"أؤمن" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanmıyorum
        
    • inanmak
        
    • güveniyorum
        
    • inancım
        
    • inandığımı
        
    • inanıyorum
        
    • inandım
        
    • inanıyor
        
    • düşünüyorum
        
    • inanmamı
        
    • inanmaya
        
    • inanmadım
        
    • inanırdım
        
    • inanmazdım
        
    • inanan
        
    Orada bir şey olduğuna inanıyorum, ama onun bir çeşit Tanrı olduğuna inanmıyorum. Open Subtitles أؤمن أن هناك قوة خارقة كيانا آخرا ولكني لا أؤمن بالصورة التقليدية للإله
    Hikâyem şu: "Modern bir sanat merkezinde yöneticiyim, fakat ben kanamayan, terlemeyen veya ağlamayan sanata inanmıyorum. TED قصتي هي التّالي: أعمل أميناً لمتحف الفنّ المعاصر، لكنّي لا أؤمن بفنٍّ لا ينزف ولا يتعرّق ولا يبكي.
    Gözden uzak olmasına rağmen etrafımızda olan bir şeye inanmak. Open Subtitles حسنا لكى أؤمن بالاشياء من حولنا ولكنى مخفى عن عيوننا
    Evet, yapabilirsin. Sadece inan. Sana güveniyorum, Gwyneth. Open Subtitles بل يمكنكِ ، وعليكِ أن تصدقى هذا أنا أؤمن بكِ يا جوينيث
    - Sana inancım tam. Ama sana bir şey soracağım. Open Subtitles إني أؤمن بك يا رجل، ولكن سأطرح عليك سؤالاً وحيداً
    Tanrı'nın gerçekten gizemli bir şekilde çalıştığına inandığımı söylesem yeter. Open Subtitles دعنا نكتفي بالقول أنني أؤمن بأن الله يساعدنا بطرق غامضة..
    Dahası, bu durumdaki her hayvanın yaşamda ikinci bir şansı hakettiğine inanıyorum. TED كما أؤمن أن كل حيوان غارق في النفط يستحق فرصة ثانية للحياة
    Akıllı evlere inanmıyorum. Bu düzmece bir tema. TED لا أؤمن بالبيوت الذكية. هذا نوع من المفاهيم المزيفة.
    Önsezi denen şeye inanmıyorum. Siz zaman zaman birilerinin, gelecekte olan bir olayı öngörebildiğini duyuyor olabilirsiniz. ama bunun nedeni büyük ihtimalle tamamen rastlantı ve bizler sadece rastlantısal ve acayip olayları duyarız. TED أنا لا أؤمن بالعرافة، ومن حين إلى آخر، نسمع عن شخص قادر على التّنبؤ بما سيحصل في المستقبل، وهذا ربما لأنّها كان ضربة حظّ، ونحن نسمع فقط عن ضربات الحظّ وعن الحالات الاستثنائية.
    Maalesef, ben kişisel olarak Marshall Planı'na inanmıyorum. TED وللأسف، انا شخصياً لا أؤمن بخطة مارشال.
    Birincisi, kadınların yaradılış icabı veya özünde erkeklerden daha barışçı olduğuna inanmıyorum. TED أولاً أنني لا أؤمن أن النساء بطبيعتهن أو بالأساس هن مسالمات أكثر من الرجال.
    Buna inanmak zorundayım ... ..kızım bir yerlerde yaşıyor, o güvende. Open Subtitles على أن أؤمن أنها مازالت على قيد الحياة فى مكان ما
    Sanırım Tanrı gibi bir şeye inanmak istiyorum. İstiyorum. İstiyorum. Open Subtitles ان أؤمن بشيءً ما مثل الرب وهذا ما انا افعله
    Korktuğunun farkındayım ama sana güveniyorum. Bu maçı alabilirsin. Open Subtitles أرف إنكى خائفه ، ولكنى أؤمن بكى يمكنك أن تفوزى بهذا اللقاء
    Görebildiğim, alabildiğim ve kısıtlamalarını kaldırabildiğim şeyler karşı inancım var. Open Subtitles أنا أؤمن في الأشياء التي يمكن أن أراها ,وأشتريها وأستخدمها
    Hikâyelerime cennet ve cehennem figürünü bolca koyarım ama neye inandığımı bilmiyorum. Open Subtitles أكتب الكثير عن الجنه و الجحيم بقصصي لكني لست متأكد بماذا أؤمن
    Ben halkla konuşan, toplumla çalışan, kapsayıcı ve demokratik araştırmaya inanıyorum. TED فأنا أؤمن بالبحوث الديمقراطية الشاملة التي تُنجر داخل المجتمع وتوَجّه للعامة.
    Bir liderin haklı olduğu için iyi olduğuna inanmadım; öğrenmeye ve güvenmeye istekli oldukları için iyi olduklarına inandım. TED وانا اليوم أؤمن ان القائد الجيد ليس هو كذلك لانه مصيب ولكنه هو كذلك لانه مستعد للتعلم .. والثقة
    Şimdi şu satanist işlerine inanıyor veya inanmıyor olmam fark etmez. Open Subtitles والآن, كل هذه الأمور الشيطانية؟ لا تهم ما إذا أؤمن بها
    Beni hedef alıyorsun çünkü ben... uzayın sonsuzluğunda yalnız olmadığımızı düşünüyorum, öyle mi? Open Subtitles هل تسخر مني لأنني أؤمن أننا لسنا وحدنا في هذا الفضاء الغير منتهي؟
    O resim; ebeveynlerim inanmadığı hâlde benim Tanrı'ya inanmamı sağladı. Open Subtitles هذا ما جعلني أؤمن بالله حتى لو لم يؤمنا به والداي
    Artık bundan hiçbir zaman kurtulamayacağıma inanmaya başladım. TED بدأت أؤمن بأنني لن أتعافى مٌطلقاً لا من الحادث ولا من أعراض الإقلاع.
    İnsanın sadece bir kez sevebileceğine inanırdım. Open Subtitles كنت أؤمن دوماً بأن المرء يحب مرة واحدة فقط.
    Eskiden kadere inanmazdım ama şimdi kesinlikle inanıyorum. Open Subtitles لم أؤمن بالقدر من قبل لكن بالتأكيداؤمن الأن
    Bizim gibi geleceğe ve diğerlerine inanan insanlar, bir araya gelip organize olmalıyız çünkü zaman hızla azalıyor. TED من يؤمن منا، كما أؤمن أنا، بالنظر للأمام وللخارج، فإنه يجب علينا أن ننظم أنفسنا، لأن الوقت يمر سريعاً جداً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more