Baban ve senin ulaşmaya çalıştığınız yer buranın önemi tam olarak nedir? | Open Subtitles | المكان الذي كنت أنت وأبيك ،تحاولون الوصول له ما أهمية هذا الموقع؟ |
ulaşmaya çalıştıkları insanların önyargı, zayıflık ve tutkularına anlayışla bakmaları. | TED | إنه قدرتهم الإدراكية في فهم محاباة وحساسية ورغبات الناس الذين يحاولون الوصول إليهم. |
Yaklaşık 2 dakikadır ama bütün gün size ulaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | حوالى دقيقتين ، وحاولت الاتصال بك مراراً منذ مغادرتك الفندق. |
Size ulaşmaya çalıştım, ama 12 saatten fazla zamandır telsiz bağlantısından uzaktınız. | Open Subtitles | حاولت الاتصال بكم، ولكن أجهزتكم اللاسلكية كانت معطلة لأكثر من 12 ساعة |
Sevdiklerinize ulaşmaya çalışmayın ve saldırganlarla her tür fiziksel temastan kaçının. | Open Subtitles | لا محاولةَ لوُصُول الأحباءِ' وتفادوا كُلّ الإتصال الجسدي' ' .مَع المُهاجمين |
ulaşmaya çalışıyor çünkü bu saate kadar evde olmamı bekliyordu.. | Open Subtitles | إنها تحاول الإتصال بي لأني أخبرتها، أني سأكون بالبيت الآن |
Yıllarca sana ulaşmaya çalıştı değil mi? | Open Subtitles | لقد حاول التواصل معك عبر السنين, أليس كذلك؟ |
Bugün, içindeki cevhere ulaşmaya çalışıp kalbini ve cesaretini bulan ve tüm sınırları zorlayıp devam eden tüm duyulmamış kahramanlar için kutlama zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت للاحتفال بجميع البطلات المجهولات الوصول إلى أعماقهم وإيجاد ذلك الحب والشجاعة للمضي قدماً وتجاوز كل حاجز. |
Sığınma talep etmek için İngiltere'ye ulaşmaya çalıştıkları için hepsi burada sıkışıp kalmışlar. | TED | وعلقوا هناك جميعهم لأنهم يحاولون الوصول إلى إنجلترا لطلب اللجوء. |
Ama bu fıkra, bir epidemiolojist bir yaygın hastalığa ulaşmaya tam burda sever ve zafere bu bayır aşağıda ulaşır. | TED | لكن النكتة هي، عالم وبائيات يحب الوصول للوباء هنا ويمتطي لتحقيق المجد في أسفل المنحنى. |
Bu da laboratuvarımızda yaptığımız başka bir çalışma: Rüyalardaki bu iç sese ulaşmaya çalışıyoruz. | TED | هنالك عملٌ آخر نقوم به في مختبرنا: وهو محاولة الوصول إلى هذا الصوت الباطن في الأحلام. |
Mike, tatlım, bütün gün sana ulaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | مايك ، عزيزي ، حاولت الوصول إليك طول اليوم. |
Mike, tatlım, bütün gün sana ulaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | مايك ، عزيزي ، حاولت الوصول إليك طول اليوم |
Sayın Başkan, yetkilerimizin değiştirildiğine dair aldığımız bir emir hakkında size ulaşmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، لقد كنا نحاول الاتصال بك بشأن أمر تلقيناه بخصوص نقل الاختصاصات |
Bir araya getirebilmemiz için yardımcı olacak bir kutu veya tamamlanmış halinin resmini bulabilmek için üreticisine ulaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت الاتصال الصانع، دانكو، لمعرفة ما إذا ما في وسعهم، كما تعلمون، ترسل لنا صورة من مربع أو شيء |
Daha önce cavaplamadığım için üzgünüm, o zamandan beri sana ulaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | اعتذر لاني لم ارد من قبل أنا من وقتها احاول الاتصال بك |
Tüm gün sana ulaşmaya çalıştığını söyledi, sonra burayı denemeye karar verdi. | Open Subtitles | قال أنه كان يحاول الإتصال بكِ طيلة اليوم لذا قرر المحاولة هنا |
Birkaç hafta önce öldü. Sana birçok kez ulaşmaya çalıştık. | Open Subtitles | ،لقد ماتت منذ بضعة اسابيع .وحاولنا الإتصال بك عدة مرات |
Bir kaç kez ulaşmaya çalıştım, ama hiç kimse açmadı. | Open Subtitles | حاولت الإتصال بضعة مرات لكن لا أحد يُجيب على الهاتف |
Annesi ona ulaşmaya çalıştığında, o bu mektubu geri göndermiş. | Open Subtitles | عندما حاولت امها التواصل معها ارسلت هي هذه الرسالة |
Evet. Ben de sana ulaşmaya çalışıyordum. Bodrumunda birşey buldum. | Open Subtitles | أجل، لقد حاولت الأتصال بك عثرت على شيئاً في قبوه |
Size ulaşmaya çalıştım, ama telefonu açan olmadı. | Open Subtitles | حاولت أن أصل إليك ولكننى لم أتلق رداً منك |
Konferanstan sonra ortadan kayboldu. Ona ulaşmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | فلقد إختفى من المؤتمر كنتُ أحاول الإتّصال به |
bir otoyolda gideceğiniz yere ulaşmaya çalışmak gibidir. | TED | انها مثل القيادة على الطرق السريعة، في محاولة للوصول إلى الوجهة. |
Ona birkaç defa ulaşmaya çalıştım ama cevap vermedi. | Open Subtitles | لقد حاولت الاتّصال به عدّة مرّات و لم يرد |
Eğer bir şekilde size ulaşmaya çalışırsa, ...hemen bizi aramanızı istiyorum. | Open Subtitles | من المحتمل أنّه يريد التوصل إليكِ أريدكِ أن تتصلي بيّ مباشرةً |
Evet. Savunma Bakanlığı'na ulaşmaya çalışıyorum, lütfen. | Open Subtitles | أجل، أريد أن أتواصل مع وزارة الدفاع مِن فضلك |
Çalıştırdığın zaman diğer insanlara ulaşmaya mı çalışacaksın? | Open Subtitles | حالما استطعت تشغيلها أستحاول أن تتواصل مع اناس آخرين |
İşte kanıt! Fry yaşıyor ve bana rüyalarımda ulaşmaya çalışıyor! | Open Subtitles | هذا يثبت الأمر, فراي حيّ في مكاناً ما و هو يتواصل معي في أحلامي |
Bak, şey... eğer oradan sağlam çıkmış olsa... ve sana ulaşmaya, seninle konuşmaya çalışsa, bana söylerdin, değil mi? | Open Subtitles | انظري إذا أخذ فرصة ونجا يَجِبُ أَنْ يُحاولَ الإتِّصال بك ويُحاولُ مقابلتك |
Telsizden ulaşmaya çalışıyorum ama cevap vermiyor. | Open Subtitles | وأحاول ان اصل لها بالاسلكي ولكنها لاتجيب |