"الكثير من" - Translation from Arabic to Turkish

    • fazla
        
    • sürü
        
    • pek çok
        
    • birçok
        
    • kadar çok
        
    • bolca
        
    • daha çok
        
    • çok şey
        
    • bir çok
        
    • Çoğu
        
    • için çok
        
    • var
        
    • tonla
        
    • çok sayıda
        
    • çoğunu
        
    Burada bulunanların Çoğu çok fazla sayıda insanın bunu gördüğüne şahit oldu. TED العديد منكم هنا لديه الفرصة للتأكد من أن يشاهده الكثير من الناس.
    Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. TED حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية
    Ve geçen yıl bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama bir sürü fotoğraf çektim. TED ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور.
    Bildiğiniz gibi azizler aramadan bir sürü gönüllü kadın bulabiliyorlar. TED انهم حتى لو لم يطلبوا سيحصلون على الكثير من المتطوعات
    Çünkü işi halletmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz, pek çok kişi bunu bilir. TED لأننا نفعل كل ما يتطلبه الأمرلإنجاز العمل، و الكثير من الناس يعرف ذلك.
    birçok başka rahatsız edici şey bulursunuz,ama yönetici ve toplantı bulamazsınız. TED تجد الكثير من الاضطرابات الأخرى , لكنك لن تجد المديرين والاجتماعات.
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    Çok fazla verimiz var, bu yüzden de çok fazla güce sahibiz. TED إننا نملك الكثير من البيانات ، لذا فلدينا الكثير من القوة والسلطة.
    Çok fazla ağlayan insan vardı, beni gördüğüne sevinen insanlar. TED لقد كان هناك الكثير من البكاء وهم كانوا سعداء لرؤيتي.
    Çünkü şu anda yapay zekâ konusunda çok fazla aşırılık var. TED لأنه حالياً، هناك الكثير من التطرف عندما يتعلق الأمر بالذكاء الاصطناعي.
    Bu yüzden gerilemeye karşı bir sürü inovasyona ihtiyacımız var. TED لذا نحن بحاجة إلى الكثير من الابتكار لتعويض هذا الانخفاض.
    KGS'yi yaşamış ve kısır olan bir sürü kadın var. TED هناك الكثير من النسوة اللاتي مررن بتجربة الختان أصيبوا بالعقم.
    Bu noktada faj, bakteriyi bir sürü yeni faj üretmesi için yeniden programlar. TED في هذه المرحلة، تقوم العاثية بإعادة برمجة البكتيريا لإنتاج الكثير من العاثيات الجديدة.
    pek çok toplumsal sorun insanların silah alımını ve kullanımını etkiliyor. TED تؤثر الكثير من القضايا الاجتماعية علي سبب شراء واستخدام الناس للأسلحة.
    Makine öğrenimi mükemmel değil, hâlâ pek çok hata yapıyor. TED آلة التعلم ليست مثالية، ولا تزال ترتكب الكثير من الأخطاء.
    Çok daha basitleştirdik ve aradaki pek çok basamaktan kurtulmuş olduk. TED وقمنا بتبسيطها كثيراً، لذا قمنا بالتخلص من الكثير من هذه الخطوات.
    Ve böylece onlarla seyahat ederek ve bütün farklı elementleri öğrenerek birlikte çok vakit geçirdik ve yararlanılmayan birçok verimsizliğin olduğunu keşfettik. TED وقضى الوقت في السفر معهم وتعلم كل شيء عن العناصر المختلفة، و العثور على الكثير من أوجه القصور لم يتم الاستفادة منها.
    Bu süreç, düşmeye başladığı noktadan yere kadar çok fazla tampon bölge gerektirir. TED هذه العملية تتطلب الكثير من مسافة الحماية بين نقطة بدء سقوطها و الأرض
    Sanırım birbirimizi daha iyi tanımak için bolca zamanımız var. Open Subtitles ولكنى أظن ان لدينا الكثير من الوقت لنعرف بعض اكثر
    Ve bence gerçekten gerimizde olduğundan daha çok yenilik önümüzde var. TED أنا أظن أن هناك الكثير من الإبتكار أمامنا أكثر مما خلفنا.
    Bu karakteri ve kişiliğini tamamladığını düşünebileceğiniz pek çok şey var, bu yüzden süper kahraman sadece bir veya iki boyutlu değil. TED هناك الكثير من الأشياء التي يمكنك التفكير بها يدور حول الشخصية، لكي لا يكون لدى البطل الخارق بُعد واحد أو اثنين فقط.
    Açık okyanusta bir çok hayvan var -- birçoğu ışık yapabiliyorlar. TED هناك الكثير من الحيوانات في المحيط والعديد منها يمكنه انتاج الضوء
    Şimdi sizi ikna etmek istediğim nokta şu: Beyin bu gürültü ve çeşitliliğin olumsuz sonuçlarını azaltmak için çok fazla çaba sarfetmektedir. TED الآن ما أريد أن أقنعكم به هو أنّ الدماغ يقدّم الكثير من الجهد للحد من الآثار السلبية لهذا النوع من التشويش والتقلب.
    Jessica, idare heyeti, bugün burada olanlar hakkında tonla soru sorcaklar. Open Subtitles حيسيكا ،ـ سيكون للجنة الكثير من الأسئلة عما حدث هنا اليوم
    Biz çok şanslıyız çünkü İrlanda'da çok sayıda büyük camgözlerimiz var. TED ونحنُ محظوظون في ايرلاندا , لدينا الكثير من اسماك القرش المُتشمسة
    Kuşatma altına alınacak, topraklarının çoğunu kaybedecek ve ne Batı Şeria'ya ne de Kudüs'e ulaşma özgürlüğüne sahip olmayacaklardı. TED كانوا في طريقهم ليحاصروا، وتفقد الكثير من أراضيهم وليس لديها حرية الوصول ، إما إلى الضفة الغربية أو القدس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more