Iste bu Buyuk Yakinsama. ve bu sizin hayatinizin en buyuk hikayesi. | TED | هذا يُسمى بإعادة الإلتقاء أو التجمع، وهى القصة الأكبر فى تاريخ حياتكم. |
Ve bu da en fazla sayıda insanı memnun edecekti. | TED | و هذا ما سيتسبب في إسعاد العدد الأكبر من الناس. |
Merhaba, Sarah, Yaşlı bir abla olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | إذا سارة كيف هو الشعور بأن تكوني الأخت الأكبر ؟ |
Bu durumda iki farklı türde süt üretebilir. Bir tanesi yeni doğmuş için diğeriyse daha büyük yavrusu için. | TED | عند حدوث ذلك، تكون قادرة على أن تدر نوعين مختلفين من الحليب، نوع لصغيرها حديث الولادة، وآخر لصغيرها الأكبر. |
Ama asıl problem yaşayanların, kurtulanların uzun süreli ve şiddetli hastalıklara sahip olması. | TED | لكن المشكلة الأكبر هي أن الناجين منهم ينشأون مع مشاكل صحية طويلة الأمد. |
İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel kulaklarınızın arasında yatıyor. | TED | يمكنك أن ترى أن العائق الأكبر للتعامل مع اضطرابات المناخ يقع بين أذنيكم. |
Hayli renkli olan yetişkinlerin onlara aktaracağı nice sırlar var. | Open Subtitles | الوان الطيور الأكبر سنا تتضمن على الكثير من أسرار الممرات. |
Bizden çok şey talep eden hayatımızda en çok talep gören şey kendimiz. | TED | نعلم جميعا أننا في حياتنا ذات المتطلبات الكثيرة، أن المتطلب الأكبر هو أنفسنا. |
Şu andan itibaren her gördüğünüz gebe kadını, görüp görebileceğiniz en büyük veriyi bir araya getiren kişiler olarak düşünebilirsiniz. | TED | من الآن فصاعداً في كل مرة تشاهد سيدة حامل، فهي تجمع الكميات الأكبر من المعلومات التي من الممكن أن تشاهدها. |
ancak toplumun istediği mükkemmeliyetçilik ise en yüksek artışı gördü. | TED | لكن الكمالية المفروضة مجتمعيًا كان لها النصيب الأكبر من الزيادة |
Ve en Yaşlı oğlun ise bütün yaşamını rehabitalasyonda geçirdi. | Open Subtitles | وإبنك الأكبر أمضى كامل حياته يدخل ويخرج من مركز التأهيل |
Daha Yaşlı olan zanlı muhtemelen daha baskın kişi konumunda. | Open Subtitles | مما يعني ان الجاني الأكبر عمرا هو غالبا الأكثر سيطرة |
Bence daha büyük ve ileri seviyedeki sınıflarda daha mutlu olur. | Open Subtitles | أعتقد أنها ستكون أكثر سعادة مع الأكبر سناً و الصفوف العليا. |
Biraz daha büyük yüzen yirtici hayvanlar, avlarini bulmak icin bu izleri kullanabilirler. | Open Subtitles | و بهذا، تتمكن المفترسات الأكبر حجما من استخدام هذا الأثر في تتبع فرائسها. |
- Ama asıl soru ikinci alfanumerik rakamlar - 15 rakam. | Open Subtitles | ولكن السؤال الأكبر هو سلسلة الرموز الثانية, تتكون من 15 رقم. |
Eğer bombacıyı bulursanız asıl saldırı olduğunu düşündüğümüz bu saldırıyı önleyebiliriz. | Open Subtitles | إن وجدت المنفذ للإنفجار يمكننا منع الإنفجار الثاني الأكبر من الحدوث |
baş rahip İmhotep'in yeniden doğmasına fırsat vermemek için yemin ettik. | Open Subtitles | نحن نشتم رجولة لكلّ للتوقّف الكاهن الأكبر إمحتب من وجود متجدد. |
Avrupa Birliği'nin en büyük hastane malzemeleri şirketi Medicorps'ta baş bilim adamı. | Open Subtitles | هو كبير علماء في ميراكوربس. تجهيز المستشفى الأكبر الشركة في الإتحاد الأوربي. |
Eğer gerçekten bir Büyük ağabey'e ihtiyacımız varsa, bunun yabancı bir Büyük ağabey yerine kendi ülkemden olmasını tercih ederim. | TED | وإذا كنا بحاجة إلى الواقع الأخ الأكبر كنت أود أن يكون بدلا من ذلك بكثير وهو الأخ الأكبر المحلي من الأخ الأكبر الأجنبي |
Önde, fiziğin kıdemli büyük adamı Hendrik Lorentz | Open Subtitles | في الأمام هندريك لورنتز الأكبر سناً بين علماء الفيزياء |
Ben büyüğüm. Ben büyüğüm. | Open Subtitles | موافق إنظر أنا الأكبر سنا أنا الأكبر سنا |
İtiraf etmek istemeseniz de varlığınızın büyük bir kısmı şansa dayanıyor. | Open Subtitles | الحظ هو الجزء الأكبر في وجودك حتى لو لم تعترف به |