Sonuçta bizim değişen iklimle ilgilenmek için bir çevreci liberal olmamız gerekmez. | TED | خلاصة القول، لا يجب أن نكون متحررين محبين للأشجار لنهتم بالتغير المناخي. |
Hayır, hazır olmamız gerekiyor, paramızın olması gerekiyor, bilginin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekiyor, ve yıldırım hızıyla hareket etmek zorundayız. | Open Subtitles | كلاّ، يجب أن نكون جاهزين ، ويجب أن نُعدّ النقود ويجب أن نعرف ما تعنيه تلك المعلومة ويجب أن نتحرّك بسرعة |
Bu da hepimizin aynı çatı altında olmamız gerektiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | و هذا يعني أننا ثلاثتنا يجب أن نكون تحت سقف واحد |
Bunun bir diğer yönü de, çok farklı Kağıtfüj'ler yapmış olmamız. | TED | وأحد الجوانب هنا هو أننا نبني أنواعًا عديدة من الطارد الورقي. |
K'tano eğer özgür olmak istiyorsak ölmeye istekli olmamız gerektiğini öğreti. | Open Subtitles | كاتانو يعلمنا أننا يجب أن نكون راغبين بالموت إذا رغبنا بالحرية |
Çünkü Noel'de ailesi olmamız için bize 250.000 dolar veriyor. | Open Subtitles | سوف يعطينا 250,000 دولار مقابل أن نكون عائلته فى الكريسماس |
Bizim gelmiş geçmiş en iyi aşk'ı yaşamız olmamız mümkünmü? | Open Subtitles | أيمكن أن نكون نعيش أفضل قصة حب على مر العصور؟ |
Biliyorum ama bu konuda oldukça açık ve net olmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعرف ، ولكن أعتقد أنه يجب أن نكون واضحين زيادة في ذلك |
Tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğumuz için tekerlekli sandalye barında mı olmamız gerekiyor? | Open Subtitles | نحن مقعدان، لذا يجب أن نكون في حانة المقعدين؟ أهذا هو الأمر؟ |
Eğer babamızın intikamını almayı istiyorsak güçlü olmamız gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال بأننا إذا أردنا الثأر لوالدي علينا أن نكون أقوياء |
Yapabiliriz. Belki. Fakat bunun üstesinden gelmek için hazırlıklı olmamız gerek. | Open Subtitles | يمكننا هذا.ربما ولكن سيكون علينا أن نكون مستعدين لتحمل تبعات هذا |
Güvende olmamız için, yapmam gereken son bi şey var. | Open Subtitles | هناك مهمة أخيرة يجب أن أعملها قبل أن نكون بأمان |
Bu yüzden kiminle iş yaptığımız konusunda biraz daha fazla tedbirli olmamız gerek. | Open Subtitles | لذا الآن نحتاج أن نكون أكثر يقظة عندما يتعلق الأمر بمن نتاجر معه. |
Şu anki Başkanımızın şehrinize olan bağlarıyla beraber olmamız, ayrı olmamızdan daha anlamlı. | Open Subtitles | مع علاقات رئيسنا الحالي بمدينتكم نحن نقصد مجتمعين أكثر عن أن نكون منفردين |
Bir gün içinde bu kadar samimi olmamız ne ilginç. | Open Subtitles | الأمر غريب . غريب أننا أصبحنا أصدقاء في يوم واحد |
Aramızdaki en temel ortak bağ... bu küçük gezegeni... paylaşıyor olmamız. | Open Subtitles | الصلات البسيطة المشتركة بيننا هى أننا جميعا نسكن هذا الكوكب الصغير |
Önemli olan, Andy'nin bize ihtiyacı olduğu zaman burada olmamız. | Open Subtitles | ما يهم هو أننا هنا من أجل أندى عندما يحتاجنا |
Tıpkı sizlerle benim aynı odada olmamız gibi, kilometrelerce uzakta olsa bile. | TED | كأنني وأنت في نفس الغرفة علي الرغم من كوننا علي بعد أميال. |
Schweickart, Apophis adlı asteroidle ilgili hayli müteyakkız olmamız gerektiği konusunda ısrarcı. | Open Subtitles | أصر شويكارت على أن نبقى في حالة تأهب قصوى تجاه الكويكب أبوفيس |
"Gelirsen, bu birlikte olmamız demektir ve sonsuza dek, birlikte yaşarız." Ve gelmezse... | Open Subtitles | لو اتيت سيعنى هذا اننا معاً للابد وستبقى علاقتنا للنهاية وإن لم تأتى |
Bütün bu kaosa rağmen hâlâ bebek sahibi olmamız gerektiğini düşünüyorum. | TED | ومع ذلك، بالرغم من كل هذه الفوضى، لا أزال أعتقد أنّنا يجب أن ننجب الأولاد. |
Hele senin ve bizim için ve mutlu olmamız için yaptıklarımdan sonra. | Open Subtitles | ليس بعد ما فعلته من أجلك من أجلنا ، حتى نصبح سعداء |
Anlam kazanmamız ve iyi olmamız için Tanrı'ya inanmamız gerekmiyor. | TED | لا نحتاج الى الايمان بالله لنكون خيرون وليكون لحياتنا معنى. |
Bu şunun hatırlatıcısır; gücümüz, gelişmemiz, hayatta kalmamız ve var olmamız, çeşitliliğe dayanır. | TED | هذا تذكير بأن قوتنا نضجنا نجاتنا و وجودنا بحد ذاته يكمن في التنوع |
Hep beraber olmamız çok güzel. Bilirsin, konuşmak için. | Open Subtitles | كان التواجد معكم شئ جميل تعلموا للتحدث معكم |
Burada hep beraber olmamız, yanlış değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه من الخطأ تواجدنا جميعاً هنا ؟ |
Bir terslik olursa, yardım için orada olmamız daha iyi. | Open Subtitles | من الأفضلِ أن نكونَ متواجدين للمساعدةِ في حالِ سائتِ الأمورِ |
Duruma bakılırsa... eşit pay alacak ortaklar olmamız gerekir sanırım. | Open Subtitles | بإعتِبار كُلّ شيءِ أَعتقدُ حقاً من الآنَ فَصَاعِدَاً يَجِبُ أَنْ نَكُونَ شركاءَ كاملينَ ماذا تَقُولُ؟ |
O zaman şu an orada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذن هذا هوَ المكان الذي علينا، أن نتواجد فيه الأن. |