| Tamam tamam, unut gitsin. Sorun yok. Öyle demek istemedim. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، انس الأمر لا عليك، لم أقصد ما قلت |
| O zaman parmesanı unut, eğer biri yemekten anlıyorsa, o Piper'dır. | Open Subtitles | انس أمر الجبن، لأنه إن كان هناك فنان طبخ، فهو بايبر |
| - Dediğimi unut. - Daha önce de fırsatların oldu. | Open Subtitles | انس انى قلت اى شئ كان عندك الفرصة قبل الآن |
| boş ver şimdi kahrolası arabayı. Vaktimiz yok. Gidelim hadi. | Open Subtitles | انس أمر السيارة، ليس أمامنا وقت هيا يا رجل، لنذهب |
| Bir saniye! Bir saniyeliğine yönetici çantasından fırlamış gibi davranmayı Bırak. | Open Subtitles | انس مؤقتا أنك الرئيس هنا فقط لثانية واحدة |
| Tüm o yan etkiler, bilirsiniz, yağlı kalıntılar ve, işte var ya, hani reklamlarda söyledikleri: hepsini unutun. | TED | كل تلك الاضرار الجانبية ، مثل الاضافات الزيتية مهما قالوا عنها في الاعلانات التجارية ، انس كل ذلك |
| Gerçek ilişkiyi unut. Sen onu bulamazsın, o seni bulur. | Open Subtitles | انس أمر العلاقة الجادة لست من يجدها، هي من تجدك |
| Hemen İşçiler Şehrine gitmeliyiz... 11811 numara, makinene geri dön ve ne olduğunu unut. | Open Subtitles | يجب أن يرشدني إلى مدينة العماّل حالا ارجع يا رقم 11811 إلى الآلة و انس تماما أنك غادرتها . مفهوم ؟ |
| unut gitsin, Robbie. Ne hissettiğini biliyorum. İnatçı, yaşlı keçinin onun hala masum olmadığını düşündüğüne eminim. | Open Subtitles | انس الامر، روبي اعرف كيف شعرت اراهن ان ذلك الكبش العنيد لا زال غير مصدق انه بريء |
| - Bu kedileri unut gitsin. Wyoming'de ne arıyorsun? - Sadece sürükleniyordum. | Open Subtitles | انس هاتين القطتين ماذا تفعل هنا في وايومينج؟ |
| Medyanın Beyaz Saray hakkında yarattığı söylentileri unut gitsin. | Open Subtitles | انس كل ما نسجه الإعلام من أساطير حول البيت الأبيض |
| Bitti, unut gitsin. Senden bunu yapmanı istememeliydim. | Open Subtitles | انتهى كلّ شيءٍ، انس ذلك ما كان عليّ طلب مساعدتك |
| Ve çok gizli... onun için buraya geldiğini, bunları gördüğünü... ve bahşişi unut. | Open Subtitles | لذلك انس أنك كنت هنا وأنك رأيت هذا انس أمر الإكرامية |
| Tamam deliyim ama bu kadar da değilim. unut bunu. | Open Subtitles | انا مجنون لكن ليس الى هذا الحد انس الأمر |
| unut gitsin diziyi. Fikri başka bir kanala götürmeliyiz. | Open Subtitles | انس المسلسل، علينا أن نأخذ الفكرة إلى شبكة مختلفة |
| boş ver şimdi kahrolası arabayı. Vaktimiz yok. Gidelim hadi. | Open Subtitles | انس أمر السيارة، ليس أمامنا وقت هيا يا رجل، لنذهب |
| Yükü boş ver, bizi karşıya geçir. | Open Subtitles | انس عملية الشحن قليلا وقم بنقلنا عبر النهر اولا |
| Bırak artık. O çocuklar zaten sana benzemiyor. | Open Subtitles | انس ذلك الأمر ، يا رجل أولئك الأطفال لا يشبهونك حتى |
| Geçmişimizi unutun. Şehirden kaçmanıza yardım edebilirim. | Open Subtitles | انس الماضى سأساعدكما على الخروج من المدينة |
| - İnsanları ikna etmek istiyorsan... ..konuşmayı Boşver. | Open Subtitles | سنكون مستعدين إذا أردت أن تدهشهم انس أمر الخطاب |
| Pekâlâ, Lance, bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | حسنا , انس , يمكنك القيام بذلك. |
| Bak, iyisi mi unutalım dün akşam olanları. Bu önemli. | Open Subtitles | انس ما حدث منى بالأمس, لقد كنت متهورا هذا الأمر هام. |
| Neyse, seni daha sonra azarlayacağım. İlk olarak tanrının bereketini al. | Open Subtitles | انس ذلك ، سأوبخك فيما بعد لكن خذ أولاً بركة المسيح |
| Swain'i siktir et dediysem, Swain'i siktir et. | Open Subtitles | -اذا قلت لك انس امر - سوين فلتنس امر - سوين |
| cin almayı unutmadım. 10 dakika sonra görüşürüz. | Open Subtitles | لا, لم انس الجين. سوف اراكي في غضون عشر دقائق. |
| Bir süreliğine laboratuarı unutmanı istiyorum. Babanın ofisine odaklan. | Open Subtitles | انس أمر المختبر للحظة وركّز على مكتب والدك |