Düşünmemi sağladılar ve o kadınlara yaptıkları Walter ile ilgili yaptıkları... | Open Subtitles | ثم سأفكر كثيرا وما فعلوه بتلك النساء، وما فعلوا بأمر والتر |
yaptıkları şeyin cezasını çekmeleri için gücüm yettiğince her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | وسأقوم بكلّ ما في إستطاعتي للتأكّد أن يدفعوا ثمن ما فعلوه. |
Hemen söyleme. Daha önce yaptıkları için ona iyi bir ders vereceğim. | Open Subtitles | لا تخبريه ليس بعد سأمزح معه لقاء ما فعله بي من قبل |
Beğenin ya da beğenmeyin, Jaffaların bu insanlara... ve binlercesine yaptıkları suçtur. | Open Subtitles | سواء اردنا او لا ما فعله الجافا بهؤلاء وآلاف أخرين هي جريمة |
Belki babamın bana yaptıkları yüzündendir ya da belki de annemin yaptıkları yüzünden. | Open Subtitles | ربما السبب هو ما فعله والدي أو قد يكون السبب ما فعلته والدتي |
Bana yaptıkları şeye tüm kalbim ve ruhumla nefret ediyorum. | Open Subtitles | . أنا أكره كُل ما فعلوه بى من أعماق قلبى |
Ve yaptıkları şey müzenin ziyaretçilerini saran boşluğun kalitesini artırmak üzere dahili inşa elementi yaratmaktı. | TED | وما فعلوه انهم أنشأوا مبنى متكامل من اجزاء لتحسن مدى المسافات والمساحات التي تحيط زوار المتحف. |
Üniversitesinde Fabian Monrose'nin laboratuvarında yaptıkları ve baktığınızda sezgisel bir şey ama şaşırtıcı türde. | TED | كان هذا مختبر فابيان مونسورس في جامعة كارولينا الشمالية، وما فعلوه كان شيء بديهي بمجرد رؤيته، لكن فيه نوع من المفاجأة. |
Ve sonra, Ekim ayında yaptıkları ise şuydu: Deri hücreleri aldılar, bunları kök hücrelere dönüştürdüler ve bunları karaciğer hücrelerine dönüştürmeye başladılar. | TED | ومن ثم ما فعلوه في أكتوبر هو أنهم أخذوا خلايا جلدية وحولوها إلى خلايا جذعية وبدأوا في تحويلها إلى خلايا كبدية. |
O gün, o adamın bana yaptıkları beni baştan aşağı değiştirdi. | Open Subtitles | ما فعله ذلك الرجل في ذلك اليوم جعلني أصبح شيئاً مختلفاً |
Lucille'e yaptıkları yüzünden çok sinirlenmiştim o yüzden işkenceyi biraz uzun tuttum. | Open Subtitles | لا زلت مذهول مما فعله بلوسيل لذا أَخذتُ وقتَي مَع ذلك الوغد |
Çünkü küçükler, güzel kokarlar ve tek yaptıkları yüzünü yalamaktır. | Open Subtitles | و رائحتهم جيدة, وكل ما يريدون فعله هو لعق وجهك. |
Yıllardır yaptıkları gibi takım olarak çalışarak boğazda yayılıp av arıyorlar. | Open Subtitles | يعملون كفريق ،كما فعلوا لعقود ينتشرون عبر المضيق بحثاً عن طريدتهم |
Yetimhanedeki bir çoklarına yaptıkları gibi beni de işe aldılar. | Open Subtitles | لقد جنّدوني منذ كنتُ في الملجأ، كما فعلوا مع الكثيرين |
Bilselerdi, bana yaptıkları gibi onu da daha güvenli bir yere naklederlerdi. | Open Subtitles | أعتقد أنهم سينقلونها لمكان أكثر حماية لو إكتشفوا الأمر كما فعلوا بي |
Onun yaptıkları yüzünden neler yaşadığım hakkında bir fikrin yok. | Open Subtitles | ليس لديك فكره عما مررت به بسبب ما فعلته هي |
yaptıkları işte o kadar iyiler ki bazen onlara fazla güveniyorum. | Open Subtitles | هم ماهرين جدا فيما يفعلوه أنا أعطيهم المنح فى بعض الاوقات |
Çocukların oynama şekline bakarsanız, bir şeyi açıklamalarını istediğinizde yaptıkları aslında bir takım deney gerçekleştirmek. | TED | لو أنك تأملت طريقة لعب الأطفال، أو حين تطلب منهم تفسير أمر ما، فما يقومون به هو في الحقيقة سلسلة من التجارب. |
Yalan söylemeye çalıştım ama yaptıkları şey sana boğuluyormuşsun hissi veriyordu. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكذب , و لكن يفعلونها بحيث يشعرونك بالغرق. |
İnsanların yaptığını sandığımız ve gerçekte yaptıkları şey arasındaki fark çok büyük. | Open Subtitles | الثغره بين مانعتقده ان الناس تفعله وبين حقيقه مايفعلونه لهو أمر شنيع |
Elizabeth: yaptıkları harika şeylerden birisi de, bizi sağlıklı yiyeceklerin dünyasıyla tanıştırmaları. | TED | إليزابيث: من الأشياء الرائعة التي فعلوها هو أنهم عرفونا على الأطعمة الصحية بمختلف أنواعها. |
Ama sen de biliyorsun, biz de biliyoruz ki, yaptıkları doğruydu. | Open Subtitles | لكن انتم تعلمون , وكذلك نحن ان مافعلوه كان الامر الصحيح |
Sadece ülkeme saldırılmamış, ama birdenbire, başkasının yaptıkları yüzünden bir vatandaştan bir şüpheliye dönüşmüştüm. | TED | لم يتعرض وطني لهجوم فحسب، ولكن في غمضة عين، أفعال أحدهم حولتني من مواطنة لمشتبه بها. |
yaptıkları, Yüzüğün her birimizi niye seçtiğini anımsatıyor. | Open Subtitles | أفعاله ستكون تذكرة لنا عن سبب اختيار الخاتم لكل منا |
yaptıkları şey, bizi psikologların ortak gerçeklik dedikleri şeye davet etmek. | TED | ما يفعلونه هو دعوتنا إلى ما يسميه علماء النفس الواقع المشترك. |
tarihi yazanlar sadece yaptıkları ... daimi çatışmalar aracılığıyla yaşam mücadelesinin altını çizenlerdir. | Open Subtitles | الذين يصنعون التاريخ بالتأكيد يصارعون من اجل الحياة خلال افعالهم انه الصراع الابدي |
Ama onun bana yaptıkları, birbirimize yaptıklarımız yüzünden ondan ayrılamadım. | Open Subtitles | لكنني لم أستطع تركه بسبب مافعله بي .. مافعلناه لبعضنا |