"اذاً" - Translation from Arabic to Turkish

• Yani
• O zaman
• Peki
• Öyleyse
• Demek
• Ee
• O halde
• Eee
• yüzden
• Pekala
• mi
• Şimdi
• bu
• w

Yani buradaki konsept, ... ... nasıl ömrünü uzatabilme yeteneğine sahip olduklarıdır.
اذاً المفهوم هُنا حول ما نعتقده عن مفهوم وجود قابلية اطالة العُمر

Yani işe yaradı. Sırada bunu Riverside'dan dışarıya çıkarmak vardı.
اذاً, انها ناجحة. فقد حان الوقت الآن لأخذها خارج الريفرسايد.

O zaman babamın beni tutsak etmesine neden yardım ettin?
حسنا اذاً لماذا ساعتى والدى كى يحتفظ بى فى المنزل؟

O zaman mantıken, bu beş kişiden birinin öldürmüş olması gerekir.
اذاً فحينها و من المنطقى أن واحد من الخمسه قد قتله

Peki bu hacker onun engel programını geçip hayaletine ulaşana kadar –
اذاً كم لدينا من الوقت قبل ان يخترق هذا المخترق برنامج حمايتها

Kurallara uyacağız Öyleyse, o kurallar benim için çok değerli olduğunuz için varlar.
اذاً لقد اتفقنا على القوانين، لم اضعهم الا لانكن تعنون لي الكثير يابنات

Demek, arkanda büyük bir ağ yok, gösterini nasıl yayınlamayı düşünüyorsun?
اذاً, بلا شبكة كبيرة خلفك , كيف تخطط الى بث عرضك؟

Evet, onlardan erafta çok var Yani öldürsen pek bir şey fark etmez.
اجل .. هناك عدد كبير جدا من منهم اذاً فمن الافضل أن تقتله

Boşuna sızlanıyorum Yani burda. Beni oraya geri göndermek istiyorsunuz galiba.
اذاً ان أُكرر نفسى, ظننت انكَ ربما تود إرسالى للداخل معه

Yani diyorsun ki İsaribi adındaki bu kız seni kurtardı?
اذاً أنت تقول أن الفتاة ايسيرابي هي من أنقذتك ؟

O zaman diğer şehirleri de hedef almış olabileceklerine hazırlıklı olmalıyız.
اذاً يجب أن نكون مستعدين فى حالة لو استهدفوا مدينة أخرى

O zaman Kraliçe Vashti'ye içelim, ülkenin en güzel kadınına.
اذاً دعنا نشرب نخب الملكة وشتي أكثر نساء الأرض جمالاً

O zaman, belki birgün beraber televizyon izleriz. Evet, belki.
اذاً ذات يوم، سنتفرّج كلانا على هذا الآن في التلفاز؟

- Hayır, sandviç yemiştim. - Peki senin için yarın pişirsem nasıl olur?
لا انا للتو اخذت ساندوتش مارأيك في ان اطبخ لكِ غداً اذاً ؟

Peki siz iki manyaktan biri iç çamaşırımı almak ister mi?
اذاً, هل أحدكما يا غريبي الأطوار يريد شراء سروالي الداخلي ؟

Merkezi sistem tarafından kontrol ediliyorlar. Sistem nasıl kontrol ediliyor Peki?
يتم التحكم بهم بواسطة نظام مركزى اذاً كيف يتحكم النظام ؟

Peki Öyleyse neden kıza telefon edip seninle çıkmasını teklif etmiyorsun?
جيد جدا , لماذا اذاً لا تتصل بالفتاة و تطلب منها أن تخرج برفقتك ؟

Demek polis komiserisin. Karın senin için endişelenmekten hasta oluyordur.
اذاً أنت رقيب شرطة لابد أن زوجتك تقلق عليك دائماً

Ee, dostum, şimdide onun iş arkadaşları için bir sınava mı griyorsun?
اذاً يا رجل هل تقوم بتجربة أداء لزملائها في العمل؟ أم ماذا؟

O halde, bombaların yerini söylemezsen sana ne yapacağımı da biliyorsundur.
اذاً أنت تعرف ما سأفعله لك اذا لم تخبرنى بمكان القنبلتين

Eee, ne bekliyorsun, o parlak şeyi alalımda buradan gidelim mi?
اذاً مارأيك أن نأخذ هذا الشيء الرائع ونخرج من هنا ؟

Eyalet Savclığına tekrar erişim elde ettim, bu yüzden ne bulabileceğime bir bakayım.
بامكاني جلب المعلومات من مكتب المدعي العام مرة اخرى اذاً سأرى مايمكنني فعله

Pekala, baştan söyleyeyim, ağzıma almam, o tür biri değilim.
اذاً أنا أخبرك منذ الآن ، أنا لا أقوم بأعمال داعرة

Şimdi, konuşmak mı yoksa üstümü çıkarmamı izlemek mi istersin?
اذاً, هل تريت ان تتكلم, او تريدني ان اخلع قميصي؟

bu zamanın içinde öyle bir dakikaydi ki bütün yeni başlayanlar oturup düşünmek zorunda kaldılar ve ne olabilecekleri konusunda oldukça heyecanlandılar.
اذاً هي لحظة من الوقت حيث كان على هذه الشركات الناشئة الجلوس والتفكير ولقد شعروا بحماس حيال ما يمكنهم ان يكونوا عليه

Resimde, x ve w biliniyor, y bilinmiyor.
اذاً في تلك الصورة، ال x وw معروفان، بينما y غير معروفة.