Güçlü bir amacım olduğunu anladım, bu deneyimi herkese anlatmam gerekiyordu. | TED | وفهمت بأنني أملك مهمة كبيرة، وهي أن أُبلّغ هذه التجربة للجميع. |
Evlat edinmek herkese göre değildir ama sizler çok sevecen insanlara benziyorsunuz. | Open Subtitles | التبني ليس للجميع ولكنكما تبدوان من الأشخاص الذين لديهم حب كثير لمشاركته |
Onun emanetine karşı dürüst olmaya çalıştım ve onun çağrısını herkese taşıdım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكون صادقاً لثقته وأحمل رسالته للجميع, مهما كان الشخص |
herkese örnek olabilirsiniz. Seçim sizin. Eminim hepiniz yardım etmeye can atıyorsunuzdur. | Open Subtitles | بإمكانكم الاستعانة بمثال، فهذا خياركم أنا مُتأكد بأنكم جميعاً حريصون على المساعدة. |
İnsanlara aittir ve herkese açık olmalıdır, çünkü biz hepimiz doğal kâşifleriz. | TED | فهو ينتمي إلى الشعب، وعليه أن يكون متاحا للجميع، لأننا جميعا مستكشفون طبيعيون. |
Bu uygulamaları herkese henüz ulaştıramadık, özellikle Sahra Altı Afrika'da. | TED | لم نكمل توصيل تلك الأشياء لكل الناس، خصوصا في أفريقا. |
- Duacım ol, herkese göz kulak ol. - Daha iyi söylenemezdi. | Open Subtitles | أن أصلى و أعتنى بالجميع أليس من المفروض أن تقولها بطريقة أفضل |
Sanırım bir zamanlar bol miktarda kok ve herkese yetecek taş kömürü varmış. | Open Subtitles | أظن أنه في أحد المرات كان هناك أكوام من فحم الكوك والفحم للجميع |
Bir şeylerin yapılması gerektiğini herkese söylemek için bugün buradayız. | Open Subtitles | اليوم نحن هنا لنقول للجميع أن شيئا يجب أن يحدث |
Çok komik. Şimdi gidip bunu herkese yetiştirirsin, değil mi? | Open Subtitles | ظريف جداً ، و الآن أفترض أنك ستنشرين هذا للجميع |
Sorun değil. Senin herkese yetecek kadar lafın olduğundan eminim Filomena. | Open Subtitles | ليس هناك مشكلة , انا واثق انك لديك مايكفي لتقوله للجميع |
Bilmiyorum... Ama şunu ona söylemelisin. Ben herkese babam evde hastalandı dedim. | Open Subtitles | كنت اقول له اني قلت للجميع انه تعرض لوعكة صحية في المنزل |
Bay Bir Numara, herkese 20 dolar bozabildiğini göstermek zorundaydı. | Open Subtitles | لقطة كبيرة عرضت للجميع لتقنعهم بأن باستطاعته صرف 20 دولارا |
herkese tekrar teşekkür ederim, son günlerde gösterdiği sabırdan ötürü. | Open Subtitles | حسناً, شكراً مجدداً جميعاً على صبركم في هذه الأيام الأخيرة |
(Kahkahalar) herkese aferin. Bu alıştırmanın değeri +1 dayanıklılık. | TED | أحسنتم جميعاً. هذا يستحق الآن إضافة واحدة |
herkese anlattım: Polise, komşularıma, aile ve arkadaşlarıma, tamamen yabancılara, ve bugün buradayım çünkü hepiniz bana yardım ettiniz. | TED | وقلت للجميع الشرطة، جيراني أصحابي وأهلي وأشخاص غرباء تماماً وأنا هنا لأنكم جميعاً ساعدتموني. |
Soruları alabilirim şimdi. Buna yapan herkese teşekkürler. | TED | سآخذ هؤلاء الآن. شكرا لكم جميعا الذين قاموا بالكتابة |
Çeşitliliği kucaklayarak, çeşitli yetenekleri kucaklayarak herkese için gerçek fırsat sunuyoruz. | TED | وأنه عبر تبني التنوع والمواهب المتنوعة نقدم فرصة حقيقية لكل شخص. |
herkese merhaba. TED’e ilk kez katıldığım için buzları kırmak adına eski bir dostu da yanımda getirdim. | TED | مرحباً بالجميع. لأن هذه هي أول مرة لي في تيد، قررت أن أحضر معي صديقا قديما ليساعدني في كسر الجمود قليلا. |
tamamı sıklıkla herkese iyilik etme kuralı olarak bilinen kavramda direnmiştir, kendine nasıl davranılmasını istemiyorsan diğerlerine de asla öyle davranma. | TED | أكدوا جميعًا على ما هو معروف في كثير من الأحيان كالقاعدة الذهبية: عامل الآخرين كما تريد أن يعاملوك. |
Ve sen de bu evliliği haber kanallarında herkese açıklayacaksın. | Open Subtitles | وعليك أن تعلن عن هذا الزفاف على جميع القنوات الإخبارية |
Nihayetinde, bu inovasyonlar dışarıya açılacak ve herkese ulaşacak. | TED | حتمًا، هذه الابتكارات ستخرج للعلن وتكون في متناول الكل. |
Burada sevgili Annie'min 16. doğum gününü kutlamak için bulanan herkese çok ama çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكم, جميعكم لتواجدكم هنا للإحتفال بعيد مولد عزيزتي آني الـ16. |
herkese kızın babasının düşündükleri kişi olmadığını söyledi. Bu onu yola getirdi. | Open Subtitles | سأخبر كلّ شخص أن أبو هذه البنت الصغيرة الذي تعتقد أنه أبوها. |
herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice suçla savaşmak ve benim gibileri bulmak için kullanıyorum. | Open Subtitles | بالنسبة للعالم الخارجي، وأنا عالم الطب الشرعي العادي، ولكن سرا، وأنا استخدم سرعتي لمكافحة الجريمة وتجد آخرين مثلي. |
Gerçekten sürdürülebilir konutlar, herkese satılıyor olmalı ve uygun fiyatlarla satılmalı. | TED | في الواقع، يجب إتاحة الإسكان المستدام للجميع وبأسعار معقولة للكل. |
O zaman neden devamlı herkese onlar için ne yaptığını hatırlatıyorsun? | Open Subtitles | ثمّ الذي تُذكّرُ بشكل ثابت كُلّ شخص ماذا أنت تَعمَلُ لهم؟ |
Kurallara uymalıydık, ama daha da önemlisi, ne olursa olsun herkese yardımcı olmalıyız. | Open Subtitles | كان ينبغي اتباع القواعد ولكن الأهم كان المفروض نساعد أي شخص مهما كان |
Pekâlâ, bu şahane başarıya ulaşmada pay sahibi olan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. | Open Subtitles | ـ حسنا، أنا أود أن أضيف تهانيا لجميع العاملين في هذا الإنجاز الهائل |