TR: O zaman şu anda yüzde 86 oranda kesinsiniz? | TED | توم رايلي: إذاً فأنتم الآن دقيقون بنسبة 86 في المئة؟ |
Bir kişi vaktinden önce butona basma sorumluluğunu kabul ederse, o zaman sadece robotun kimi ziyaret ettiğini bilmeleri gerekecek. | TED | إذا قبِل شخص واحد المسؤولية في وقت مبكر لضرب الزر. إذن هم فقط يحتاجون إلى معرفة من قد زاره الروبوت. |
Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |
Airbus'ta iki tane motorumuz var; bir motorla onu uçurabilirsiniz. Yani B planı, her zaman B planı var. | TED | لدينا محركان علي كل طائرة اير باص؛ بينما من الممكن ان تطير بمحرك واحد. فوجود خطة بديلة مهم دائماً. |
Bir muhabir olarak birine mikrofon uzattığım zaman bu onaydır. | TED | حسنًا، كمراسلة، إذا علقت ميكروفونًا على شخص ما، فهذه موافقة. |
Bir zaman önce, Formula 1 yarışı kazanmak için bütçenizi alıp bu bütçeyi bahis olarak iyi bir şöföre ve arabaya yatırırdınız. | TED | كان سابقاً اذا اردت ان تفوز بسباق الفورملا 1 تأخذ ميزانيتك ، و تراهن بهذه الميزانية على سائق جيد و سيارة جيدة. |
Bunu anlayamıyorum çünkü eğer salınımların durması gerekiyorsa o zaman salınımları durdurmalıyız. | TED | لا أفهم ذلك، فإذا كان للانبعاثات أن تتوقف، فيجب علينا إيقافها إذاً. |
Yani zaman perspektifi nedir? Bu konu hakkında konuşacağım bugün. | TED | إذاً ماهو منظور الزمن؟ هذا ما سوف أتحدث عنه اليوم. |
O zaman, daha baştan yemin etmesinin bir anlamı yok demektir. | Open Subtitles | إذاً لم يكن يتوجب عليه ان يقوم بالقسم في بادئ الأمر |
- O zaman yoldayken çalınmış olmalı. - Onları gördünüz mü? | Open Subtitles | ـ إذن لابد أنهم قد سرقوا فى الطريق ـ هل رأيتهم؟ |
O zaman burası hapishane. Vizon örtülü ve birinci sınıf servisli. | Open Subtitles | إنه سجن ، إذن مخطط ثعلب محاط بخدمة من الدرجة الأولى |
- O zaman kendini de öldürebilirsin. - Kendimi öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | ـ إذن فبوسعك قتل نفسك، أيضا ـ لن أقتل نفسي |
zaman içinde, birkaç sistemin aileden daha çok 'waterfall' olmasının bir sebebi vardır. | TED | هناك سبب جعل بعض الأنظمة تعمل كالشلال اكثر من الأسرة على مر الزمن. |
İnsanların bana her zaman sorduğu soruları cevaplayacağım, ama dürüst bir şekilde. | TED | وسوف أجيب على الأسئلة التي يسألها الناس دائماً لي، ولكن باحتيال صادق. |
Bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı. | TED | وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت. |
Ve hatta online suçluları bulabilsek bile çoğu zaman sonuç alınmaz. | TED | و حتى اذا استطعنا ايجاد المجرمين في الغالب لا يوجد ناتج |
Şey, evet. Her zaman söylerim zaten aile en iyi ilaçtır. | Open Subtitles | حسناً , أجل , لطالما أقول أن العائلة هي أفضل دواء |
Mevcut durumun ne olduğu ile ne olabileceğini karşılaştırdığı zaman. | TED | ذلك حين قارن بين الوضع الحالي وبين المفترض أن يكون. |
O vebalı kadını kasabaya getirdiği zaman, hepimize ihanet etti. | Open Subtitles | لقد خاننا، حينما أحضر المرأة المصابة بالطاعون لتنقل لنا العَدوى |
Ve daha sonra, ona Moss Hart hakkında konuşurken, dedim ki,... ...tanıştığınız zaman onun kim olduğunu biliyor muydunuz, | TED | ومن ثم قلت أنا، آه، لقد كانت تتحدث عن موس هارت، تعلمين، عندما قابلتيه كنت قد عرفتي أنه هو، |
Karşımda duran bu bulutun aslında hava kirliliği olduğunu anlamam çok zaman almadı. | TED | لم أستغرق وقتًا طويلًأ لأدرك أنني كنت أنظر لغيمة ضخمة من تلوث الهواء. |
TR: O zaman bu 1.000 dolarlık çözümden daha iyi. | TED | توم: حسنًا، إذًا هذا حل بتكلفة أقل من 1,000 دولار. |
- Eğer zengin değilsen, o zaman nasıl yeni bir buzdolabın elektrikli konserve açacağın ve bir milkşeyk makinen var? | Open Subtitles | اذا لم تكن غنيًا ، اذن كيف لك ان تمتلك ثلاجة جديدة وفتّاحة علب كهربائية ، و ماكينة خفق الحليب |
Bir çiftliğe gittiğiniz zaman öyle hemen kalp krizi geçiren bir domuz bulamıyorsunuz biz de dedik ki stentler konusunda uzmanız. | TED | وعندما تذهب إلى مزرعة ، لا تستطيع بسهولة أن تُحدث نوبات قلبية للخنازير فقلنا، حسنا ، نحن خبراء في تركيب دعامات |
Bu ceketi parçalara ayırmak çoğu zaman daha çok para ve zaman gerektiriyor. | TED | ولذلك كثيراً ما يتطلب الأمر المزيد من الوقت والأموال لتفكيك سترة مثل هذه. |