- tişört ıslandığı zaman, yırtılmaz. - Bunun anlamı nedir? . | Open Subtitles | عندما يتبلل القميص لا ينكسر أنا لا أعرف ماذا يعنى هذا |
Kot ve tişört konusunda kuşkum vardı ama hoşuma gitti. | Open Subtitles | كنت مرتاباً حيال أمر بنطال الجينز و القميص لكنها أعجبتني |
Belirtmeden geçmeyeyim. Leonard jiroskopu kastediyor, tişört ve kupaları değil. | Open Subtitles | لنكن واضحين ليونارد يشير لأداة تحديد الاتجاة وليس القميص والكوب |
tişört gibi uzun ömürlü bir ürün elde etmek için bu evre gereklidir. | TED | هذه المرحلة أساسية لتشكيل مادةٍ طويلة الأجل تستخدم في، على سبيل المثال، القمصان. |
Bu bir TED Ödülü sayılmaz, ama laboratuvarımızdan ayrıcalıklı bir tişört. | TED | ليست كجائزة تيد، لكنها قمصان حصرية من مختبرنا |
Asla Tony'leri izlemedim Asla V yaka tişört giymedim, ama ben bir geyim. | Open Subtitles | أنا أبدا ستعمل ارتداء عميق الخامس الرقبة تي شيرت ولكن أنا مثلي الجنس |
Şimdi bununla lanet bir tişört bile satın alamazsınız. | TED | لا يمكنك أن تشتري قميصا غبيا بهذا الثمن الآن. |
Aradığım sadece tipik bir ikinci el tişört değildi. | TED | لكنني لم أكن أبحث عن القميص التقليدي العتيق. |
Şu tişört'ü giy burada kadınlar ve çocuklar var! | Open Subtitles | ضع هذا القميص هناك النساء والأطفال قادمون |
Yine öyle koştuğum başka gün tüm parasını tişört işinde kaybeden bir adam yüzümü bir tişörte basmak istedi ancak pek iyi çizemiyordu ve fotoğraf kamerası da yoktu. | Open Subtitles | ومرة أخرى كنت أجري شخص ما , خسر كل ماله في صنع القميص أراد أن يضع وجهى على القميص |
Birkaç yıI sonra öğrendim ki o adam bir tişört için bir fikir bulmuş. | Open Subtitles | بعد عدة سنوات إكتشفت جنى الكثير من وراء فكرة القميص |
Yine öyle koştuğum başka gün tüm parasını tişört işinde kaybeden bir adam yüzümü bir tişörte basmak istedi ancak pek iyi çizemiyordu ve fotoğraf kamerası da yoktu. | Open Subtitles | ومرة أخرى كنت أجرى شخص ما خسر كل ماله فى صنع القميص أراد أن يضع وجهى على القميص |
Birkaç yıl sonra öğrendim ki o adam bir tişört için bir fikir bulmuş. | Open Subtitles | بعد عدة سنوات إكتشفت جنى الكثير من وراء فكرة القميص |
tişört almak icin bir alışveriş merkezine gittiğinizde bütün tişörtleri dener, ya da hepsini ister misiniz? | TED | عندما تذهب إلى محل ملابس لشراء قميص هل ستقوم بتجربة جميع القمصان في ذاك المحل وتريدها جميعًا؟ |
İki tane istiyorum. tişört satmak şahane! | Open Subtitles | ــ سأشتري قميصين ــ بيع القمصان رائع جداً |
Üst üste iki pantolon, birkaç tişört ve süveter giymiş ve valizlerini bırakmış. | Open Subtitles | قام بسحب زوجين من السراويل و عدداً من القمصان و الكنزات |
Her çocuğa bir grupta olduklarını söyledim, yeşil grup gibi ve hatta onlara giymeleri için birer yeşil tişört verdim. | TED | أخبرت كل طفل بأنهم كانوا في مجموعة، مجموعة خضراء مثلًا، وحتى أنني أعطيتهم قمصان خضراء لارتدائها. |
Dünya Ticaret Merkezinin yanında tişört satıyor. | Open Subtitles | انه يبيع قمصان وبدلات عند سوق عالم التجاره |
Biliyor musun, normal bir baba yurtdışında gizli göreve gidince kızına bir tişört getirir, bir insan değil. | Open Subtitles | حسنا.لكن تعلم الاب الطبيعي يذهب الى البلاد الاجنبية في مهمة سرية ويحضر لابنته تي شيرت وليس سجنا |
Ondan temiz tişört giymesini istedin o da sana herkesin hafifmeşrep olduğunu düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | طلبت منه ارتداء قميصا نظيف وهو اخبرك ان الجميع يظنك رخيصة |
Sadece bir kişinin yeşil tişört giydiğini ve sizden o kişiyi bulmanız istendiğini varsayın. | TED | تخيل أن واحدًا منا فقط كان يرتدي قميصًا أخضر، وطُلب منك أن تجد هذا الشخص. |
Sen iyisi mi kendine sarmısaklı bir tişört ayarla dostum. | Open Subtitles | من الأفضل لك الحصول على فانيلة ثومِ، رفيقي |
Deplasman formaları olan lacivert tişört ve sarı şortlarıyla sahadalar. | Open Subtitles | الـّذي يلعب اليوم بالقميص الأزرق الغامق والشورت الأصفر |
İstersen sana daha büyük bir tişört falan alabilirim. Hayır, bu harika. | Open Subtitles | آسفة ، لو تودّي قدّ آتي لكِ بقميص أكبر أو ما شابه. |
Bu sessiz inzivalara çekildiğimde kışın ortasında tişört ile terliyordum. | TED | كنت أجلسُ على هذه التراجعات الصامتة، وأتعرقُ من خلال قميصي في منتصف الشتاء. |
Aslında tişört yaptıracaktım ama bu sefer bedenleri tahmin etmek zorunda kalacaktım. İncinecektiniz falan, gereksiz. | Open Subtitles | كنت سأطلب أقمصة ، لكن وقتها سيجب أن أحصل على المقاسات ، ومشاعر بعضكم قد تتأذى ، إنها فوضى |
Elliot Stanton'ın fotoğrafta taktığıyla tişört üzerinde aynı izi bırakıyor. | Open Subtitles | مطابقة للقفازات إليوت ستانتون كان يرتدي في الصورة التي جعلت بصمة على قميصه. |
tişört giymiş dünya kadar insan var. Sana demiştim. | Open Subtitles | ثمة العديد يرتدون قمصاناً هنا لقد أخبرتكِ |
En azından zor zamanların için Japonya'da tişört imparatorluğun duruyor. | Open Subtitles | ما لم تكن لديك امبرطوريتك اليابانية للقمصان لكي تطفو |
20 dakika sonra ıslak tişört yarışmasına hakemlik yapmalıyım. | Open Subtitles | عليّ التحكيم في مسابقة الأقمصة المبللة بعد 20 دقيقة |