ويكيبيديا

    "yere" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حيث
        
    • المكان
        
    • أرضاً
        
    • مكانٍ
        
    • الارض
        
    • بدون
        
    • للمكان
        
    • مكان ما
        
    • دون
        
    • الى
        
    • حيثما
        
    • بمكان
        
    • مكاناً
        
    • بلا
        
    • مكانك
        
    Üçüncüsü, ileri düzey gönderim araçları kullanacağız, bununla amaç, mevcut ilaçları vücutta tam da gitmesi gereken yere göndermek. TED الثالث، نحن نبني وسائل توصيل متقدمة لتوجيه الأدوية القائمة بدقة إلى حيث الأماكن التي تحتاج الوصول إليها في الجسم.
    Bir ürünün nerede nasıl üretildiği ve bulunduğu yere nasıl geldiği gibi doğruladığımız ve izlediğimiz bilgileri nasıl paylaşacağız? TED كيفية مشاركة المعلومات التي قمنا بالتحقق منها وتعقبها حول مصدر المنتج، وكيفية إنتاجه وكيف وصل إلى حيث هو الآن؟
    CO: Dün beni Washington Sokağı'ndaki o yere gönderdin, şimdi zehirli sarmaşık döküntüsüyle kaplandım. Yani, günlerimiz böyle şeylerle dolu geçti. TED كايتريا أونيل: لقد ارسلتني إلى ذلك المكان في شارع واشنطن أمس، والآن فأنا مغطاة باللبلاب السام. هذا هو ما ملأ أيامنا.
    Ve geriye dönüp, çıktığınız yere bakıyorsunuz, ve bazı insanlar yüksek sesle konuşuyor. TED كما أننا نستدير ونظر في المكان حولنا، وبعض الناس يكلمون أنفسهم بصوت عال.
    Ben tam eğitimli bir polis memuresiyim, seni yere yatırıp hemen kelepçelerim. Open Subtitles ،أنا شرطية متدربة على أعلى مستوي سأطرحك أرضاً وأقيدك في لمح البصر
    Ama çöplüğün bir yere yapılması gerekliydi ve vatandaş olarak sorumlulukları vardı. TED ولكن يجب التخلص منها في مكانٍ ما وكان لديهم شعور بالمسؤولية كمواطنين.
    Yani bütün seviyelerle konuşma ve onların bulundukları yere ulaşabilme yetisine sahip olmalıyız. TED إذا ينبغي عليك أن تقدر على مخاطبة كل المستويات، لتصل الى حيث هم.
    Fakat olduğum yerden olmak istediğim yere gitmek için, bir şeye ihtiyacım vardı. TED ولكن للذهاب من حيث كنت الى حيث اردت ان اكون كنت احتاج شيئا
    Ayrıca Boston'a yeniden yerleşmekten de gurur duyuyorum aslında büyüdüğüm yere. TED و فخور أيضاً بإنتقالي هنا إلى بوسطن حيث ترعرعت في الواقع
    O ödülü her zaman kalbinin olması gereken yere koyabilirsin. Open Subtitles يمكنك دائما وضع تلك الجائزة حيث ينبغي قلبك أن يكون.
    Kıçıma tekme yemeden de dürüst olabileceğim yere geri döneceğim. Open Subtitles سأذهب حيث أكون مخلصة دون أن أتعرض للأهانة من أحد
    Atımı sakatladım. Seni bıraktığım yere döndüğümde karanlık çökmüştü ve kimse yoktu. Open Subtitles فرسى أصبحت عرجاء وعندما عدت الى المكان الذى تركتك به حل الظلام
    Yanlış not ettiğini sanmam. Bence sen beni doğru yere gönderdin. Open Subtitles لا أعتقد أنكى كتبتيهم خطأ أعتقد أنكى أرسلتينى إلى المكان الصحيح
    - Hey, oraya değil! - Bize koymamızı söylediği yere koy. Open Subtitles ليس هناك هذا هو المكان الذى قالت لنا ان نضعة فية
    Benny, silahımı yere indirip telefona cevap vereceğim, tamam mı? Open Subtitles بينى أنا سأضع سلاحى أرضاً وسأجيب على الهاتف حسناً ؟
    Ya da geri dönüp başka yere gidebilirler. O zaman onları trafikte kaybedebiliriz. Open Subtitles أو ربما يرجعوا و يذهبوا إلى مكانٍ آخر و نفقد أثرهم وسط الزحام
    Yükselir, ters salto atıp gösteri yapar, sonra da yere düşerler. Open Subtitles التى تطير في الهواء عاليا وتتدحرج عكسا اتجاها الى الارض سقوطا
    Söyle, Peachy ve ben ordumuz olmadan bir yere gitmeyiz. Open Subtitles أخبره بيتشى وأنا لا نذهب لأى مكان بدون الجيش معنا
    Yüzbaşı Mallory ve Andrea bizi gideceğimiz yere götürmekten sorumlu. Open Subtitles الكابتن مالوري واندريا مسئولين عن قيادتنا للمكان الذي سنذهب اليه
    Ve onu desteye geri koyalım, ortalara bir yere ve başlayalım. TED ودعونا نعدها إلى الحزمة، في مكان ما في الوسط، ودعونا نبدأ.
    Başka bir yere aitler. Müze olabilir; ama burası değil. TED إنهم ينتمون الى مكان ما. ربما في متحف؛ ليس هنا.
    - Artık özgürüz. - Gemimiz var ve istediğimiz yere gidebiliriz. Open Subtitles إننا أحرار، و نملك مركبة، و الوسائل اللازمة للذهاب حيثما نريد
    Mesela sen polise anahtarını orada bir yere bıraktığını söylesen. Open Subtitles إفترض أنك تخبر الشرطة بأنك تركت مفتاحك هنا بمكان ما
    -Evet. Öldüğünden emin ol, beline bir taş bağla, derin bir yere götür. Open Subtitles ـ أجل ـ قم بوضع صخرة داخل بطنه، و أرميه في مكاناً بعيد
    Aslan çenesini gevşetince, bakıcı adam hareketsiz bir şekilde yere düştü. TED أخيرًا عندما أرخَى الأسد فكيه، انزلق المروض إلى الأرض، بلا حراك
    Bunlar işe yaramaz. Hiçbir yere varamayacaklar. Çinli Çinlidir, buna rağmen. Open Subtitles ما كنت لأعتمد عليه لو كنت مكانك لبذلت قصارى جهدي لمساعدتهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد