Dünyaya tek bir sesle konuştugumuzu gösterecek, yeni bir ses, ha? | Open Subtitles | هذا يدعم تحالفنا، يقول للعالم أننا نتكلم بصوت واحد، صوت جديد، |
Peki bu 7 kapının hangisinden sesi elde ettiğinizi söyleyebilir misin? | Open Subtitles | واي واحد من الـ7 مدارات يمكن تفسير ما يحصل بصوت واحد |
Komşular inleyen ve ağlayan bir kadının sesini duyduklarını söylüyor. | Open Subtitles | الجيران قالوا أنهم سمعوا إمرأة تئن وتقوم بالعويل بصوت مُنخفض |
Çok güzel tasarlanmış bir bina Daha duvardaki bilindik bir elektrik düğmesinin sesiyle mahvoldu. | TED | ها هو مبنى ذا تصميم جميل معابٌ بصوت المفتاح الكهربائي الشائع |
Elinde sigarayla söyleyediğin her şey Daha iyi geliyor kulağa. | Open Subtitles | أي شيء كنت تقوله بصوت خافت كان يبدو أفضل بكثير |
Ve geriye dönüp, çıktığınız yere bakıyorsunuz, ve bazı insanlar yüksek sesle konuşuyor. | TED | كما أننا نستدير ونظر في المكان حولنا، وبعض الناس يكلمون أنفسهم بصوت عال. |
Neden yüzünü değiştirdin bilmiyorum ama kocamın ses tonu ile konuşuyorsun. | Open Subtitles | انا لا اعرف لماذا غيرت وجهك ؟ لكنك تتحدث بصوت زوجي |
Bu kapının ses geçirmez olduğunu sanmıyorum, yüksek sesle konuş. | Open Subtitles | أشك أن هذا الباب يعزل الصوت لذا تحدثي بصوت عالٍ |
Birincisi ses organizmasının tanımı. İkincisi ses çeşitlerinin betimlenmesi. Üçüncüsü ise ses genlerinin derlenmesi. | TED | الأول هو التعريف بصوت الكائن الحي، الثاني هو وصف من الاختلافات الصوتية، والثالث هو تكوين الجينات الصوتية. |
Eğer çürüğün sesi ruhsuz gelirse, bütün oyun bayağı olur! | Open Subtitles | ،إذا السوسة يغني بصوت خافت كل المسرحية الحقيرة ستبدو خافتة |
Ve onları dağılmak için rüzgar sesi yapmanız gerekiyor ve bu sayede kitabın devamını okuyorsunuz. | TED | لذلك يجب أن تقوم بصوت الريح وتزيل الأوراق وتقرأ بقية الكتاب. |
Şu an dünya nüfusunun yarısının dünya çapındaki dinlerimiz, kiliselerimiz, sinagoglarımız, camilerimiz ve türbelerimizde sesi ve eşitliği olmasının zamanı. | TED | حان الوقت لكي يحظى نصف سكان الأرض بصوت وبالمساواة في أديان العالم، في كل الكنائس والمعابد والمساجد والأضرحة حول العالم. |
İşte bu yüzden Pavlov'un köpeğinin zil sesini duyduğunda salyası akıyordu. | TED | أعني، أن هذا هو السبب في أن كلب بافلوف بدأ يسيل لعابه بصوت الجرس. |
Bu evde sesini yükseltirsen burada güvende olmayacağız. | Open Subtitles | لن نكون فى أمان هنا طالما تصيحين بصوت مرتفع فى هذا المنزل |
Sonra da o genizden, mızmız sesiyle yakınmayı sürdürüyor. | Open Subtitles | وهو يستمر بالتذمر بصوت متباكي يبعث على الشفقة |
Sonra, dili İngilizce'yi andırır, düşük tonda bir erkek sesiyle konuşan biri tarafından konuşması bölünür. | Open Subtitles | ثم قاطعه أحدهم و كان يتحدث بصوت ذكرى منخفض ما بدا الأنجليزية |
Şunu biraz Daha sessiz yapamaz mısın canım? Bütün sokağı uyandırmak istemezsin bence. | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تقوم بذلك بصوت أعلى أظن أنك لم تفلح بإيقاظ الحي |
- Belki de komşusu gramofonu çok yüksek sesle dinliyordur. | Open Subtitles | من الممكن أن جاره كان يشغل الفيكترولا بصوت عالي حدا |
Biraz Daha bağır, şuradakiler duymadı. | Open Subtitles | بصوت أعلى قليلا أعتقد أن أحدهم قد فاته ذلك |
Geriye yaslan, çelik tekerleklerin, parlak rayların üzerinde çıkardığı sesin keyfini çıkar. | Open Subtitles | استرخِ واستمتِع بصوت العجلات فوق السكّة الحديديّة اللامعة. |
Ama kimin şerif olacağı karannı, tek bir ağızdan haykırmalıyız. | Open Subtitles | لكن لمن سيصبح رئيس الشرطة علينا التحدث جميعاً بصوت واحد |
Sevişirken Phil'in sesinden çalışan... | Open Subtitles | لقد أرادت أن تستخدم جهاز الترجمة بصوت فيل أثناء المُضاجعة |
Komşuları sormamdaki neden ise, kesme masası oldukça gürültülü olabiliyor. | Open Subtitles | سبب سؤالي عن الحي هو أن منشار الطاولة بصوت عال |
Bunu yüksek sesle söyle, belki yüz kere ve üs kilitlenir. | Open Subtitles | يقولها بصوت عالِ ، وربما يكررها مائة مرة وبهذا يغلق المكان |
İşte eğer listelerimizi sesli olarak paylaşsaydık keşfedeceğiniz çok şey olurdu. | TED | وهذا ما ستكتشفه لاحقاً إذا بدأنا جميعا بتقاسم قوائمنا بصوت عال. |