| Maket kurumamıştı, siz de kuruyana kadar burada kal demiştiniz. | Open Subtitles | لم يكن البناء جافاً طلبت مني أن أبقى حتى يجف |
| Maket kurumamıştı, siz de kuruyana kadar burada kal demiştiniz. | Open Subtitles | لم يكن البناء جافاً طلبت مني أن أبقى حتى يجف |
| Belki de yalnız kalmak istediğim için sana cevap vermedim. | Open Subtitles | ربما لم أجيبك فقط لأننى كنت أفضل أن أبقى وحدى |
| Stan evde kalmamı ve eş ve anne olmamı istiyor. | Open Subtitles | ستان يريدنى أن أبقى فى المنزل لأكون زوجة و أم |
| İçeri girdiğimizde, ne istersen yap, sadece benden ve kızdan uzak dur. | Open Subtitles | بمجرد ان ندخل, أفعل ما تريد ولكن أبقى بعيدا عنى وعن الفتاة |
| kalmam için ısrar edildi, ben kabalık yapmayı hiç sevmem. | Open Subtitles | لقد دعوني لأن أبقى و لا أحب أن أكون وقحاً |
| Bu yüzden de sonsuza kadar bir pratisyen tokatçı olarak kalacağım. | Open Subtitles | بسبب ذلك يتوجب عليّ أن أبقى و للأبد مجرد صافع مبتدئ |
| Gözlem Kulesi'nde bana ihtiyaçları var. Tornado, burada çocuklarla kal. | Open Subtitles | أنا مطلوب في برج المراقبة تورنيدو , أبقى مع الأطفال |
| "Burada kal" de, kalırım. Başka bir şey söylersen, onu yaparım. | Open Subtitles | تطلب منّي البقاء ، أبقى إذا طلبت منّي أمراً آخر سأفعله |
| - Elbette. Ben de bunu söylüyorum. Benimle burada, güvende kal. | Open Subtitles | هذا ما أقوله , أبقى هنا معي حيث إنه مكان آمن |
| Kızlarının ve benim bir parçası olarak kalmak istediğimiz bir sosyetenin. | Open Subtitles | . جمعية بناتك و أنا الذى أود أن أبقى جزء منها |
| Ben bakireyim. 17 yasıma kadar da oyle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | إني عذراء وأريد أن أبقى هكذا حتى أبلغ السابعة عشر |
| Tüm yapmam gereken senin öldüğünü görmeye yetecek kadar özgür kalmak. | Open Subtitles | كل ما علي فعله هو أن أبقى حراً حتى أراك ميتاً |
| Bu muhteşem nasihat için mi dersten sonra kalmamı istedin? | Open Subtitles | أخبرتنى أن أبقى بعد المدرسة من أجل هذه النصيحة الغالية؟ |
| Tamam, sadece hareketsiz dur, çünkü kesinlikle içeride bir şey görüyorum. | Open Subtitles | حسناً , فقط أبقى ثابتاً . لأنني بالتأكيد أرى شيئاً ما |
| Senin kefaletini ödedim ama benim biraz daha kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم , لقد دفعت كفالتك ولكني سوف أبقى لمدة أطول |
| D2: (Güler) Deneyebilirsin, ama ben camın bu tarafında kalacağım. | TED | د2: أعني، يمكنك أن تحاول، لكنني سوف أبقى على هذا الطرف من الزجاج. |
| Lütfen, başım iyileşene ve biraz gücümü kazanana kadar kalmama izin ver. | Open Subtitles | أرجوكِ ، اتركيني أبقى لوقت قصير فقط حتى يصفو رأسي وأستعيد قوتي |
| Hayır. Bazen geç saatlere kadar burada kalıyorum, eve gitmekten daha kolay. | Open Subtitles | أحياناً أبقى هنا لوقت متأخر إنه أسهل من الذهاب إلى المنزل |
| Hayatımın sonuna kadar güvenlikçi kalmayacağım. Geçici bir iş bu. | Open Subtitles | أنا لن أبقى حارساً للأبد, إنّها فترة مؤقتة ليس إلّا |
| Ne olur kalayım. Bayan Markway'i bir tek ben geri çağırabilirim. | Open Subtitles | من فضلك؛ اتركني أبقى أنا الوحيدة التي يمكنها ان ترجع السيدة ماركواي |
| Sen burada kalıp denemeye devam et. Ben gidip onu bulayım. | Open Subtitles | أبقى هنا و حاول ان تجرب و انا سوف أذهب لأيجادها |
| Beni bir daha öpersen, onu bırakmak zorunda kalırım ve yaşayamam. | Open Subtitles | إذا قبلتني مرة ثانية فينبغي أن أتركه وربما أن لا أبقى |
| - Bilmiyorum... - Marshall onları bulmuş olmalı. Sen burada kalıp ona göz kulak ol. | Open Subtitles | مارشال لا بدّ وأنْ وجدتْهم أبقى هنا وأحْرسه |
| Yerin altına saklanıp şehrimin yok olmasına seyirci kalamam. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أبقى متخفياً .بينما أرى مدينتي تحترق,وأنت تعلم هذا |
| Bu gece efendimizle kalmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أبقى مستيقظ يجب أن أبقى مع المعلم |