| Şimdi, biliyorsun, bizimle yemek yiyebildiğin için öyle mutluyuz ki. | Open Subtitles | حسناً، الآن، تعلمين، نحن سعداء للغاية لأنه يمكنكِ الأكل معنا. |
| Seni gördüğümüz için mutluyuz anne. Burada olduğumuz için değil. | Open Subtitles | نحن سعداء لرؤيتك يا أمي ولكننا لسنا سعداء لكوننا هنا |
| Bu yüzden, değişimi senin yapman konusunda memnun olmadıklarını tahmin ediyorsundur. | Open Subtitles | لذا يمكنك التصور انهم ليسوا سعداء جداً بفكرة انك تقوم بالتبادل |
| Söylenmesi gereken her şeyi söylemedi ama en azından dile getirildiği için mutluyduk. | Open Subtitles | لم يقل كل ما وجب قوله لكننا كنّا سعداء أنه قيل على الأقل |
| Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Balayınızda bizi tercih etmenize çok sevindik. | Open Subtitles | مرحبا، مرحبا، نحن سعداء جدا لأنكم جئتم لقضاء شهر العسل معنا |
| Ve herkesin buradan alacağı ders şuydu: insanları mutlu etmenin yolu onlara daha pahalı bir şey vermek, arzulanacak bir şey. Değil mi? | TED | و كان الدرس المستفاد لكل شخص هو أن طريقة جعل الناس سعداء هي أن تعطيهم شيئا أكثر سعرا, شيئا يطمحوا إليه. اليس كذلك؟ |
| Biz burada çok mutluyuz, Amy. Virgil'in hiçbir şeye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | نحن سعداء جدا هنا يا إيمي فيرجيل لديه كل ما يحتاجه |
| Evet, buna katkımız olduğu için mutluyuz, ...ama şimdi bu anlaşmayı bozmak zorundayız. | Open Subtitles | أجل و نحنُ سعداء بمساهمتكَ في ذلك لكن سنضطر للتراجع في الوقتِ الراهم |
| Ve ufukta, heyecan verici ve yüksek karlı girişimler olduğunu duyurmaktan dolayı mutluyuz. | Open Subtitles | لوقف العملية خط أنابيب المحلي. ونحن سعداء أن نعلن بعض مثيرة ومربحة للغاية |
| Kızınıza çok âşık. Kardeşim Martha ve ben çok mutluyuz. | Open Subtitles | . إنه مغرم بها للغاية . أختى مارثا وأنا سعداء جداً |
| Dr. Masters, bize katılmaya karar vermenizden dolayı çok memnun olduk. | Open Subtitles | إنّنا سعداء جداً. ذلك أنّك قرّرت الانضمام إلينا يا دكـتور ماســـترز. |
| Yarın bitişik binanın sahibiyle konuşup ona memnun olmadığımızı söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتكلم مع المالك الذى بجوارنا غداً وسأعلمه أننا لسنا سعداء |
| Sonsuza dek mutlu yaşamak için karar almadan önce daha çok mutluyduk. | Open Subtitles | لقد كنا سعداء بشكل مثالي قبل أن نقرّر العيش بسعادة إلى الأبد |
| Buraya kadar çok mutluyduk. | TED | ولهذا السبب كنا سعداء جداً الى حد الآن. |
| - Hoşgeldiniz yine, baylar. - Döndüğümüze sevindik, Bert, eski dost. | Open Subtitles | مرحبا بعودتكم يا سادة سعداء بالعودة يا بيرت العجوز |
| Evet, sadece seni sonunda böyle harika bir adamla gördüğümüze sevindik. | Open Subtitles | أجل، نحن سعداء جداً لرؤيتكِ أخيراً مع رجل رائع |
| Hayatımız boyunca bizi sağlıklı ve mutlu eden şeyler nedir? | TED | ما الذى يبقينا سعداء و بصحة جيدة ونحن نعيش حياتنا؟ |
| Ülkem sadece koca bir manastırdan ve mutlu keşişlerden oluşmuyor. | TED | إن بلدي ليس ديرا كبيرا مسكون من قبل رهبان سعداء. |
| Özel şirketler uzayın içine sıçrıyor ve sizi Mars’a götürmekten mutluluk duyuyorlar. | TED | فالشركات الخاصة هي التي تقفز إلى الفضاء وسيكونون سعداء لأخذك إلى المريخ. |
| Bu gece bize katılabildiğiniz için çok memnunuz, Bayan Palmer. | Open Subtitles | نحن سعداء حقا يمكنك الانضمام إلينا هذه الليلة، السيدة بالمر. |
| Uçakları kirli yolcuları mutsuz, uçaklar da sürekli kaza yapıyor. | Open Subtitles | الطائرات قذرة و المسافرون يكونون غير سعداء و الطائرات تتحطم |
| Babam ilk kez içki dağıtacak. Kaçırmadığımıza sevindim. | Open Subtitles | انها المرة الاولى التى يقدم فيها والدى الخمر لأحد نحن سعداء ان لم يفتنا الحفل |
| Onlardan tamamen kurtulmuş değiliz henüz. Durumdan pek hoşnut olmasalar gerek. | Open Subtitles | لم نتخلص منهم بعد لا أعتقد انهم سيكونوا سعداء |
| Askerler gemiden inecekleri için çok mutluydu. Mide bulantısı bitecekti. | Open Subtitles | الجنود كانوا سعداء بنزولهم إلى الشاطئ للتخلص من دوار البحر |
| Senin gibi genç, güzel birinin hapse girmesinden mutluluk duyarlar. | Open Subtitles | سيكونون سعداء إذا تم الزج بشابة جميلة مثلك في السجن |
| Söylediğim gibi, burada noel programı için bulunduğumuz için çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | نحن سعداء جداً اننا هنا نعرض حفلة الكريسماس الخاصة |
| Ben mutluyum, onlar mutlu ve kira param bende kalıyor. | Open Subtitles | انا سعيدة ، وهم سعداء ويمكنني ادخار بعض مال الايجار |
| Çocuklar, mutlusunuz ama rahatlamış görünmemeye çalışın. | Open Subtitles | الآن يا أولاد، أنتم سعداء لكن حاولوا أن لا تكونوا متحمَسين حسناً؟ |