Su soğutmalı reaktörlerin sorunlarına sahip değildi ve nedeni ise oldukça açıktı; | TED | ولا يعاني من مشاكل المفاعل المبرد بالماء والسبب في ذلك بسيط جداً. |
Ama turizm piyasasının, insanlara gerçekten yarar sağlanabilecek şekilde idare edilmesi oldukça önemli. | TED | لكن إدارة سوق السياحة بالطريقة التي يمكن أن تفيد الشعب حقا مهم للغاية. |
Mutlu sonun ihtimaline dahi inanmak oldukça güçlü bir şeydir. | Open Subtitles | الإيمان حتّى بإمكانيّة حصول نهاياتٍ سعيدة هو أمرٌ قويٌّ جدّاً. |
Ve ayrıca, zenginlere karşı hissedilen gücenme ve içerleme, oldukça yaygın durumda. | TED | وأيضا ، المرارة والاستياء حتى نحو الأغنياء والأقوياء على نطاق واسع جدا. |
Ve New York şehrinde büyüdüğüm için, anlatabildiğim kadarıyla, koşuşturma oldukça normaldi. | TED | وحيث أنني ترعرعت في نيويورك، فعلي حد علمي، التعجّل شيء طبيعي جدًا. |
Ama bu köpek kanseri oldukça dikkat çekici, çünkü tüm dünyaya yayıldı. | TED | ﻟﻜﻥ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﺴﺮﻃﺎﻥ ﻣﻤﻴﺰ الي حد ما ﻷﻧﻪ ﺍﻧﺘﺸﺮ ﻓﻲ ﺃﺭﺟﺎﺀ ﺍﻟﻌﺎﻟﻢ |
Mesele şu ki hem dış hem de iç görüntüler oldukça doğruydu. | TED | ما في الأمر أنه، كل من الصور الداخلية والخارجية تعتبر حقيقية تماما. |
Burada kadın başına çok bebek sayısına sahip ülkeler oldukça düşük gelire sahipler. | TED | البلدان التي لديها العديد من الأطفال لكل امرأة هنا، لديها دخل منخفض جداً. |
Aslına bakarsanız bu ülke oldukça ilgi çekici bir modernleşme sürecinden geçmiş. | TED | فهذا بلد قد مر في الواقع من خلال تحديث مثير جداً للاهتمام. |
Çok iyi bir görüşünüz yoksa, bir tanesini görmek oldukça zor. | TED | ومن الصعب رؤية إحداها إلّا لو كان لديكم نظر جيد جداً. |
Belki de yapabilirsiniz, ancak büyük olasılıkla oldukça uyduruk bir şey olur. | TED | يمكنك ربما القيام بذلك، لكنها ستكون عدة رديئة للغاية على ما أعتقد. |
Bu hediye oldukça besleyici, dişi çiftleşme sırasında ve sonrasında bunu yiyor. | TED | في الواقع تكون هذه الهدايا مغذية للغاية وتأكلها الأنثى أثناء التزاوج وبعده. |
E-sigara yoluyla genç beynin nikotine maruz kalması oldukça endişe verici. | TED | وتعرض عقل المراهق للنيكوتين عن طريق السجائر الإلكترونية أمرٌ مُقلقٌ للغاية. |
Her zaman aynı fikirde olamayız ama bu oldukça alçakça. | Open Subtitles | نحن لا نتّفق في الرّأي دائما، لكن هذا وَضيع جدّاً. |
Sosyal medyanın sosyolojik ve antropolojik etkileri... - ...oldukça pozitif olabilir. | Open Subtitles | الآثار الإجتماعية والإنسانية لوسائل التواصل الإجتماعي يمكن أن تكون إيجابية جدّاً. |
Bu çok eski bir video, bu yüzden çakışma gibi sorunları henüz çözememiştik ama daha sonra oldukça düzeldi. | TED | إنه فيديو أولي جدا. لذلك لم نكن قد تعاملنا مع التداخل وكل ذلك، لكن ذلك تحسن قريبا جدا، لاحقا. |
Onlara olasılıklar üzerine para ödendiği için bunun tersi de oldukça iyi çalışıyor. | TED | وقد اتضح أنه، ولأنهم يتقاضون أجرهم احتماليا، فهو يعمل بشكل جيد جدا عكسيا. |
Bazı ilginç sonuçlar elde ettik, arka taraftaki Tepper öğrencilerinin oldukça ilgisini çekecek. | TED | حصلنا على بعض النتائج الشيقة وطلاب كلية تيبر في الخلف سيهتمون جدًا بهذا |
Tabii ki bunun bizim parlementomuzda kurulmasının çok zor olacağının oldukça farkındayım. | TED | بطبيعة الحال، أدرك تماما أنه سيكون من الصعب إقامة ذلك في برلماناتنا. |
Kaybolmadan önce bana bir zarf bıraktılar zarf da oldukça kalındı. | Open Subtitles | قبل أن يختفوا أعطوني مظروفاً مع هدية غاية في الجمال بداخله |
Ben buralarda oldukça endişelenmene gerek yok, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تقلقى بهذا الشأن طالما أننى بجوارك أنتِ تعرفين ذلك |
Bu oldukça gülünç. Hemen terk etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا شئ سخيف للغايه أفضل شئ هو المغادره فورا |
Her şeyden önce oldukça basit bir yapısı olduğunu biliyoruz. | TED | و فوق هذا و ذاك، نعلم بأنّه كان شديد البساطة. |
Çocuk bana oldukça irfan sahibi gibi göründü. Aslında, yaşına göre oldukça fazla. | Open Subtitles | الأمر يبدو لى أن الفتى يتمتع بالحكمة بما يجاوز عمره بكثير فى الواقع |
Çalışan hafıza kapasitesinin oldukça uzun bir tarihi var ve birçok olumlu etkiyle bağdaştırılıyor. | TED | الان سعة الذاكرة العاملة لها مدى طويل نسبيا, و هي مرتبطة بالعديد من التاثيرات الايجابية |
Eğer emlakçı gözüyle bakacak olursak, oldukça şanslısın. | Open Subtitles | لو قارنتها بسعر العقار هذه الأيام فأنت محظوظ جداَ أعني بالضبط في وقت الموسم |
Bir ödül kazandığımda bu oldukça çılgın dileği sunmak zorundaydım. | TED | عندما فزت بالجائزة، كان علي تقديم هذه الرغبة المجنونة تمامًا. |