"geçmiş" - ترجمة من تركي إلى عربي

• الماضي
• الماضية
• السابقة
• مر
• الماضى
• تاريخ
• مرت
• مضى
• الاطلاق
• ماضي
• عبرت
• على الإطلاق
• سابقة
• مرّ
• تجاوزت

Bizi artırılmış gerçekliğin içine daldıran teknoloji geçmiş dünyaları canlandırıyor.
التكنولوجيا التي تغمرنا في الواقع المعزز يجلب الحياة لعوالم الماضي.

geçmiş veya şimdiki zamandan ziyade, bilişsel retorik geleceğe odaklanır.
بدلاً من الماضي أو الحاضر، يركزُ الخطاب الاستشاري على المستقبل.

Şimdi, bir tarihçi de geçmiş hakkında tahminde bulunmak daha zor diyor.
الآن ، أحد المؤرخين يقول لي أن التبؤ عن الماضي اكثر صعوبة.

geçmiş bir hayatta, bu masum solucan sizin anneniz olmuş olabilir.
فى الحياة الماضية كان يمكن أن تكون تلك الدودة البريئة أمك.

Sizi geçmiş yaşamınıza bağlayacak hiç bir şeye izin veremeyiz.
لا يمكننا أن نترك لك أي شيء يربطك بحياتك السابقة

Aslına bakarsanız bu ülke oldukça ilgi çekici bir modernleşme sürecinden geçmiş.
فهذا بلد قد مر في الواقع من خلال تحديث مثير جداً للاهتمام.

Önce karakter tahlili sonra geçmiş. Yasa gereği geleceği söyleyemiyorum.
اولا الشخصية, ثم الماضى,ليس مسموحا ان اُخبر عن المستقبل على حسب القانون

dahası geçmiş, şimdiki, gelecek despotlara rağmen onunda bir gururu var.
وكرامته محفوظة في كل وقت، في الماضي والحاضر والمستقبل، أيها الطاغية

Sana bir şey veren ölmüş insanı boş ver, geçmiş geride kaldı.
الشخص الميت الذي يعطيك شيء لا تهتمّي به . إنّ الماضي ذاهب.

Öncesinde aramızda ne geçmiş olursa olsun tehditlerini iyi karşılayacağım anlamına gelmez.
على الرغم مما حدث بيننا في الماضي, فإنني لا أستجيب جيدا للتهديدات.

Tanıdığını biliyorum, bunlar geçmişte kaldı ve geçmiş de seni incitemez.
أعرف بأنك كذلك، لكنه من الماضي والـمـاضـي لا يـمـكـن أن يـضـرك

Sen geçmiş hakkında endişelenmek istiyorsun ve ilgilendiğin şey de bu.
لذا أنتي تريدين القلق بشأن الماضي وهذا هو الشئ المخصص لكِ

Pekâlâ, ama seni uyarayım Depo'da geçmiş her zaman geçmişte kalmaz.
حسنا، كلمة تحذير في المستودع الماضي لا يبقى دائماً في الماضي

Özellikle senin için geçmiş zamanda yasal olmayan işler yapmışken.
بالأخص بعد أن قمت لك في الماضي بأعمال غير قانونية

Katie, anlaşılan geçen geceki buluşman gayet iyi geçmiş, ha?
اذا, كايتي, يبدو ان موعدك كان جيداً الليلة الماضية, هاه؟

Derler ki, babalar ve kızlar bir zamanlar geçmiş hayatlarda sevgiliydiler.
يقولون بأن الآباء وبناتهم كانوا ذاتَ مرّةٍ أحباء في حياتهم السابقة.

Evde bakım sürecinden geçmiş birini tanıyorsanız, bu gerçeği kabul edin.
إذا كنت تعرف شخصاً ما قد مر بتلك التجربة، عليك تقديره.

Ve İngiltere'nin gelmiş geçmiş en gürültülü grupları arasındaki yerini çoktan aldı.
واستحق مكانته فى تاريخ الروك كواحداً من أكثر الفرق صخباً فى إنكلترا.

Afrika'da başlangıçtan itibaren... ...yaradılışınız da her nesilden size geçmiş olabilir. Bu içinizde derinde saklanan gizli bir dürtüdür.
من بدايات عهدنا في افريقيا وعبر كل الاجيال التي مرت من قبلك منذ خلقك .. هناك جدل في داخلك

Bilgisayarlar gelmiş geçmiş her bir şeyden daha hızlı şekilde ileriye gidiyor.
تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى.

Dünya yüzüne gelmiş geçmiş en acımasuz katildi.
كان القاتل الأشد عدوانية الذي جاب كوكب الأرض على الاطلاق

geçmiş hayatında büyük bir savaşçı ya da kral olmalı.
لابد أنهُ كان محارب عظيم أو ملك في عصراً ماضي

Buldum. Araç Fransa'ya geçmiş kaçırmadan tam altı saat sonra.
وجدتها ، الشاحنة عبرت لفرنسا بعد ست ساعات من الإختطاف

Gelmiş geçmiş en güzel yeni yıl herkesin istediği buydu.
.. أفضل عيد ميلاد على الإطلاق هذا ما أراده الجميع

Ve elimizde Kyle'ın geçmiş okul kayıtları olmadığı için onun sınıf seviyesini belirleyene kadar özel öğretmen olayını şu an düşünemem.
نظرا لانه ليس عندنا أي مدرسة سابقة تسجل كايل لا استطيع أن أضع في الاعتبار معلم شخصي حتى نقرر مستوى درجته

Ya sana gelmiş geçmiş en büyük aşk hikayesini anlatırsam?
ماذا لو قََصصتُ عليكِ أعظم قصص الحُبْ على مرّ العصور؟

Sanırım bir şekilde senin saygını kazanmış uyguladığın sınav neyse geçmiş olmalı...
من الواضح انها كسبت احترامك و لقد تجاوزت اي اختبار اعطيتها اياه