"رفع" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaldırdı
        
    • kaldırmak
        
    • kaldırma
        
    • kaldırıp
        
    • kaldırabilir
        
    • açmak
        
    • yüksek
        
    • yükseltmek
        
    • yukarı
        
    • yükseltmeye
        
    • yükseltti
        
    • açtı
        
    • kaldırır
        
    • parmak
        
    • çekti
        
    O anda, bana vurmak için tüfeği kaldırdı. Tereddüt ettiğini gördüm. TED رفع بندقيته في تلك اللحظة ليضربني، لكني رأيت أنه كان مترددًا.
    Sosyal eleştiri yapmadan önce bu aşikarlık maskesini kaldırmak ve biraz farklı düşünmek gerekir. TED قبل أن نقوم بأي نقد اجتماعي لذلك أصبح من اللازم رفع ذلك الستار والتفكير قليلًا بطريقة مختلفة
    Çift kanat ile, üst kanatta kaldırma kuvvetini, alt kanatta itici kuvvetini elde ediyoruz. TED مع انقسام الجناح نحصل على رفع في الجناح العلوي ، ونحصل على الدفع في أسفل الجناح.
    Tamam, göz kapaklarını kaldırıp, yüz üstünü kontürlemeye ne dersin? Open Subtitles صور للجزء العلوي من الجسم ما رأيك بخصوص رفع الحاجبين
    Tamam dostum, bir şeyin yok. Kendini yukarı doğru kaldırabilir misin? Open Subtitles حسناً يا صاح، أنت بخير الآن هل تستطيع رفع نفسك ؟
    Kendimi savunmam gerekirse, gerçekten açmak istemedim. Open Subtitles حسناً، كدفاع عن نفسي، فلم أرد حقاً رفع سماعة الهاتف
    Bunu daha yüksek sesle söyleyemez misin diye merak ediyorum. Open Subtitles أتساءل لو كان بوسعك عدم رفع صوتك والهمس بصوتِ منخفض
    65 desibelin üzerinde konuşmak için sesimi gerçekten yükseltmek zorundayım ve öğretmenler sadece seslerini yükseltmiyor. TED لا بد لي من حقاً رفع صوتي للحديث أكثر من 65 ديسيبل من الصوت، والمدرسين لا يرفعون فقط أصواتهم.
    Bazıları seçimlere adaylığını koyuyor ve işin statüsünü yükseltmeye yardımcı oluyorlar, böylece daha fazla öğrenci öğretmen olmak istiyor. TED أتعلمون، ترشّح بعضهم للوزارة، ولقد ساعدوا في رفع شأن المهنة وبذلك أراد عدد أكبر من التلاميذ أن يصبح أساتذة.
    Üç yıl önce, banka aldığımız kredinin hiçbir sebep göstermeden faiz oranlarını yükseltti. Open Subtitles مُنذ ثلاثة سنوات رفع البنك عائد الأستثمار، على رهننا من دون أيّ سبب.
    Hakem parmağını kaldırdı Hint Kaplanları bir kale daha aldı! Open Subtitles لقد رفع الحكم يده حصل النور الهنود على ويكت أخرى
    Gruba bir baktı ve şöyle dedi, pardon unuttum, önce elini kaldırdı, yumruğunu sıktı, ve gruba "Teşekkür ederim." TED كان يتطلع عبر المجموعة وقال- أولاً رفع يده، ونسيت ذلك- رفع يده، قابضاً إياها، ثم قال للفريق، "شكرا لكم.
    Tek yapmanız gereken itibarı kullanmak için gözlenebilirliği artırmak, bahaneleri ortadan kaldırmak ve beklentilerinizi iletmektir. TED هي فقط تتطلب شحذ السمعة من خلال رفع درجة الملاحظة. وإقصاء الأعذار وتوصيل التوقعات.
    Eğitim kredileri: Bu bir risk. Kısıtlamaları kaldırmak: Bu bir risk. TED القسائم التعليمية: هذه مخاطرة، رفع القيود: هذه مخاطرة.
    Gördüğünüz gibi Eric iri bir adam ve onu giydirebilmek için iki kişiye ve bir kaldırma aletine ihtiyaç var. TED كما ترون، إريك رجل ضخم، واحتاج الأمر مساعدين وآلة رفع ليرتدي ملابسه.
    Ne zaman isterlerse, tişörtümü kaldırıp damgayı göstererek beni aşağılamak istediler. Open Subtitles أرادوا أن أعرف أنه حيثما شاءوا يمكنهم رفع قميصي وتشويه سمعتي
    Kahin gözlerimizdeki perdeyi kaldırabilir bu cadı avcısını bulmamıza yardım edebilir. Open Subtitles الرائي يمكنه رفع الحجاب عن اعيننا ويمكننا من رؤية صائد السحرة
    Eminim çevredekiler dava açmak için eylem planlarlar. Open Subtitles فلتراهن أنّ السكّان المحليّين سيغرقوا في رفع الدعاوى
    Bunu daha yüksek sesle söyleyemez misin diye merak ediyorum. Open Subtitles أتساءل لو كان بوسعك عدم رفع صوتك والهمس بصوتِ منخفض
    Stresli durumlarda, sesi ve alaycı, aşağılayıcı sert tonu yükseltmek doğaldır fakat bu, konuşmayı tatminkâr olmayan, patlayıcı bir sona götürmeye neden oluyor. TED رفع الصوت والصراخ طبيعي في حالات التوتر، لكنه غالباً ما يجرّ المحادثة لنهاية نارية وغير مرضية.
    Bu sizi kelimenin tam anlamıyla yokuş yukarı iter. TED وهذا يعمل مباشرة على رفع معنوياتك مباشرة ..
    Çoğu zaman susturulmuş olanların hikâyelerini yükseltmeye çalışacak şekilde mesleğimi icra etme çalıştım. TED لقد حاولت إنشاء ممارسة تعمل على رفع قصص من تم إسكاتهم في معظم الأوقات.
    Her sene aynı kilit sonuçlara odaklandı. kullanıcı sayısı ama bahsi yükseltti. TED وظل متمسكًا بنفس النتيجة كل عام، عدد المستخدمين، لكنه رفع الرهان.
    Beşinci arayışımda biri açtı. TED في المرة الخامسة، رفع أحدهم سماعة الهاتف.
    İbrahim, oğlunu kesmek niyetiyle bıçağını kaldırır, kesin ve öldürücü darbeyi vurmak üzeredir, oğul bıçağın tam ağzındayken, bir melek kucağında bir koyun ile gelir ve der ki: Open Subtitles عندما رفع إبراهيم السكين بقصد الذبح عندما أوشك أن يذبح
    Olay yeri inceleme üzerinden parmak izi alamadı ama tasarımı görüyor musunuz? Open Subtitles وحدة الجرائم لمْ تتمكّن من رفع البصمات من عليه، لكن أترين التصميم؟
    ve bu gerçekten önemli bir ilerlemeydi çünkü motorların güç yoğunluğunu çok yukarılara çekti. Artık daha küçük alandan çok daha büyük güç elde edebilirdiniz TED وقد كان إنجازا هائلا لأنه رفع تركيز الطاقة للمحرك فالآن يمكنك الحصول على طاقة أكثر من حجم أصغر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more