ويكيبيديا

    "yardım etme" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لمساعدة
        
    • بمساعدة
        
    • توقف عن المساعدة
        
    • مساعدة
        
    • لا تساعده
        
    • لا تساعديني
        
    • في مساعدتنا
        
    • في المساعدة
        
    Tüm Kansas'lılara, ister zengin, ister... fakir olsunlar yardım etme, Open Subtitles الشجاعة لمساعدة كل أهل كنساس، سواءً كانوا أغنياء أو فقراء
    Takımımız uyduları kullanarak insanlığa yardım etme konusunda tutkulu. TED كل الفريق متحمس لفكرة استخدام الأقمار لمساعدة البشرية
    Ve milyarlarca insanın günlüğü-iki-dolar cehenneminden çıkmaları için yardım etme çabalarımıza zarar veriyor. TED ويخرّب جهودنا ومحاولاتنا لمساعدة مليارات الناس للخروج من جحيم الدولارين في اليوم.
    "...diğerlerine yardım etme yolundaki çabaların, ve benim seni düşürdüğüm duruma bak. Open Subtitles إلتزامكِ بمساعدة الآخرين و أنا موضعتكِ في موقع هو عبارة عن كابوس لكل طبيب
    yardım etme. Her şeyi berbat ediyorsun. Open Subtitles توقف عن المساعدة, أنت تخرّب كل شيء
    Bu videoya bayılıyorum çünkü çiftçilere yardım etme konusunda bitki genetiğinin gücünü gösteriyor. TED أنا أُحب هذا الفيديو لأنه يُظهر قدرة علم الوراثة النباتية على مساعدة المزارعين
    Sonrasında daha az bireysel hissetiler ve birine yardım etme fırsatı doğduğunda daha cömert davrandılar. TED ولكن بعد ذلك شعروا شعوراً أقل بالأنانية، بل وبدأوا بالتصرف بطريقةٍ أكثر كرماً عندما منحوا الفرصةَ لمساعدة أحدهم.
    İstisna olduklarını düşünmek benzer durumdaki öğrencilere yardım etme sorumluluğumuzdan bizi soyutlar. TED التفكير فيهم كاستثناء يعفينا من تحمل المسؤولية الاجتماعية لمساعدة الطلاب في مواقف مشابهة.
    Leni, belki Michelle'e yardım etme şansını gördüğünden, belki de bu işgalci düşman askerinin içindeki adamı merak ettiğinden, akşam onunla buluşmaya karar veriyor. Open Subtitles ربما لأن ليني ترى فرصةً لمساعدة ميشيل و ربما لأن ليني ترغب بأن تعرف أي نوع من الرجال يكمن في العدو المحتل
    Afrika gibi bir kıtaya en iyi yardım etme şeklimizin güçlü dünya ekonomisiyle olacağını kabul ediyor ve öyle düşünüyoruz. Open Subtitles نحن متفقون,و نحن نشعر بان افضل طريق لمساعدة قارة مثل افريقيا هو عن طريق امتلاك اقتصاد عالمي قوي
    Eminim, daha geniş bir zamanda, bu tür üzüntüde birine yardım etme konusunda uzmansındır ama gördüğün gibi, o kadar geniş zamanımız yok. Open Subtitles أنا واثق أنك مؤهل لمساعدة الأشخاص في مثل هذه المحن خلال وقت معين
    İnsanlara yardım etme fırsatını kaçırıyor olabilirim. Open Subtitles أقصد , أنني قد أكون أفوت فرصة لمساعدة الناس
    Ruh hastalığını bu çocuklara karşı yardım etme yolu olarak kullanman çok etkileyici. Open Subtitles و أنظفها طوال الأسبوع الطريقة التي تسخدمين فيها مرضك العقلي لمساعدة هؤلاء الشباب ملهمة حقاً
    Mercer'lara yardım etme konusundaki tek umudumuzu da yok etmeyeceğiz. Open Subtitles لا سبيل لذلك لا يمكننا التخلي عن أملنا الوحيد لمساعدة التاجر
    "Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." Open Subtitles التعهد بمساعدة الآخرين و وضعتك في وضع.. يشكل كابوساً لكل طبيب
    "...diğerlerine yardım etme yolundaki çabaların, ve benim seni düşürdüğüm duruma bak. Open Subtitles إلتزامكِ بمساعدة الآخرين و أنا موضعتكِ في موقع هو عبارة عن كابوس لكل طبيب
    "Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." Open Subtitles التعهد بمساعدة الآخرين و وضعتك في وضع.. يشكل كابوساً لكل طبيب
    yardım etme. Open Subtitles توقف عن المساعدة
    yardım etme. Open Subtitles توقف عن المساعدة
    Ama bu esaslı güç, Kenya'nın ruhuna yardım etme becerisinin altında yatıyor böylece biz nihayet gerçek bir ulus kurabiliriz. TED لكن القوة الحقيقية تكمن في القدرة على مساعدة كينيا في التعافي النفسي، حتى نتمكن في النهاية من بناء أمة حقيقية.
    Lütfen yardım etme. Neye bakıyorsunuz? Open Subtitles لا تساعده بعد الآن إلى ماذا تنظرون يا شباب؟
    Yo, yardım etme. Open Subtitles لا، لا تساعديني.
    Dave'den bahsetmesi belki de Duke'ün Croatoan'a çaktırmadan bize yardım etme şeklidir. Open Subtitles وتذكيرنا بديف ربما هذه هي طريقة ديوك في مساعدتنا من دون ان يشعر كروتون بذلك
    Gerçek zayıflıklarım, gerçek tahminlerim hakkında birdenbire şeffaf olmak benim işime gelir, çünkü bilirim ki eğer başarısız olursam suçlanmayacağım, yardım etme ya da yardım isteme konusunda başarısız olmak dışında. TED فجأة يصبح من مصلحتي أن أكون شفافاً من ناحية نقاط ضعفي الحقيقية، توقعاتي الحقيقية، لأني أعلم أنني لن أٌلام إن فشلت، لكن الأمر مختلف إن فشلت في المساعدة أو طلب المساعدة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد