"إتصال" - Translation from Arabic to Turkish

• telefon
• iletişim
• temas
• bağlantı
• arama
• haber
• bağlantısı
• çağrı
• arıyor
• aradı
• teması
• temasta
• irtibat
• bağlantıda
• irtibata

Birkaç ay önce bir telefon geldi çalıştığım yerdeki bakımevlerinden birinden.
منذ بضعة اشهر جائني إتصال هاتفي من دار للمسنين أعمل به

Çocuklarımızdan birçoğu, bizimle iletişim halinde kalmak için yılın bu aylarında fotoğraflarını yollarlar.
العديد مِنْ أطفالِنا، يُرسلونَنا صورَ حول هذا الوقتِ مِنْ السَنَةِ للبَقاء على إتصال.

Teşekkürler temas halinde olacağız. Ödülümü ne zaman alacağım ?
سوف نظل على إتصال متى سوف أحصل على جائزتى ؟

Tapınakta yazılanlara göre bu pek çok dünyalara nasıl bağlantı kurabileceğimizi belirleyememiştik.
لم نحدد كيفية إقامة إتصال بالعوالم العديدة المرسومة في الكتابات داخل المعبد

Efendim, az önce ölü Libyalının telefonuna bir arama geldi.
في الثواني الماضية، سيدي ورد إتصال إلى هاتف الليبي المقتول

Telefonun saat 6'da geldiğini ama bana akşam 8'de haber verdiğinizi mi söylüyorsunuz?
أتقولون إنكم تلقيتم الإتصال في السادسة ولم أتلقى إي إتصال حتى الثامنة مساءً

Direkt radyo bağlantısı yok ama destroyerler birinci ve ikinci dalgalar plajda sıkışmış gibi.
ليس هناك إتصال مباشر باللاسلكي لكن ضباط البحرية على المدمرات يؤكدون ان الموجتين الأولى و الثانية في مأزق على الشاطيء

- Çok fazla parazit var. - Ofisinde normal telefon var.
هناك تداخل أكثر من اللازم لديك خط إتصال أرضي في مكتبِكَ

- Elbette kalırım Jane. - Oprah'dan telefon alana kadar.
بالطبع يمكنني أن أبقى حتى نحصل على إتصال من أوبرا

telefon bekliyorduk, seni keş. Hayatımızın en büyük anlaşması için.
بيننا إتصال أيها المدمن إتصال حول أكبر عرض في حياتنا

Hala daha oradaki arkadaşlarımla ve köpek balıklarıyla iletişim halindeyim.
مازلت على إتصال ببعض من أولئك الرجال وبعض سمك القرش

Onunla iletişim halinde kalırım ve bilgileri doğrudan size iletiriz.
بإمكاني أن أبقى على إتصال معها وبسأوصل المعلومات، مباشرة إليك

Vücutlarımız, aramızdan hiç ışık sızmayacak şekilde sürekli bir temas içinde olmalı.
يجب أن يكون جسدنا على إتصال مستمر بدون أي شعاع ضوء بيننا

Biyo-Kubbe Tüneli'ne giriş yasaklandı. Andy ve Tarak'a da bulaşmış. temas kurmayın.
دائرة الحديقة محظورة طارق وأندي مصابين أكرر مصابين , لاتعملوا أي إتصال

Teşekkür ettiler ve bağlantı kuracaklarını söylediler. Yani iyi gitti.
لقد شكروني وأخبروني بأنهم سيكونون علي إتصال لقد كانت جيدة

arama bir dakikadan az sürmüş ve Doğu yakasında bir ankesörlü telefondan yapılmış.
إتصال دام أقل من دقيقة وتتبعته إلى هاتف عملة في الجانب الشرقي البعيد

Ama öldüğü gece güvenli diye haber vermedi, değil mi?
لكنّك لم تحصل على إتصال الأمان ليلة وفاتها، أليس كذلك؟

Limitli radyo bağlantısı nedeniyle ADM alamıyoruz.
لدينا إتصال محدود ، يشير لوجود رسالة طوارئ

Guffey, evden saat 3:20'de, 911'e isimsiz bir çağrı yaptığını söylemişti.
أعترف بإجراء إتصال 911 مجهول من المنزل الساعة 3: 20 مساءً

Bu yüzden şüpheli çantalar yüzünden o kadar insan arıyor demek.
الآن، أعتقد أنني أعرف سبب إتصال الكثير بشأن حقائب مثيرة للشك

Vaat Şehri'nden biri aradı, bize Richard'ın bağlantıda olduğu bir 4400'ün ismini ve adresini verdi.
أعطانا إسم و عنوان أحد الـ 4400 و ادعى أن ريتشارد كان على إتصال بها

Siz hariç, Darlington'daki tüm arkadaşlarla teması kaybettim.
فيما عداك لم يعد لدي إتصال بأصدقائي هناك

Kendi vücudunda kilitli olmanın, nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun hiçbir temasta bulunmadan.
لا تفهم معنى أن يكون المرء محتجزاً في جسده بلا القيام بأي إتصال

Bunu kendi başıma yapacağım.Tek ihtiyacım olan bir irtibat kurabilmek.
سأفعلها كلها بمفردى كل ما احتاجة هو إتصال مبدئى

Dr. Garner'la bağlantıda ol. Değerlendirme sürecine yardımcı olur.
يبقى على إتصال مع الدّكتور غارنر هو سيساعد على التقييم

Bilmiyoruz. Halen bir talepte bulunmadı ve irtibata da geçmedi.
لا نعلم إلى الآن لم يقدم مطالب ولا إجراء إتصال