساً واحداً عميقاً و تملأ هذا الكيس
    Pek çok derin deniz canlısı okyanus havzasındaki aynı genetik dağılıma sahip. TED والكثير من المجتمعات العميقة لديها توزيع جيني الذي يتوزع على قاع المحيط
    Halen derin denizleri keşfediyoruz, fakat sığ sulardan birçok şey öğreniyoruz. TED مازلنا نستكشف المياه العميقة و لكننا نتعلم الكثير من المياه الضحلة
    Düşünün ki derin öğrenme yaklaşımını kullanarak verimliliklerini artırmaya yardım edebilsek? TED تخيل إذا أستطعنا المساعدة في تحسين كفائتهم بإستخدام أساليب التعلم العميق
    derin okyanustaki en yaygın balığın yani besin zincirinin en altındakinin bu zehirli hapları yutup yutmadığını öğrenmek istedik. TED أردنا أن نعرف إذا كان أكثر الأسماك شيوعًا في المحيط العميق في قاعدة السلسلة الغذائية يبتلع هذه الحبوب السامة
    Ancak derin yüzeyaltı Güneş'ten tamamen kopmuş bir dolaşım sistemi gibi. TED لكن السطح العميق يشبه نظام دورة دموية منفصل تمامًا عن الشمس.
    - Evet, ama öncelikle oğlunuzun kayboluşundan dolayı duyduğumuz derin üzüntüyü belirtmek isterim. Open Subtitles ـ نعم ولكن أولاً، أود أن أعبر عن قلقنا العميق حول اختفاء أبنك
    Gemi bizi aşağı çekecek. Ben söyleyince derin bir nefes al. Open Subtitles السفينة ستغرقنا تحت المياه، فعليكِ أن تأخذي نفساً عميقاً عند إشارتي.
    Çok üzgünsün, derin bir nefes al ve tekrar dene. Open Subtitles إنكِ غاضبة للغاية، لذا خُذي نفساً عميقاً و حاولي ثانيةً
    Tepki vermeden önce derin bir nefes al ve ona kadar say. Open Subtitles أريدك أن تأخذ نفساً عميقاً وتعد للعشرة قبل أن تبدي ردة فعل
    Dünyanın tepesinde tek başına dururken hissettiği derin sessizliği anlatıyordu. Open Subtitles أن خلال الوقوف هناك على قمة العالم اختبر صمتاً عميقاً
    Brick'e o derin ve gerçek dostluğun aslında yalan olduğunu gösterecektim. Open Subtitles سأجعل بريك يعرف أن صداقتهم العميقة لم تكن سوى كذبة كبيرة
    Brick'e o derin ve gerçek dostluğun aslında yalan olduğunu gösterecektim. Open Subtitles سأجعل بريك يعرف أن صداقتهم العميقة لم تكن سوى كذبة كبيرة
    derin nefes almalar işe yaramıyor. Orada tahrik olmadan o kadın ile... Open Subtitles رون الأنفاس العميقة لم تجدي نفعاً لا يمكنني أن أكون هناك معها
    Nedir bu? Bunu yapmak istediğinizde, derin, çok derin duygularınız vardır. TED ما كان هذا؟ مشاعر عميقة، عميقة جدا، تجعلك تريد القيام بهذا.
    çok derin bir acı içerisindeydim. ve bu güce sahip olmadığımı ama TED كنت ما ازال في حزن عميق كنت اعلم انني لا املك القوة
    Ancak, bu güçleri es geçerseniz, varacağınız noktanın, daha derin bir itici, ve problemin özü olan, zamanın kendisi hakkında ne düşündüğümüz olacağını düşünüyorum. TED لكن إذا تخترقون هذه الدوافع، تحصلون على ما قد يكون الدافع الأعمق لب المسألة, وهي الطريقة التي نفكر بها في الوقت نفسه.
    Vadiler, binlerce vadi buluyoruz; hepsi de Büyük Kanyon'dan büyük, geniş ve derin. TED ونجد الأودية، آلاف الأودية أكبر وأكثر اتساعاً وأكثر عمقاً من غراند كان كانيون
    Ama çok derin ya da kemiğe çok yakın bir yara ne kadar çok çabalasanız da kanamayı durduramazsınız. Open Subtitles لكن بعض الجراح تكون عميقه جدا أو قريبه من العظم ومهما عملت عليها لا يمكنك ان توقف النزف للدماء
    Yaralarını temizlemeye başlayıp, el egzersizleri yapman gerekiyor böylelikle derin gerilmez. Open Subtitles يجب أن تبدأ بتنظيف جروحك والقيام بتمارين, كي لا ينكمش جلدك
    En derin İşgalci." Open Subtitles ـ إي دي آي ـ ـ إيكستريم ديب إنفيدر ــ مقتحمة العمق الكبير ـ
    Deniz çukurlarını, sualtı dağlarını görebilmemiz ve derin denizlerdeki yaşamı anlamamız gerekli. TED نحتاج أن نرى الخنادق العميقة، الجبال المغمورة، ونفهم الحياة في أعماق البحار.
    Böylece derin uzayın boşluğuna açıldılar sadece gemileri ve cesaretleri vardı. Open Subtitles لذا فقد تجولوا بغياغيب الفضاء السحيق بلا شيء سوى إصرارهم ومركبتهم
    Dizüstü bilgisayarımla herhangi bir toprak parçasından daha derin bir bağlantıya sahibim. TED لدى إرتباط أعمق بجهاز الكمبيوتر المحمول الخاص بي من أي قطعة أرض
    Ayrıca üç özlü söz de ekledik çünkü ilk genomda sadece eserimizi imzalayıp daha derin birşeyler söylemediğimiz için eleştirilmiştik. TED وأضفنا ثلاثة اقتباسات لإنه في الجينوم الأول تم انتقادنا لعدم محاولة قول شيء أكثر عمقا عن مجرد التوقيع على العمل.
    Isaac, bu bittiğinde derin kafandan yüzülecek. Open Subtitles آيزك عندما ينتهي هذا, سأقطع الجلد عن وجهك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد