ويكيبيديا

    "ihtiyar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العجوز
        
    • عجوز
        
    • الكبير
        
    • غراي
        
    • القديم
        
    • المسن
        
    • الكهل
        
    • مسن
        
    • القديمة
        
    • أولد
        
    • العجائز
        
    • عجوزاً
        
    • كبير السن
        
    • العجوزة
        
    • الشيخ
        
    "...ama nihayet 1959 yılında..." "...ihtiyar adamın Kaya'dan ayrılmasına müsaade edildi." Open Subtitles لكن في عام 1959 تم السماح للرجل العجوز أخيرا بمغادرة الصخرة
    Hadi ama! Zavallı ihtiyar kardeşine bir bira getirirsin herhalde? Open Subtitles هيا إحضرى بيره لأخيك العجوز المسكين ألا تفعلين هذا ؟
    Hey, çok yakındı. Hey, Rocco, bu ihtiyar da kim? Open Subtitles لقد كانت تلك الطلقات قريبة للغاية من هذه العجوز ؟
    Ben sadece ihtiyar bir kadındım ve başka kimse de yoktu. Open Subtitles وانا مجرد امرأة عجوز ولم يكن هناك اى احد فى الجوار
    O zaman annen ayaklarını keser. Zavallı ihtiyar Bay Swenson gibi. Open Subtitles أمّك يجب أن تودّع أقدامك ثمّ, مثل السّيد العجوز الفقير سوينسون
    Reklamlarda ihtiyar bir delinin onu küvetinden ışınlayarak kaçırdığını iddia edişini gösterdi. Open Subtitles الاعلان يظهر هذا العجوز المجنون يدعي ان الفضائيين ضربوه من حوض استحمامه
    Girip çıkmış. Bir şey olmaz. İhtiyar'ın orada pansuman yaparım. Open Subtitles إنها سطحية، يا رجُل، ستكون بخير سأعالجك عن الرجُل العجوز
    İhtiyar bize hoşgeldiniz mi diyor yoksa çıkış yolunu mu gösteriyor? Open Subtitles هل الرجل العجوز يرحب بنا أو يدلنا على طريق الخروج ؟
    ihtiyar. Düzgün motor ayarı yapamasaydım zaten en başından şikeli yarış düzenleyemezdim. Open Subtitles إسترخي أيها العجوز لو كنت فقدت لمستي ، لما أتيت إلى هنا
    Görünüşe göre seni bir kez daha kurtarmak zorundayım ihtiyar. Open Subtitles يبدوا انني سوف انقذك مرة اخري , ايها الرجل العجوز
    Buranın sahibi olan ihtiyar banyoyu karanlık oda olarak kullanmış. Open Subtitles كان العجوز الذي يملك هذا المكان يستعمل الحمام كغرفة مظلمة.
    Yanıma oturttuğun patlayıcı dolu çantası olan ihtiyar var ya? Open Subtitles تعرفين العجوز اللطيف الذي جلس بجواري مع حقيبة مليئة بالمتفجرات؟
    - Gitme ihtiyar. - Sanırım temizlensem iyi olur Bob. Open Subtitles لا تذهب ايها الرجل العجوز اعتقد انه من الأفضل ان اترككم بحريتكم
    Sana diyorum, ihtiyar, çok ileri gitmişsin. Open Subtitles أقول لك ذلك ، أيها العجوز ألن تذهب بعيداً ؟
    Ezin onu! - Jack dedi ki-- - Zavallı, ihtiyar, yalnız Fanny! Open Subtitles "لقد قال " جاك - إنها فقط " فانى " العجوز -
    İhtiyar Tyler ve onun duruşmalarını ne yapalım? Open Subtitles أوه، ماذا ننتظر من تايلر العجوز ومحاكماته
    Koca ağızlı deli ihtiyar. Ona doğru davranması gerektiğini söylemeye çalıştım. Open Subtitles إنه كان ثرثاراً ، عجوز خرف، أخبرته ألاّ يتسبب بتلكَ البلبلة.
    Bu sefer, ihtiyar bir adam yerine bir kadın olacağına seviniyorum. Open Subtitles أنا سعيدة أنها امرأة هذه المرة بدلاً من رجل عجوز متعرق
    Belki bilmek istersiniz, ihtiyar Bay Russell'n cenazesi çok güzel oldu. Open Subtitles ربما وودت أن تعرف أن روسيل الكبير كانت له جنازة جيدة
    Ona karşı koymalısın bu yüzden. Çünkü seninle ben Firestorm biziz ihtiyar. Open Subtitles فعليك مقاومتها، لأنك وإياي شطري (فاير ستورم) يا (غراي)
    Üzgünüm ihtiyar dostum, öyle görünüyor ki şişko adamın pisliğini temizlemek sana kaldı. Open Subtitles آسف يا صديقى القديم ولكن يبدوا أنك عالق 000 فى قضية الرجل البدين
    İhtiyar oradaysa, kamyonetini ödünç alırım. Orada değilse, telefonunu alırım. Open Subtitles إذا وجدت المسن سأستعير سيارته وإذا لم أجده سأستخدم هاتفه
    Ama Sunnyvale'e ümit, sihrini parlak bir teneke kutuda... taşıyan ihtiyar bir iyimser tarafından verildi. Open Subtitles لكن الأمل يتحسس لتوه سانيفيل، متمثلاً في زي المتفائل الكهل الذي يحمل سحره في علبة صفيح لامعة.
    Geçtiğimiz sene Tunus'taydım. Orada çok küçük bir caminin ihtiyar imamı ile tanıştım. TED منذ عام مضى كنت في تونس، و قابلت إماماً لجامع صغير، رجل مسن
    Bu ihtiyar Henry'lerle öldürmek çok zor oluyor. Open Subtitles هذه مشكلة البنادق الهنري القديمة تأخذ وقتا طويلا للقتل
    Maya inanılmaz. İhtiyar Jack biraz daha yaşlandı ve... Open Subtitles مايا كانت رائعة أولد جاك كبر في العمر قليلا
    Alabilmek için gazete bayiindeki ihtiyar adamlardan birine vermek zorunda kaldım. Open Subtitles توجب على الذهاب لآخر الطريق لأحد أكشاك صحف العجائز للحصول عليها
    Bu havada bence sezon çoktan kapanmalıydı. İhtiyar da sensin. Open Subtitles بهذا الطقس أنت خارج الوقت قال اني رجلاً عجوزاً
    Ben, Brian, Kenny, Scarface... ve tabi ki sevgili ihtiyar James. Open Subtitles كنت أنا، براين, كيني , سكارفايس وبالطبع جيمس كبير السن المحبوب
    Dernekteki o ihtiyar fosiller bunu duyana kadar bekleyin. Open Subtitles إنتظروا حتى تسمع تلك الأحافير العجوزة بهذه الأخبار
    İhtiyar bir adamda bu kadar kan olacağı kimin aklına gelirdi? Open Subtitles لكن من كان يظنّ أن ذلك الشيخ به دم بهذه الغزارة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد