Ben hizmetçiydim ve çok iyi bir ilişkimiz vardı, beraber çok güzel vakit geçiriyorduk. | TED | كنت نادلة، وكان بيننا صداقة كبيرة، أمضينا وقتاً ممتعاً سوية. |
Sadece sıkıntıdan ölmeyelim diye, sen ve ben güzel vakit geçirdik. | Open Subtitles | لقد كان لقضاء وقتا ممتعا معاً كي لا نموت من السأم |
Eğer sonra söylemeyi unutursam bu gece çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | انها مفاجأة لقد حظيت بوقت رائع حقا اليوم |
Dostlar, Romalılar, köylüler, doğruyu söylemek gerekirse dün gece oldukça güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | أصدقاء ، رومانيون ، ريفيون أقول لكم الحقيقة لقد قضيت وقتاً رائعاً الليلة الماضية |
Hepimiz çok güzel vakit geçirdik. | Open Subtitles | جميعنا قضينا وقت رائع ، كنت قد أستمتعت به |
Dinle canım, çok güzel vakit geçirdik ama gece kalmamız gerekmiyor. | Open Subtitles | إسمع يا عزيزي لقد حظينا بوقت ممتع ولكننا لا نحتاج أن نمكث الليلة هنا |
Seninle gerçekten güzel vakit geçirdim bir parçam bunu asla bitirmek istemese de bunu daha önce bir başkasıyla yaşadım. | Open Subtitles | لقد قضيت معك وقت جيد وجزء منى لا يريد أنهاء الأمر ولكن هذا حدث معى من قبل مع شخص أخر |
Değil mi? güzel vakit geçireceğiz. İyi, küçük bir çocuk. | Open Subtitles | نحن سيكون لدينا وقت طيب وهو ألطف ولد صغير نعم أنت |
Senin evine gidip güzel vakit geçirelim. | Open Subtitles | انا اقول ان نذهب الى منزلك ونقضي وقتاً ممتعاً |
Birlikte güzel vakit geçirmiyor muyuz? | Open Subtitles | ألم نقضي وقتاً ممتعاً ؟ حسناً , الا نقضي وقتاً ممتعاً معاً ؟ |
Çok fazla düşünmeyeceğim. Çıkıp, güzel vakit geçireceğim. | Open Subtitles | مهما يكن, انا فقط لن أطيل التفكير بشأن هذا, انا فقط سأخرج و سأقضي وقتاً ممتعاً. |
Bütün günümüzü aldı ve mahkumlar güzel vakit geçirdiler. | TED | استغرقني الأمر يوما كاملا، و المساجين قضوا وقتا ممتعا. |
Bir sonraki tatilinizde Paris'e, Hawaii'ye ya da New Orlens'a gidebilirsiniz. Çok güzel vakit geçireceğinizi düşünüyorum. | TED | لذا فيمكنك الذهاب في عطلتك المقبلة إلى باريس أو هاواي، أو نيو أورلينز؛ أراهن أنك ستقضي وقتا ممتعا. |
Eğer sonra söylemeyi unutursam bu gece çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | انها مفاجأة لقد حظيت بوقت رائع حقا اليوم |
- güzel vakit geçireceğiz. - Sadece keyif yapacağız. | Open Subtitles | ـ سوف نحظى بوقت رائع ـ صحيح، سوف نسترخي وحسب |
Evet, ön daha iyidir derler ama ben arkada çok güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | نعم، هم يَقُولونَ بأنّك تُريدُ للجُلُوس في الجبهةِ، لَكنِّي أَقْضي وقتاً رائعاً في الظهرِ. |
Çünkü, çok güzel vakit geçiriyoruz. | Open Subtitles | أَعْني، نحن سَيكونُ عِنْدَنا وقت رائع جداً. |
Sen kız kardeşimle güzel vakit geçirirken bari ben de senin erkek kardeşinle güzel vakit geçireyim. | Open Subtitles | اعطها معالجتك الصغيرة بينما تقضي وقتاً ممتعاً مع اختي، فسأحظي بوقت ممتع مع أخيك استمحيكِ عذراَ؟ |
- Randevu gibi. - güzel vakit geçirim, tamam mı? | Open Subtitles | انه موعد , يا شباب اقضوا وقت جيد , حسناً |
Ona güzel vakit geçirtirsin diye umuyordum. Büyük bir olay değil. Onu akşam yemeğine götürmene bile gerek yok. | Open Subtitles | على أية حال، كنت أود أن تقضي معها وقت طيب لا شي مهم |
Hayatımda hiç bu kadar güzel vakit geçirmemiştim. | Open Subtitles | إننى لم أحظ بوقت جيد كهذا فى حياتى أبداً |
Geri geldiğimde ikimiz güzel vakit geçireceğiz. | Open Subtitles | عندما أعود أنا وأنت سنلعب ونقضي وقت ممتع عزيزي |
- Neden hep güzel vakit geçirdiğimizde böyle oluyor? | Open Subtitles | لماذا حينما نحظى بوقتٍ رائع تحدث أمورٌ سيئة ؟ |
- Evet, güzel vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | تقضين وقتا طيبا اليس كذلك فيفيان نعم انني احظي بوقت طيب |
Hayır, kızgın falan değilim. güzel vakit geçirdin mi? | Open Subtitles | لا ، إننى لست غاضباً هل قضيت وقتاً طيباً ؟ |
güzel vakit geçirdiniz mi? | Open Subtitles | هل قضيتما وقتاً لطيفاً ؟ |
Dün gece ben de güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | -لقد قضيت وقتاً ممتعا أيضاّ الليلة الفائتة |