Üç yetişkin kız kardeşim olduğuna göre, sandığınız kadar genç değilim. | Open Subtitles | بوجود ثلاث أخوات أصغر مني لا تتوقعي مني أن أفصح عنه |
Özellikle şu saatlerde ve etrafta onca it köpek varken. | Open Subtitles | وخاصّةً بوجود كل هذه الأوغاد ويهبط الظلام وكل هذه الأمور |
Belki birçok çeşidin varlığını sürdürdüğü, yaşamın serpildiği şekilde tanımlamalıyız. | TED | ربما يجب علينا تعريفها بوجود أنواع متعددة، بوجود حياة مزدهرة. |
Bu salaş köyde sevimli bir pilicin olduğu kimin aklına gelirdi? | Open Subtitles | من كان يعتقد بوجود فرخ لطيف في هذه القرية القذرة ؟ |
Biz ve onlar, birbirimizin varlığından haberdar olmadan paralel hayatlar yaşıyor olabiliriz. | Open Subtitles | نحن وهم نعيش في عوالم متوازية كل منا غير مدرك بوجود الآخر |
Milyonlarca dönüm arazi olduğundan kayıpların üçte biri asla bulunamıyor. | Open Subtitles | بوجود ملايين الاكرات للبحث فيها ثلثهم لا يعثر عليهم ابدا |
Patojen ve diğer yabancı maddelerin yüzeyinde bulunan bu moleküler izler istilacıların varlığına isyan ederler. | TED | هذه الآثار الجزيئية على سطح مسببات الأمراض وغيرها من المواد الغريبة تنذر بوجود الغزاة. |
Üç yetişkin kız kardeşim olduğuna göre, sandığınız kadar genç değilim. | Open Subtitles | بوجود ثلاث أخوات أصغر مني لا تتوقعي مني أن أفصح عنه |
Ama ne olursa olsun dünyada iyi insanlar da olduğuna inanmak istiyorsun. | Open Subtitles | ولكن وأنت تعيش تلك الوحدة تتمسك بالاعتقاد بوجود رجال طيبين في العالم |
Böyle bir kanıt varken, kefaletle serbest bırakılmanızı sağlamamız çok zor. | Open Subtitles | بوجود أدلة من هذا القبيل، أشك في أنه يمكننا إخراجك بكفالة |
Bu kadar tehlikeli bir şey varken, güvenlik söz konusu olamaz. | Open Subtitles | , أنظر , بوجود شئ خطير هكذا لا يوجد شئ آمن |
Bu birleşim modeli zayıf, sadece daha zayıf kuvvet bulunduran bu iki yeni parçacıkların varlığını tahmin etmede yardımcı oluyor. | TED | هذه النظرية تمكننا من التنبأ بوجود زوجين .. من جسيمات القوى الجديدة والتي تتصف بمثل القوي الضعيفة.. ولكنها أضعف منها. |
Çocuklarımızın bir babanın varlığını hissetmeleri için onlarla daha fazla zaman geçirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نقضي معهم وقتا أطول لأن على الأولاد الشعور بوجود الأب |
Taşıyabileceğinden daha fazla yavru kuş olduğu için kurnazca hareket etmeli. | Open Subtitles | بوجود فراخ أكثر ممّا يمكنها حملهم فعلى الأم أن تكون ذكية |
Tahliyeye yardım edebiliriz ama sivillerin olduğu yerde savaşa giremem. | Open Subtitles | يمكننا المساعدة في الإخلاء لكن لا يمكنني القتال بوجود المدنيين |
Açıkçası, daha bu sabah, bu ödülün varlığından bile haberim yoktu. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم، هذا الصباح.. بأنني لا أعرف بوجود هذه الجائزة حتى. |
O, şehirde bir yerde ve bir nükleer tehdit olduğundan habersiz. | Open Subtitles | إنها في مكان ما بالمدينة، دون أن تعلم بوجود تهديد نووي |
Bu gezegenin varlığına son verir mi diye sorabilirsiniz. | TED | لذلك قد تفكّرون، حسناً، هل يسمح هذا بوجود الكوكب؟ |
Ailenizde testis kanseri ya da yüksek tansiyonu olan var mı? | Open Subtitles | هل من سجلات بوجود سرطان بالخصى أو ضغط الدم العالي بالعائلة؟ |
Görevim Dünya üzerindeki her bir yaratığın hayatı ile ilgili. | Open Subtitles | هي تتعلق بوجود واستمرارية كل مخلوق حي على وجه الأرض. |
..ama bir katil varmış gibi davranmak... ..tartışmadan önce oyalanmak için.. | Open Subtitles | .. لكنّ، التظاهر بوجود جريمةِ قتلٍ ، إنّها لطريقة غريبة بالمماطلةِ |
- Bela çıkacağını biliyorsun. - Çıkacaksa burada olması daha iyi. | Open Subtitles | أنت تعلم بوجود متاعب إذن , من الأفضل أن نواجهها هنا |
Sadece Fransa'da çeyrek milyon farklı birimin olmasından ötürü, büyük çaplı bir değişim çok ciddi bir parçalanmaya neden olurdu. | TED | بوجود ربع مليون وحدة قياس مختلفة في فرنسا لوحدها، فإن أي تغيير يطبّق على نطاق واسع سيحتاج لحدوث اضطراب هائل. |
Biliyoruz ki kontrolünüz altında bir Goa'uld kargo gemisi var. | Open Subtitles | و قد علمنا بوجود سفينة شحن خاصة بالجواؤلد تحت تصرفكم |
O gün sokaklarda ordunun varlığı hissedilirdi. | Open Subtitles | كنت شعرت بوجود الجيش في الشوارع في ذلك اليوم |
yanında bir kız arkadaşı olmazsa gelmiyor. Yani sen de kız arkadaşıyla takılacaksın. | Open Subtitles | لن تخرج معي إلا بوجود صديقتها لذا يمكنك أن تأتي لتتعرف على صديقتها |