Bertram'a göre; Asquith ve Lord Grey, kabinede savaştan bahsetmiyormuş. | Open Subtitles | بيرترام يقول أسكويث واللورد جري لايناقش أبدا الحرب في الوزارة |
Sonra senden, onları Dr. Grey'e tekrarlamanı istiyorum. Bunu yapabilir misin? | Open Subtitles | ثمّ أريدك أن تعيد قولهم إلى الدكتورة(جري)، هلّ تستطيع القيام بذلك؟ |
Kiliseler obezlikle mücadele eden isanlar için koşu grupları ve destek grupları kuruyorlardı. | TED | كانت الكنائس تقيم مجموعات جري خاصة بها ومجموعات دعم خاصة بها للأشخاص الذين يواجهون السمنة. |
Geçide hızlı bir koşu ile varabilmemiz için üç dakikaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج ثلاث دقائق للوصول للبوابة في جري مستميت. |
Lütfen Bayım. Buraya Lord Gray ile bir ölüm kalım meselesini görüşmek için geldik. | Open Subtitles | سـيدي ، نريد مقابلة اللورد جري في مسـألة حياة أو موت |
Sert Adam'la görüşmen nasıl geçti diye soracaktım. | Open Subtitles | ولكني كنت سأسئلك كيف جري الآمر مع أرين الحديدي اليوم؟ |
Jerry Voorhis ve Senatör Helen Gagahan Douglas a karşı kazanılan zaferler. | Open Subtitles | على عضو الكونغرس (جري فورهس) والسناتور (هيلين غاغان دوغلس)، وأظهر ذلك وبوضوح |
Çelik Adam, uçabilme şansı varken neden koşmak istesin ki? | Open Subtitles | لكن لماذا يوافق الرجل الصلب أن يشترك بسباق جري لعين؟ |
Bayan Kim, Bayan Grey aile ile oturmanızı istedi. | Open Subtitles | "انسة "كيم السيدة "جري" تطلب منك الجلوس مع العائلة |
Bugün burada Thomas Winton Grey'in ölümünün acısı ve onu anmak üzere toplandık. | Open Subtitles | اليوم نجتمع كي نحزن لوفاة ونتذكر حياة "توماس وينتون جري" |
Selam Dr. Kim. Yine Sam Grey. | Open Subtitles | "مرحبا دكتور "كيم هذا انا "سام جري" مرة اخرى |
Bayan Grey, bu akşam için kalacak bir yeriniz var mı? | Open Subtitles | سيدة (جري) هل هناك شخص أخر يمكنك قضاء الليلة عنده؟ |
Danny Roman, ben Ajan Grey, FBI. | Open Subtitles | (داني رومان), أنا العميل (جري) من مكتب التحقيقات الفيدرالي. |
Yapın. Grey, buradaki işin bitti. Senin için bir kabız vakam var. | Open Subtitles | (جري) لقد أنتهيتي من هنا لدي أنسداد أمعاء لك |
Ülke çapında 10 ve ayağında gerçek bir koşu ayakkabısı bile yok. | Open Subtitles | ، العشرة الأوائل بالولاية وهو لايملكُ حذاء جري جيد |
Sana yeni koşu ayakkabısı almıştım, Dennis. | Open Subtitles | لقد احضرت اليك احذية جري جديدة, دينيس |
Rejimim, dairemde kolayca tamamlanıyor koşu bandında 30 dakika, yüz tane mekik şınav ve bacak kaldırma ve 20 dakikalık ağırlık kaldırma. | Open Subtitles | أتعامل مع نظام تغذيتي بسهولة وأنا بشقتي جري لمدة 30 دقيقة، 100 حركة تمرين متنوعة بين حركات الجلوس والنهوض وحركات الضغط و20 دقيقة لرفع الأثقال |
Bay Ross aşağıda, Bay Gray ile birlikte. | Open Subtitles | انه سيد روس مع سيد جري يا سيدي |
Albayım, Sebastian Gray ismi size ne hatırlatıyor? | Open Subtitles | ما الذي اسم سيباستيان جري يعني لك؟ |
Zengin adamla yemek nasıl geçti? | Open Subtitles | ـ كيف جري الغذاء مع الرجل الغني؟ |
Hey ben Jerry, Ben Ginger Bread House'da Lillith'leyim ve Ben ... | Open Subtitles | أنا جري , في محل خبز الزنجبيل مع ليليث ... |
Veya belki 5 km koşmak istiyorsun. | TED | أو ربما ترغب في جري سباق الخمسة كيلومترات |
Bu bir maraton, sürat koşusu değil. | Open Subtitles | إنه ليس سباق هرولة ، بل سباق جري |
Tüketici verilerine bakınca tüketicinin bunun bir kısa mesafe koşusu değil bir maraton olduğunu anladığı göruluyor. | TED | نحن نراقب عبر بياناتنا ان المستهلكون يدركون أن هذا ماراثون، ليس مجرد جري |