Bu komik bir tür sıcak levha, içinden sıcak menfez suyu çıkıyor. | TED | هناك نوع مضحك من صفيح ساخن هنا يتنفس مياه قادمة من داخله. |
Sonuçta ben sıcak bir banyo yapacağım. Onun otları da soğukta donacak. | Open Subtitles | ذلك مؤثر ، سوف أحصل على حمام ساخن وأعشابه سيكون مصيرها الذبول |
Çok sıcak olan bir yaz günü, dışarıdan çok da ilginç olmayan davul şeklinde bir binayı ziyaret ettik. | TED | في يوم صيفي حار بالتحديد، زرنا المبنى المشابه للطبل في شكله الذي لم يكن شكله من الخارج مثيراً للاهتمام. |
Eski bir modeli yapacağız. sıcak ve rahat bir hava verecek. | Open Subtitles | نحن ذاهبون مع نظرة عتيقة، والتي سوف تعطي نظرة دافئة ومريحة. |
Eve gitmeniz için sıcak ve cana yakın bir şey. | Open Subtitles | ما دافئ و لطيف ينتظرك عندما تعود إلى المنزل ؟ |
Yazın, sıcak bir ev kadar boğucu, kışın dondurucu olur. | Open Subtitles | في الصيف، فإنه خنق كدار الساخنة وفي فصل الشتاء، يتجمد. |
Ben acayip sıcak odalarda uyudum ve kendimi öldürmek istemiştim. | Open Subtitles | وأنا نمت في غرف شديدة الحرارة وأريد أن أقتل نفسي |
Kızların çoğu bunları sıcak suya basarlar. Söylüyorum ama beni dinlemiyorlar. | Open Subtitles | بعضهن يضعنهم في ماءٍ ساخن لقد أخبرتهم، لكنهن لم يستمعوا لي |
Bree hava sıcak, sen de yorgunsun. Neden içeri gelmiyorsun? | Open Subtitles | بري ، الجو ساخن ، وانت متعبة لم لا تدخلي؟ |
Yiyeceğimiz,içeceğimiz,sıcak yatağımız ve banyo için bol bol sıcak suyumuz var. | Open Subtitles | لدينا طعام و شراب و فراش دافئ وماء ساخن كافٍ لاغتسالك |
Ona sor sıcak bir yaz günü odasına gittiğimde ondan ne çalmasını istemiştim? | Open Subtitles | اسألها ماذا طلبت منها أن تعزف ذات صيف حار عندما كنتُ في غرفتها؟ |
Ben Disney versiyonunu tercih ederim şahsen. Burası sıcak mı? | Open Subtitles | عن نفسي أنا أفضل قصص ديزني، هل الجو حار هنا؟ |
Çok sıcak. Buzlu kahve ister misin? Buzlu kahve yapacağım. | Open Subtitles | الجو حار أتود قهوة مثلجة سأعد كوباً من القهوة المثلجة |
- Kimse yok ama mum hala sıcak. - Çabuk, saraya! | Open Subtitles | لا أحد هنا ، الشمعة لا تزال دافئة أسرع الى القصر |
Savaştan sonraki o soğuk zamanlarda en azından beni sıcak tuttu. | Open Subtitles | على الأقل لقد أبقاني دافئة في تلك الأوقات الباردة بعد الحرب |
Ben de bilemem, ama sıcak bir yatak ve bir dam | Open Subtitles | بالطبع , لا أتكلّم عن نفسى لكن سرير دافئ و سقف |
Hadi eve gidelim de sıcak yatakta sana bir iki numara göstereyim. | Open Subtitles | هيا نذهب إلي المنزل في سرير دافئ حيث يمكنني أن أعطيك الهز |
Sen de sıcak kaynak suyuna girip sıkıntılarının akıp gitmesini sağla. | Open Subtitles | لما لا تنضم لي في هذه الينابيع الساخنة لتنقع كل مشاكلك |
Bu nedenle onu sıcak ve soğuk ortamlardan uzak tutmalısın. | Open Subtitles | ولذلك يجب ان تحافظى عليه بعيداً عن درجات الحرارة العالية |
Bundan sonraki 10,000 yıl için hava durumu; dehşetli sıcak. | Open Subtitles | توقعات حالة طقس للسنوات إلـ 10000 القادمة حارة جدا وبشدة |
Bütün istediğim her gün baktığım soğuk, çelik, gri dış yüzeylerde sıcak, flu ve insana özgü bir şeyler görmekti. | TED | كل ما أردت أن أراه كان شيئا دافئاً وغامضاً وإنسانياً على الواجهة الرمادية الباردة والحديدية التي انظر إليها كل يوم. |
Pazarları çocuklar için sıcak bir yemek olması çok hoş. | Open Subtitles | من اللطيف أن يتناول الصغار عشاءً ساخناً في يوم الأحد |
Çoğu insan bunu bilmez ama ton balıkları sıcak kanlıdır. | TED | العديد لا يعلم ذلك لكن التونة من ذوات الدم الدافئ |
Bana 2-parçalı spesiyal ver, sıcak sosu çok olsun... ve verebileceğin kadar kızartma. | Open Subtitles | أعطِني قطعتين من نوع فريد الكثير من الصلصة الحارة كل المشويات إجلبيها لي |
Eğer aşı çok sıcak olursa bozulur, ama ilginçtir ki çok soğuk olursa da bozulur. | TED | اذا كان اللقاح دافيء لحد ما، فأنه سينهار، ولكن بشكل مثير، يمكنه أن بكون بارد جداً وأن اللقاح سينهار. |
Çay, kurutan ve terleten sıcak bir gün olacağını söyleyerek ayrılır. | Open Subtitles | أوراق الشاي تقول أنه سيكون يوماً حاراً جافاً مع التعرق الشديد |
Güzel bacaklı ve sıcak yürekli bir kız bulursam beni kimse durduramaz. | Open Subtitles | لو قابلت فتاه ارجلها قويه وقلبها دافىء لا يستطيه انسان أن يمنعنى |
Musluğu açıyorsunuz ve işte sıcak su, soğuk su ve içilebilir su. | TED | تفتح الصنبور لتجد ماء دافئا و ماء بارد, و ماء قابل للشرب. |