ويكيبيديا

    "kibrit" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ثقاب
        
    • الثقاب
        
    • كبريت
        
    • الكبريت
        
    • أشعل
        
    • مباريات
        
    • عود ثقابٍ
        
    • عودين
        
    • حبال ال
        
    • ثِقاب
        
    • ثقاباً
        
    Diğer bir yandan, eğer bir kibrit çakarsanız tüm gezegen havaya uçar. TED و من ناحية أخرى، إذا قمتم بإشعال عود ثقاب سيشتعل الكوكب بأكمله
    - Bana kibrit verdi. - Ona kibrit mi verdin? Open Subtitles لقد اعطاني هذا الرجل عود ثقاب أعطيته عود ثقاب ؟
    Kim aklından uzaklaştırabilirdi ki alakasız bir farenin çiçekli duvar kağıdının arkasındaki soğuk su borusunun içinde tırmanıp bir tane tahta kibrit çöpünü dişlerinin arasında taşıyabileceği düşüncesini? TED من يمكن أن يتوارد إلي ذهنه أن فأرً في الجوار يتجول في مصورة مياه باردة خلف ورق الحائط ذو الورود، أن يسحب عود ثقاب بين ثنايا أسنانه؟
    Sonra ben senin gibiyim ve kibrit kutusu metinde yok. Open Subtitles ثم إني مثلك مع علبة الثقاب الغير موجودة في النص.
    Hatta bir tanesi, kibrit çalıp burayı ateşe vermek istedi. Open Subtitles واحده منهما سرقت مجموعه من علب الثقاب وحاولت إحراق المكان
    Bilirsin, fikirlerini küçük kağıt parçalarına, kibrit kutularının arkalarına,vb yazma alışkanlığı... Open Subtitles طريقة كتابته للأفكار في كل قصاصة أو علبة كبريت وغيرها ...
    Bir mimar olarak ben, gelecekte bu ruhsuz kibrit kutularını tekrarlamamamız gerektiğini düşünüyorum. TED لذا، كمعماري، لا أظن في المستقبل يجب أن نعيد علب الكبريت غير الإنسانية.
    Biraz sonra, üzerine benzin dökülmüş... kağıda doğru giden bu kibrit dizisini yakacağım! Open Subtitles سوف أشعل هذا العود وستنتقل النار حتي تصل الي السائل المشتعل
    Onluk daire standart 75 yarda mesafeden, bir kol boyu uzaklığından bir kibrit çöpünün ucu kadar küçük görünür. TED لوحة التصويب من مسافة الـ 75 ياردة المعيارية، إنها تبدو صغيرة كطرف عود ثقاب مرتكز على طول الذراع.
    Bir sohbette niyetin nasıl işlediğini görmek için, Carroll bir kişinin sigara tutarken kibrit istemesini düşünmekten bahsetti. TED لفهم كيفية عمل النوايا في المحادثة، دعانا كارول أن نتصور أشخاصًا يحملون سيجارة ويطلبون عود ثقاب
    Benzin sızmış ve kamyon kibrit kutusu gibi alev almış. Open Subtitles الغازولين يمسك، وهي ترتفع مثل علبة ثقاب.
    Otel odasındaki diş fırçası tren biletinin koçanı söndürülmüş kibrit. Open Subtitles فرشاة الأسنان في غرفة فندق. بعقب تذكرة قطار. عود ثقاب محترق.
    Bir ayak izi, dikkatsiz sarfedilen bir söz, bir yabancının gördüğünü hatırlaması, bir kibrit. Open Subtitles بصمة أصبع، كلمة بدون قصد. صورة تعلق بعين غريب. عود ثقاب.
    Ya birisi lokomotifi çalıştırmak isteyip kazana kibrit çaktıysa? Open Subtitles ماذا لو قرر شخص رفع رأس البخار وأشعل عود ثقاب فيه؟
    Yerli izci der ki belki markete koşup biraz kibrit almalısın. Open Subtitles الدليل الهندي يقول أنه ربما عليك الركض للدكان وشراء أعواد الثقاب.
    Şapkasının kenarlarına kibrit bile tutturup onları ateşledi, böylece gemisi saldırıya hazır olduğunda bunlar tehditkâr bir şekilde cızırdadılar. TED حتى أنه ألصق أعواد الثقاب حول حواف قبعته وأشعلها، لذا تتوهج مهددة عندما تأخذ السفينة وضعية الهجوم.
    Doyma noktasında kibrit ormanı ateşe verir. TED عند نقطة التحول، يوقد عود الثقاب النيران بالغابة.
    Pirinç, tuz, kibrit. Paket yapmak, kulübeye koymak. Open Subtitles رز, ملح, أعواد كبريت نلفها بعصا اللحاء, نضعها في الكوخ
    Elimde tuttuğum kibrit... akşamın bu ilerleyen vaktinde, iki böceğin yaşayıp yaşamayacağına karar verecek. Open Subtitles انا أمسك بيدي عود كبريت انها لعبة خطيرة قد تؤدي للموت
    On paket makarna, dört paket kibrit yedi paket de Harvardin sigarası... sekiz paket Montana sigarası. Open Subtitles عشر من علب الباستا أربع علب كبريت سبع علب سجائر هارفردين ثمان علب سجائر مونتانا
    Beşinci de Swedish Match kibrit ve Çakmak Endüstri. TED في الترتيب الخامس: شركة الكبريت السويدية.
    Bir kibrit yak da seni doğru düzgün görebilelim yoksa ortalığı silahlarımızla aydınlatırız. Open Subtitles أشعل ناراً كي نراك بوضوح ،وإلا سنضيء نحن بأسلحتنا راقب ظهرنا
    Şömine bacası tıkalıymış, ve hiç bir yerde kibrit yokmuş. Open Subtitles تم إغلاق المداخن الموقد، ولم تكن هناك مباريات في أي مكان.
    Bir kutu çakmak gazına yanan bir kibrit attığını düşün. Open Subtitles تخيّلي رميَ عود ثقابٍ في علبة سائلٍ قابلٍ للاشتعال.
    Ondan iki tanecik kibrit isteyiver. Open Subtitles أطلب منه عودين كبريت
    - Bir kibrit de ben alabilir miyim lütfen? Open Subtitles ـ هل أستطيع الحصول على ثِقاب ، من فَضلكِ ؟
    kibrit çakıp yüzüne tuttular. Open Subtitles كانوا يشعلون ثقاباً و يحملونه أمام وجهها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد