Bir başkası tarafından rahatsız edilmek istemiyorum. İyi geceler, Bay Bond. | Open Subtitles | لا أريد لقاء آخر يفزعنى ليلة سعيدة ، يا سيد بوند |
İyi yolculuklar, ve umarım çok mutlu olursun ve cevabım hayır. | Open Subtitles | لذا، رحلة سعيدة يابرتشك وأتمنى لك السعادة و اجابتي هي لا |
İşte Apollo 13 ekibi ... dünyadaki herkeze... iyi akşamlar diliyor. | Open Subtitles | كان هذا طاقم أبوللو 13 نتمتى للجميع على الأرض أمسية سعيدة |
Beğendiğinize sevindim. Bunun parasını ödemek için partnerlerimin biraz avansa ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | أنا سعيدة لإعجابك به ، زملائي يريدون علاوة بسيطة لشراء زى لهم |
Sana ne oldu? Hiçbir şey. Sadece yeniden eski halinize dönmenize sevindim. | Open Subtitles | لا شئ ، اننى فقط سعيدة أنك عدت لطبيعتك القديمة مرة أخرى |
Eğer babası olursa daha da memnun olurum, tabi seninde kocan olursa. | Open Subtitles | سأكون سعيدة أكثر لو كان لهذا الطفل أب ولو أصبح لديك زوج |
Kendimi sınadığım için çok Mutluyum. Kendimi biraz daha iyi tanıdım | Open Subtitles | .أنا سعيدة لأنّي اختبرت نفسي لقد صرت أفهم نفسي أكثر الآن |
Frank, bırak telsiz biraz dinlensin. Oğlun iyi geceler demek istiyor. | Open Subtitles | فرانك, اعط راحة للراديو ابنك يريد أن يقول لك ليلة سعيدة |
Clark, iyi ki gelebildin. Amerikan tarihi çalışıyoruz, komünizm korkusu. | Open Subtitles | كلارك أنا سعيدة لحضورك نحن نذاكر التاريخ الأمريكي الخوف الأعظم |
İyi ki bir şey söylememişim yoksa kendimi çok kötü hissederdim. | Open Subtitles | إنّني سعيدة أنّني لم أقل شيء، كان هذا ليشعره بشعور سيء. |
İyi ki annesi değilim, onu kaybettiğim için çok üzülürdüm. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأني لست والدته, قد يتحطم فؤادي لو فقدته |
Programının bu kadar boş zamana elverişli olması çok iyi. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأن جدول أعمالك يترك لك وقت فراغ كبير |
Bayanlar ve baylar, uçağımıza kalkış izni verildi. İyi yolculuklar. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي، لقد بدأنا بالإقلاع نتمنى لكم رحلة سعيدة |
Bunu duyduğuma sevindim. Bayan Threadgoode eve gitmek için sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | انا سعيدة لسماع هذا, مدام ثريدغود كانت تتشوق للعودة للمنزل |
- Merhaba, Bayan Goebbels. - Sizi gördüğüme sevindim, Junge. | Open Subtitles | ـ مرحبا، سيدة جوبلز ـ أنا سعيدة لرؤيتك، سيدة جانج |
Hayır aramanıza sevindim. Geçen hafta yüzünden kendimi çok kötü hissediyordum. | Open Subtitles | لا، أنا سعيدة لاتصالك، لقد شعرت بسوء مما حدث الأسبوع الماضي |
Sizi yakaladığıma gerçekten çok sevindim çünkü... birkaç sorum daha olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | أنا سعيدة للغاية أنني وجدتكِ لانني أدركت أن لديِ المزيد من الاسئلة لكِ |
Ve daha çok insanın gelmesinden çok memnun, başarısızlığıma daha çok şahit.. | Open Subtitles | وهى سعيدة أن المزيد من الناس قادمون ليكونوا شهوداً عندما أفشل أنا |
Stewie, sana ikinci bir şans verdiğim için çok memnunum. | Open Subtitles | أتعلم ستيوي .. أنا سعيدة حقاً أنني أعطيتك فرصة أخرى |
Ne zaman kendimi mutsuz hissetsem, güzel şeyleri düşünmeye çalışırım. | Open Subtitles | عندما أشعر أنني غير سعيدة فقط أفكر في أشياء لطيفة. |
- Onun adına seviniyorum, Charlotte. - Ondan çok hoşlanmışa benziyor. | Open Subtitles | ـ أنا سعيدة للغاية من أجلها ياشارلوت ـ تبدو سعيدة به |
Tedaviye devam etmek istediğinizde arayın. Sizi görmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | اتصل بي عندما تريد استكمال علاجك و سأكون سعيدة برؤيتك |
Bugünleri gördüğüme çok Mutluyum. Dünya o kadar değişti ki... | Open Subtitles | انا سعيدة لانني عشت الى هذا اليوم لقد تغير العالم |
Babam mutlu olduğu sürece, bende mutluydum büyük mutlu bir aile olacaktık. | Open Subtitles | ولكن طالما أن أبي كان سعيداً كذلك أنا وسنكون عائلة واحدة سعيدة |
Üniversiteye başlamadan önce benim güzel kızım öyle mutluydu ki. | Open Subtitles | قبل أن ترحل إلى الجامعة إبنتي إيميلي كانت سعيدة للغاية |
Hamilelikler bir kadının hayatında mutlu ve doyurucu anlarla dolu zamanlar olarak bilinir. | TED | إن فترة الحمل من المفترض أن تكون سعيدة ومرضية في حياة أي امرأة |
Biraz başını kaldır. Çok mutlusun. | Open Subtitles | ارفعي رأسك للأعلى قليلاً أنتِ سعيدة للغاية |
En Tatlı intikamın, mutlu ve özgür bir hayat sürmeniz olduğunu görebilir misiniz? | TED | هل يمكنكم رؤية أن أحلى انتقام هو أن تعيش حياة سعيدة وكاملة وحرة؟ |
Şimdi bu durum onlar için hoş değil ama "işte ölçtüğümüz şeyler bunlar" diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler. | TED | الان تلك لم تكن وضعية سعيدة بالنسبة لهم لكن كان لديهم الثقة والشجاعة للقدوم نحوي والقول هذه هي تقديراتنا |