ويكيبيديا

    "zamanı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوقت
        
    • عندما
        
    • الزمن
        
    • متى
        
    • موعد
        
    • بالوقت
        
    • الأوان
        
    • وقتُ
        
    • وقتاً
        
    • حين
        
    • اللحظة
        
    • وقته
        
    • حينما
        
    • وقتها
        
    • الوقتُ
        
    Bu zamanı gelen kutumu boşaltmak ve acil aramaları yapmak için kullanacaktım. TED لذلك سأستغل هذا الوقت في تنظيف بريدي الإلكتروني وعمل أي مكالمات ضرورية.
    Böylece atomik saat sayesinde, zamanı saniyenin milyarda biri hassasiyetle, ve uydudan olan mesafeyi de çok hassas bir şekilde belirleyebiliyoruz. TED لذلك شكرًا للساعة الذرية نقرأ الوقت بدقّة تصل إلى واحد في المليار من الثانية وقياس مسافة دقيق جدًا من ذلك القمر
    Artık yapısal eşitsizliğe karşı beraberce sesimizi yükseltme ve de birlik olma zamanı. TED لقد حان الوقت لنا للنهوض والتكلّم جميعا بصوت عال حول عدم المساواة الهيكلية.
    Fakat bu reddetmenin veya atağın tehlikesini öğrendiğimde, bunu değiştirmenin zamanı diye düşündüm. TED لكن، عندما تعلمتُ عن مخاطر الرفض أو الهجوم، فكرتُ، حان الوقت لتغيير ذلك.
    Bu fotoğrafta da, zamanı bir dama tahtası gibi kullandım. TED لذلك قررت أن أجعل الوقت كمربعات الشطرنج في هذه الصورة.
    Yani kısaca şimdi zaman, gerçekten sıkı bir kaka şakasını anlatma zamanı. TED لذلك أعتقد أنه حان الوقت كي نجرب ونقول طرفة خرائية جيدة حقاً.
    Bazı ölçülere göre, insanoğlunun yaşayabileceği en güzel zamanı yaşıyoruz. TED استنادا الى بعض المقاييس نحن الان في الوقت الأفضل للبشرية.
    Bu demek oluyor ki, doktorlar ve hemşireler... ...hastaların sağlıklarına yeterli zamanı ayıramıyorlar. TED مما يعني أن الأطباء و الممرضات الموجودين لن يتوافر لهم الوقت لرعاية المرضى.
    Baxterlar dört kişi azaldığına göre, harekete geçmenin tam zamanı. Open Subtitles اعتقد انه بالناقص اربعة من الباكسترز الوقت مناسب كأي مرة
    Daha fazla insanın parası ve zamanı olsaydı, o kadar basit olmazdı. Open Subtitles سيكون هناك أكثر بكثير من ذلك إن كان للناس الوقت والمال الكافي
    Durma zamanı, geri dönüp bir erkek gibi savaşma zamanı. Open Subtitles حان الوقت بأن تتوقف, حان الوقت لتعود و تقاتل كالرجال
    Çok şükür zamanı gelince yeterince katırımız ve askerimiz var. Open Subtitles عندنا بغال كفاية ، ورجال بنادق لحراستهم عندما يحين الوقت
    Şimdi tam zamanı başlamanın... en muhteşem nesne görevine başlamanın tam zamanı, Randall. Open Subtitles الآن هو الوقت .. كي نبد .. كي نبداً التحدي من أجل ..
    Tanrı seni sürekli izleyecek, sana uygun zamanı işaret edecek. Open Subtitles يجب أن آمر الحرس بتتبعكم حتى يساعدوك في الوقت المناسب
    Hepsine bir el atma zamanı, dostum. Güneş hepten rengini açıyor. Open Subtitles لقد حان الوقت أيها الصديق القديم الذى أعطيك فيه اللمسه النهائيه
    Ya da XYZ'nin başkanının, XYZ'yi satma zamanı geldiğine karar vermesi gibi mi? Open Subtitles أو عن رئيس مجلس المجموعة تقرّر أن الوقت قد حان للتخلّص من المجموعة؟
    Zengin bankalarındaki yağlı işe beni geri istemelerinin zamanı değil. Open Subtitles خاصةً عندما أعود إلى وظيفتى الهامة فى ذلك المصرف الكبير
    Hiç yok nükleer enerji korkumuz, çünkü zamanı durduramaz hiçbiri. TED لا تخافوا اللطاقة الذرية فلا أحد منهم يستطيع إيقاف الزمن.
    Güzel, ama henüz poliçeyi oraya koyma. zamanı gelince söyleyeceğim. Open Subtitles حسناً,و لكن لا تضعى البوليصة هناك الآن سأخبرك متى تضعيها
    Ve siz geride kalanlar için ufak bir itaat zamanı. Open Subtitles أما بالنسبة للثلة المتبقية منكم فقد حان موعد انضباطكم الصغير
    Mulder, alt kattaki saatin doğru zamanı gösterdiğini fark ettin mi? Open Subtitles مولدر، حدثت لملاحظة سجّل وقت طابق سفلي هل إستمرار بالوقت المثالي؟
    Benim güzel oğlum artık saklama. Artık her şeyi hatırlama zamanı. Open Subtitles ولدي الجميل، لا اختباء بعد الآن، آن الأوان لتتذكّر كلّ شيء.
    Oyun zamanı. Yarın yalvarıyor olacaklar. Boşver. Open Subtitles وقتُ اللعب هم سيستجدوننا غداً ضِعْهم فوق
    Kalkış ve uçuş anında, zamanı beraber geçiriyoruz, fakat hepsi bu. Open Subtitles بين الإقلاع والهبوط نقضي وقتاً سوياً هذا كل ما نحصل عليه
    Hayatımda bir gün bile hastaneye gelmemiştim bademciklerimin alındığı zamanı saymazsak. Open Subtitles لم اقضي يوما كاملاً في حياتي بالمستشفى باستثناء حين ازلت اللوزتين..
    Bunu tam doğru zamanı bekleyerek yıllarca yanımda taşıdğımı biliyorsun. Open Subtitles تعلمون، لقد حملت هذه موجودة منذ سنوات انتظار اللحظة المناسبة،
    Evliliğin karışık düzenini sürdürebilmek için gerekli olan zamanı pek vermez. Open Subtitles بالكاد يترك الشخص ليمضي وقته بمفرده ليبقى ويكون مخدوعاً بتواجده لزواجه.
    Orası bana evlenmeden önce anneni görmek için gittiğimiz zamanı hatırlattı. Open Subtitles هذا المكان يُذكِّرني حينما كنا نسافر لرؤية والدتك، قبل أن نتزوج
    İyi, artık zamanı gelmişti. Artık mesai kavramını aştınız demek, huh? Open Subtitles حسناً حان وقتها هل انتهيتم يا رفاق من فائض المناوبة النهارية؟
    Bu işe yaramazsa , biz hala Rusları uyarmak lazım. , Uh, konsolosluk ziyaret bizim eski arkadaşı ödemek zamanı gibi geliyor. Open Subtitles إن لم ينجح ذلك, فلا زال يجبُ علينا إنذار الروسِ بما هو قادم يبدو أنَّه الوقتُ المناسب لزيارة صديقنا القديم في القنصلية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد