ويكيبيديا

    "zamanım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوقت
        
    • وقت
        
    • وقتاً
        
    • وقتٌ
        
    • وقتًا
        
    • وقتُ
        
    • وقتى
        
    • وقتا
        
    • بوقت
        
    • بالوقت
        
    • زمني
        
    • وقتَ
        
    • الوقتِ
        
    • الوَقت
        
    • الوقتُ
        
    Size panjurların tozunu almak için zamanım yok diyebilirim ama bu doğru değil. TED يمكننني القول ليس لدي الوقت لإزالة الغبار عن ستائري ولكن هذا ليس صحيحًا.
    Çünkü tatilden önce arkadaş edinemem için çok az zamanım vardı. Open Subtitles أما ألان فلدى مزيد من الوقت لمعرفة أصدقاء جدد قبل الصيف
    O zaman gerçek hobimi yapmak için daha çok zamanım olacak. Open Subtitles وبعد ذلك سوف يكون لي المزيد من الوقت لمتابعة هوايتي الحقيقية:
    Ve 8 saatlik uykusuz geçen yolculuğum sırasında düşünecek çok zamanım oldu. TED حسنا، لدي وقت طويل خلال الثمانى ساعات لأفكر فيه دون أن أنام
    Yatma zamanım çoktan geçti ve çok yorucu bir gün geçirdim. Open Subtitles لقد مر ميعاد وقت نومي لقد كان اليوم أكثر الأيام إجهاداً
    Hayır, size burada bir sorun olmadığını söylemiştim. Boşa harcayacak zamanım yok. Open Subtitles .قلت لك، نحن لا نحتاج الى أي شخص .ليس لدي وقت لنضيعه
    Artık yerde okuyacak şeyler bulmak için daha çok zamanım olacak. Open Subtitles الآن اصبح لديّ المزيد من الوقت لقراءة ما أجده على الأرض
    Bu hafta sonu abim geliyor o yüzden fazla zamanım olmayacak. Open Subtitles أخي قادم للمنزل هذا الأسبوع لذا لن يكون لدي الوقت حينها
    İşte bu gerçekten ilginç, Clarice... zamanım da iyice daraldı. Open Subtitles الان هذا فعلا مشوق , كلاريس ان الوقت ضيق فعلا
    İşte bu gerçekten ilginç, Clarice... zamanım da iyice daraldı. Open Subtitles الآن , هذا مثير للإهتمام حقاً يا كلاريس الوقت يداهمني
    Gerçek şu ki, bir ay zamanım yok. Vakit, nakittir. Open Subtitles فى الحقيقة، أنا لا أملك هذا الشهر0 الوقت هو المال0
    Daha ne kadar zamanım kaldığını bile bilmiyorum. Bana yardım edin! Open Subtitles أنا ولا حتى متأكد كم من الوقت ترك لي ، ساعدني
    Evet. zamanım azalıyor, bu yüzden sadede gelsek iyi olacak. Open Subtitles .حسناً، الوقت ينفذ مني هنا، لماذا لا ننهي المسألة هنا
    Ama düşünmeyi bana bırakıyor böylece rüya görmeye zamanım kalmıyor. Open Subtitles لكنها تترك لي التفكير حتى لا يكون لدي وقت للأحلام
    Mırıldanarak iş başvurusu yapanların hiçbir önerisine ayıracak zamanım yok. Open Subtitles ليس عندى وقت لعبث الإقتراحات من غمغمة مقدمي طلبات العمل.
    - Bekle ve gör dostum. - Bunun için zamanım yok. Open Subtitles ــ دع الأيام تخبرك بذلك ــ ليس لدي وقت لذلك الآن
    Beraber yürüyelim mi? Grev var ve pek zamanım yok. Open Subtitles برجاء التمشيه معى لأن هناك مظاهره و ليس عندى وقت
    İki artı ikinin kaç ettiğini size söyleyecek zamanım var mıydı sanıyorsun? Open Subtitles كنت أعتقد أن لديه وقت لاقول لكم ما هو اثنين زائد اثنين؟
    Özür dilerim Ajan Mackelway fazla zamanım yok, okul aile birliği günündeyim. Open Subtitles أنا آسف ليس لديّ وقت كثير, الوكيل ماكيلواي, لكنه يومي .. ؟
    "O öyle dedi, bu böyle dedi" muhabbetine ayıracak zamanım yok. Open Subtitles ''حسناً، أنا لا أملك وقتاً لـ'' هو قال ، هي قالت
    Senin hastanede olduğun üç ay boyunca düşünecek çok zamanım oldu. Open Subtitles لقَد بَقِيتَ ثلاثَة أشهُر في المَشفى. كانَ لديَّ وقتٌ طويل للتفكير
    zamanım pek yoktu, uygun bir şey bulup getirdim sadece. Open Subtitles لا أملك وقتًا كافيًا، لذا اخترت له شيئًا بشكل عشوائي
    Benim zamanım var. Bende hepimiz için zaman var. Open Subtitles أنا عِنْدي وقتُ ، أنا عِنْدي وقتُ بما فيه الكفاية لنا كلّنا
    Fakat senin şansın kalmadı ve benim de zamanım doldu. Open Subtitles ولكن الان فان حظك قد انتهى, وانا وقتى قد انتهى
    Çok karmaşık işlemler yapıyor, ve bunlara girmeye zamanım yok, ama bu dişinin büyüleyici yönü şu ki, hata yapmayı sevmiyor. TED إنها تقوم بمهام معقدة جداً، وليس لدي وقتا للقيام بها، لكن الأمر المدهش عن هذه الأنثى هو أنها لا تحب الوقوع في الأخطاء.
    Şu andan itibaren her hafta boş zamanım olacak. Open Subtitles من الآن وصاعدًا، سأحظى بوقت فراغ كل أسبوع
    Kendimi buna alıştırmak için pek zamanım olmadı. Open Subtitles مجرد أنني لم أحظى بالوقت الكافي لأعتاد على الأمر
    Ve en iyi zamanım, dünya rekoruydu, 15.77. di. TED وقد كان زمني هو 15.77 ثانية ..والذي كان الرقم العالمي
    Profesör, pardon, zamanım kalmadı. Open Subtitles أوه، أستاذ، يُعذرُني , أَبْدو أنْ إستنفذتُ وقتَ.
    Benim de çok fazla zamanım yoktu. Open Subtitles حَسناً، أنا ما كَانَ عِنْدي الكثير مِنْ الوقتِ.
    Olanları düşünmek için delikte çok zamanım oldu, ve verdiğim kararlardan birisi de işimiz bitti. Open Subtitles كانَ لديَّ الكثير من الوَقت في الانفرادي للتفكير و أحدُ الأمورِ التي قررتُها أنَ ما بيننا انتهى يا إلهي، ما الذي فَعلتُه؟
    Kulağa çok hoş geliyor, ama gerçekten hiç zamanım yok. Open Subtitles حَسناً، ذلك يَبْدو رائعاً، لَكنِّي حقاً ما عِنْدي الوقتُ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد