"اسمع" - Translation from Arabic to Turkish

• Bakın
• Dinleyin
• duymadım
• duymak
• Hey
• duyuyorum
• Baksana
• duydum
• duymamıştım
• Beni dinle
• haber
• dinlemek
• - Bak
• bir

Bakın, o Edgware'e gider ve Jane Wilkinson ayağa kalkar, doğru mu?
اسمع, تقول انها ذهبت لمنزل ادجوار متنكرة فى شخصية جين ويلكنسون ؟

Bakın, istediğiniz her şeyi size veririm, sadece oğlumu bana verin, lütfen.
اسمع يارجل، سأعطيك أي شيء آخر تريده دعني آخذ ابني فقط، أرجوك

Dinleyin, eğer patronun şikayette bulunmak isterse bu formu doldursun tamam mı?
اسمع, إذا اراد زعيمك ان يقدم شكوى, دعه يملئ هذه الورقة فهمت؟

Siz benim isimimi biliyorsunuz ama ben sizi hiç duymadım.
كلكم تعرفون اسمي ولكن لم اسمع عن اي واحد منكم

bir daha, bu sabahki gibi bir gösteri duymak istemiyorum.
فلا اريد ان اسمع منها مثل ما سمعته هذا الصباح

Hey, Crews'e ait birşey var mı bana satmak istediğin?
اسمع.. لديك أي شيء يخص كروز مستعد أن تبيعه لي؟

bir film şirketinde çalışıyorum._BAR_ Günde yirmi aptalca fikir duyuyorum.
انا اعمل فى الانتاج السينمائى و اسمع مئات القصص الغبية

Baksana, Travis, tanesine 50$ da iyi para, değil mi?
اسمع ترافيس خمسون دولارا للرأس سعر جيد اليس كذلك ؟

- Ne duydum, ne şüphelendim. - Cassio ile onu birlikte gördün.
و لم اسمع شيئا او اشك في شىء لقد رايتيها مع كاسيو

Bakın, eğer bu sanatçının çalışmalarını sergilemek istersem kimsenin beni durdurmaya hakkı yok.
اسمع , ان كان لدي معرض لهذا الفن ليس لدي احد الحق ليوقفني

Dinle dostum, işinize Bakın. Biz de kendi işimize bakalım.
اسمع, صديقي, لمَ لا تذهب وتقوم بما تريد القيام به؟

Bakın işinizi yarım kesmek istemem. Biliyorum ki çok meşgulsünüz.
اسمع , لا أريد مقاطعة عملك , أعلم أنك مشغول

Bakın, 19. yüzyılla ilgili hemen hemen hiçbir şey biliyoruz.
اسمع , نحن بالكاد نعرف شيئاً عن القرن التاسع عشر

Evet. Dinleyin, Waldo belki de mükemmel politik sözde başkan olabilir.
نعم , اسمع والدو هو افضل منه يمثل الساحة السياسة الان

Dinleyin bundan sonra, burada ve dışarıda annenize karşı duyduğunuz tek his;
نحن لا نهتم بذلك اسمع, من الآن وصاعداً الشعور الباقي أتجاه امك

Daha önce böyle bir şeyi yapabilen hiçbir canlı duymadım.
انا لم اسمع ابداً اي واحد يمكن ان يفعل ذلك

Bu sahte taş parçasını elime geçireli,bir yıldan fazla oldu, ve gerçek düğün tarihine ilişkin hiçbir şey duymadım.
مر أكثر من عام منذ أن وضعت هذه الصخرة المزيفة على يدي ولم اسمع شيئاً عن موعد زفاف حقيقي

Sıçtığımın Korelileri hakkında tek bir kelime daha duymak istemiyorum!
. لا اريد أن اسمع شيئا اخر عن الكورييون اللعينون

Hey, bak, Hagan'ı öldürebileceğine inanıp inanmadığımı merak ediyorsun değil mi?
اسمع هل تتسائل ما ان كنت اظنك قد تقتل هيجين ؟

Ameliyatlarda durmaksızın "Doktor"u duyuyorum, o yüzden "Dennis" daha iyi.
انني اسمع كلمة دكتور دائما في كل عمليه دينس افضل

Baksana, bugün eline langırt masası geçmiş bir kardeşlik birliği arıyoruz.
اسمع نحن نبحث عن اخوه لقد أشتروا مؤخرا منضده كرة قدم

Hakkında çok şey duydum, örneğin ne yaparsan yap, seni yakalayamazlarmış.
لقد كنت اسمع عنك انهم لم يستطيعوا الامساك بك مهما فعلوا

Ama doğruyu söylemek gerekirse önceden hiç böyle bir şey duymamıştım.
ولكن علي ان اكون صريحا لم اسمع شئ كهذا من قبل

Beni dinle ufaklık. Bu sana son söyleyişim o lanet saati geri ver!
اسمع يا فتى, هذه المرة الأخيرة التي أقول فيها اعد له ساعته اللعينة

Lütfen, ondan 7 aydır haber almıyordum ve şimdi arıyor.
لم اسمع شيئا منها منذ سبعة اشهر والآن تتصل بي

Ama gelecek Cuma senden herhangi bir hikaye dinlemek istemiyorum.
ولكن يوم الجمعة لا اريد أن اسمع أي قصص لعينة

- Bak, hiçkimseye zarar vermek istemedim! - O zaman öyle kalsın!
اسمع انا لم اعنى لكى اجرح اى شخص لنجعلها على هذه الطريقه

Bana bak Brian, bu dava sonuçsuz olarak bir kenara bırakılmıştı.
اسمع يا براين ,ولآخر مرة, هذه القضية تم اعتبارها ميئوس منها