Hâlâ her zamanki kadar zekiyim ve cin gibiyim ama işim yarım yamalak, arada sırada yapılan danışmanlık işleri. | TED | ما زلت موهوبة وذكية جداً تماماً كما كنت، ولكن العمل قليل الآن. في الغالب يكون عملاً استشارياً مؤقتاً ومتقطعاً. |
İşim, yaklaşık beş dakikaya bitiyor ama sonra da yukarıdaki deposunu hazırlamalıyım. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر حوالي 5 دقائق ولكن عندي شيء أفعله في الطابق العلوي |
Benim işim, yeni de tanışmış olsam... insanlara yardım etmek. | Open Subtitles | عملى هو مساعدة الناس بما فيهم هؤلاء الذين أقابلهم للتو |
Benim işim, tüm bu rahatsızlıklar konusunda ilerleme kaydettiğimizden emin olmak. | TED | مهمتي هي أن أؤكد بالفعل أننا نتقدم في كل تلك الأمراض. |
Daha önce açıklayacaktım ama bir işim çıktı. Güvenliğin için Michael istedi. | Open Subtitles | كنت أود تفسير ذلك لكن كان عندى بعض الأعمال فى كارسون سيتى |
Çocuklarımın normal dünyanın bir parçası olması için,yapabileceğim her şeyi yapmak benim işim. | Open Subtitles | ووظيفتي هي أن أعمل كل ما فى وسعي حتي ينشأ الأطفال بشكل طبيعي |
Ve benim işim ailemizi kurmak onun işi de aynen bunu söylüyor. | Open Subtitles | ،وإنهُ من واجبي أنّ آتي بنيّةٍ لعائلتنا .وواجبهُ أن يفعلَ ما آمره |
Yardım etmeyeceksen, içeriye geri dön. Şu an işim var. | Open Subtitles | عودي للداخل إذا كنت لن تساعديني فأنت تأخريني عن العمل |
Biraz daha yapılacak işim var. Beni 20 dakika kadar bekler misiniz? | Open Subtitles | لديّ بعّض العمل الذي يجب عليّ إنّجازُهُ قدّ يسّتغّرِقُ الأمرَ 10 دقائق |
Aslında, benim .. benim burda yapacak... hala çok işim var... | Open Subtitles | في الحقيقة انا انا عندي الكثير من العمل للقيام به هنا |
Kızarmış peynir istemeliydim. Burada ne işim var ki benim. | Open Subtitles | كان يجب أن اطلب جبنًا مشويًا ما الذي أفعله هنا؟ |
Benim işim bu, özellikle Megan'ın durumunda, eşi yanında yokken yanında olmam gerek. | Open Subtitles | هذا ما أفعله خصوصاً في حالة ميغان مع غياب زوجها كثيراً كما يفعل |
Yardım etmekten mutluyum, Spencer ama bu benim işim değil. | Open Subtitles | أنا سعيدة للمساعدة ، سبينسر ولكن هذا ليس ما أفعله |
İşim sana anlamsız, aptalca gelebilir ama değil. Amaçsız değil. | Open Subtitles | بالنسبة لك,عملى قد يبدو عديم الجدوى ولكنه بعيد عن التفاهة. |
Ama bu ve işim dışında hayat genel olarak iyiydi. | Open Subtitles | و بجانب هذا و عملى معه الحياة كانت جميلة حقا |
Benim işim video klip çekmek değil, ciddi dansçılar yetiştirmek. | Open Subtitles | مهمتي ليست تعليم رقص الاغاني المصوره انها تعليم الرقص الحقيقي |
Ağa, çek şu arabayı yoldan, yapacak çok işim var! | Open Subtitles | يا سيد أبعد السيارة من هنا لدي الكثير من الأعمال. |
Tommy, ben bir barda çalışıyorum. Onlarla konuşmak benim işim. | Open Subtitles | أنا أعمل في حانة يا تومي وعملي هو التحدث إليهم |
İşim çocuklara bakmak, onlar da sizinle olmak istemiyor! | Open Subtitles | من واجبي رعاية هؤلاء الأطفال وهم لا يريدون أن يكونوا معك |
Ama benim işim katili bulmak ve bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن وظيفتى هى ايجاد المجرم و هذا ما نويت فعله |
Benim de Michigan'da işim var ama buradan da halledebilirim. | Open Subtitles | ولديّ أعمال في ولاية ميتشغان ولكن أستطيع تدبرها من هنا |
İşim çıktığı zaman emanet kiracıya bırakıyorum işim bittiğinde ise geri dönüyorum. | Open Subtitles | عندما أتلقى وظيفة ، أقوم بتأجيرها وعندما أنتهي من الوظيفة أعود إليها. |
İşim ile diğer şeyler arasında zar zor vaktim oluyor baba. | Open Subtitles | انظر،أنا مشغولة بالعمل و كل شيء.. بالكاد يكون عندي الوقت، أبي |
Gelmeden önce aramış olmanızı isterdim. Şu an biraz işim var. | Open Subtitles | كنت أتمنى منك أن تتصل أولا أنا مشغول قليلا هذه اللحظة |
Benim işim değil ama siz ikiniz arasında bir gerginlik fark ettim. | Open Subtitles | هذا ليس من شأني ولكنني لاحظت .. وجود .. علاقة متوترة بينكما |
Son on yıIdır ilk kez yapacak bir işim yoktu. | Open Subtitles | لا شيء لدي أقوم به لأول مرّة منذ عشرة أعوام, |
Los Angeles'ta yapacak bir işim var. İş bitti mi, gerisi fark etmez. | Open Subtitles | لديَ شئ لأفعله في لوس أنجليس حالما يتم هذا الشئ , لا يهم |