"حقوق" - Translation from Arabic to Turkish

• hakları
• haklarım
• hukuk
• haklarını
• haklarından
• hakkım
• hakkın
• hak
• haklarımız
• hakkı
• haklarıyla
• hakkına
• hakkımız
• hakların
• haklarına

İlk defa, yerel toplum imamlarının yaptığı Cuma vaazlarında kadınların hakları anlatıldı.
و لأول مرة دعا خطباء الجُمع في المجتمع المحلي لتعزيز حقوق المرأة.

Aklına estiğinde beni kapı önüne koyarsın böyle, kanuni haklarım olmadan.
حيثما أُطرد بحسب هواكما دون حقوق قانونية.

Columbia hukuk Dekanı'nı da kirli işlerine bulaştıramayacaksın demek oluyor.
ولا ايضا جعل عميد كلية حقوق كولومبيا للقيام بعملك السيء

Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı.
منذ شهر اشترى حقوق انتاج فيلم لقصة حققت أعلى المبيعات

Kişisel haklarından yoksun kişisel arzularından yoksun amaçtan, umuttan, haysiyetten yoksun.
بدون حقوق شخصية بدون طموح شخصى بدون أرادة، أمل أو كرامة

Joey'e söyle buna hakkım olmadığını düşünüyorsa gelip benimle konuşsun.
وأخبر جوي انه يستطيع أن يتحدث معي اذا اعتقد إني لا أملك حقوق

İngiliz Hazinesi, 3. Nesil cep telefonları işletme hakkını satmaya karar verdi. Bu hakkın ne kadar olacağına dair çalışmalar yaptı.
وقد قررت الخزانة البريطانية أنها ستبيع حقوق الجيل الثالث للهواتف النقالة بتقييم ما كانت تساويه تلك الحقوق.

Çin ekonomik olarak kalkındı, fakat insan hakları ve çevre konularında pek ilerleyemedi.
ازدهرت الصين اقتصاديا، ولكن لم تُحرز تقدّما على مستوى حقوق الإنسان والقضايا البيئيّة.

Asya, Afrika ve Güney Amerika'dan 15 ülke seçtik, Batı'nın dışında ve LGBT hakları açısından değişken yerler olsun istedik.
قمنا باختيار 15 بلدا من آسيا وأفريقيا وأمريكا الجنوبية، بلاد من خارج الغرب والتي تتسم بتنوع من حيث حقوق المثليين.

Raporları ülkeyi şok etmişti ve kariyerini de araştırmacı gazeteci, yurttaş lider ve insan hakları avukatı olarak değiştirdi.
كان من شأن تقاريرها إحداث ضجة في الدولة وانطلاق رحلتها المهنية كصحفية استقصائية، وزعيمة مدنية ومدافعة عن حقوق المدنية.

Doktor-hasta haklarım da mı yok?
اليس لدي حق سرية الطبيب و المريض اية حقوق ما

haklarım var. Tüzükte öyle yazıyor. Bu ülke için benim büyük büyük dedelerim hayatlarını vermişler.
لدي حقوق.مكتوبه في الدستور تاربخ أجدادي الذين قاتلوا طوال حياتهم

Beni durduramazsın çünkü ben bir Amerikalıyım. haklarım var.
لا يمكنك إيقافي، لأنني أمريكيّ لذا، لدي حقوق

1993 yılı haziran ayında bir salı sabahı, hukuk öğrencisiyken karşı karşıya kaldığım soru buydu.
ذلك هو السؤال الذي واجهني صباح يوم ثلاثاء في يونيو 1993، عندما كنت طالبة حقوق.

Asla ama asla insanları haklarından mahrum etmekle ilgili bir şey söylemedim.
أنصتِ، أنا لم أقل أبدًا أي شيء عن سلبّ حقوق أي شخص

Güzel ama Milhouse'u götüremezsin. Çocuğumu ziyaret etme hakkım var.
" حسناً لكنك لن تأخذي " ميلهاوس لدي حقوق زيارة

Öyle mi, ama boşanma işi iki hafta daha sürecek, o yüzden buna hakkın yok.
حقّاً، في الواقع ، الطلاق لم ينتهِ إلّا بعد اسبوعين آخرين إذاً ليس لديكِ حقوق

Adli kanun korumasının yanısıra, sivil hak korumasına da sahip olmalısın.
يجب أن تحصل على حماية حقوق المدنيين وعلى حماية القوانين الاجرامية

Amerika'da hepimizin kesin, vazgeçilemez haklarımız vardır.
في أمريكا لدينا حقوق لايمكن التنازل عنها،

Bir videonun birden çok telif hakkı sahibinin olması olağan bir şey.
ليس من الشائع لفيديو واحد أن يكون له أكثر من صاحب حقوق.

Ama sen insan haklarıyla ilgili bir şeyler söyleyerek beni durdurmuştun.
و لكنك أوقفتني عن طريق قول شيء ما عن حقوق الإنسان

Bu yolda suç işleme hakkına ortağım ve ben sahibiz.
نمتلك حقوق الجرائم العنيفة في هذه المنطقة المحددة من الطريق

Bence bilişsel özgürlük noktasında yeni bir hakkımız olması gerekiyor; korunması gereken bir insan hakkı.
أعتقد أننا نحتاج إلى الحق في حرية الإدراك، كحق من حقوق الإنسان التي تحتاج إلى الحماية.

Genel hakların merkezinde hiçbir mezhebin diğerine üstünlük kuramayacağı ilkesi yatar.
فكرة حقوق الجماعة هي أنه ليس . لجماعة السيطرة على الأخرى

Calles'ı devirmeli, insan haklarına saygılı... demokratik bir hükümet kurmalıyız.
سنقوم بالإطاحة بكاليس وسوف نقيم حكومة ديمقراطية تحترم حقوق الناس