"سيدي" - Translation from Arabic to Turkish

• bayım
• Lordum
• komutanım
• Bay
• - Efendim
• Mösyö
• Majesteleri
• Amirim
• Sayın
• beyefendi
• patron

Gelmenize engel olmaya çalışmadım. Ama bayım biz sandık ki--
أنا لم احاول منعكم من الحضور لكن سيدي لقد رأينا

İsmi sorulacak kadar bile değeri olmayan fakir bir adamım, bayım.
مجرد رجل فقير لا يضايق نفسه بالسؤال عن الأسماء يا سيدي

- Elbette o kadar etkilenmedim. - Hayır. Hayır bayım etkilenmemişsiniz.
بالتأكيد لَستُ بذلك الشخص الممتع لا لا يا سيدي أنت لَسْتَ

Lordum askerlere korunmak için barınak yapmadan... kamp izni verdiğiniz doğru mu?
سيدي , هل اعطيت فرق الجنود تصريح لكي يعسكروا0 بدون بناء حصون؟

Kağıtlar yola dağıldı ve... ben de görmüş bulundum komutanım.
, وكل الأوراق تطايرت في الشارع لاحظتها فحسب يا سيدي

Biliyorum efendim. Ama belki Bay Smith kazara da olsa haklıdır.
أعرف ذلك يا سيدي لكن ربما يكون السيد سميث محقا بالصدفة

Çok kibarsınız bayım. Ama bu çabalarım bir şilin etmez mi?
شكرا جزيلا لك سيدي و لكن الا تزيدها شلنا اخر ؟

Üzgünüm bayım, serserilerin bu gece spor salonunda uyumasına izin vermiyoruz. Ama ıvır zıvır şeyleri arka kapıya koyacağız.
آسف سيدي ، لن نسمح للمتشردين بالنوم في غرفة الرياضة الليلة لكن سنضع بعض الوجبات المنزلية في الباب الخلفي

bayım, sakıncası yoksa ayaklarınızı masadan çekip... ayakkabı giyebilir misiniz?
سيدي ,أيزعجك أن تُنزل قدميك و تلبس حذائك من فضلك؟

bayım, karım beş yıldır ölü ve o bunu bildi.
سيدي,لقد ماتت زوجتي منذ خمسة اعوام و هو كان يعلم

...bana gülüyor bayım, benim bilmediğim bir şeyi biliyormuş gibi.
إنها تضحك عليّ، سيدي كأنها تعلم شيئاً أنا لا أعلمه

bayım, size açıkladım, müşterilerimiz masalarından ayrılmıyor ve önünüzde beş grup daha var.
كما شرحت لك سيدي الناس لا تغادر الطاولة و يوجد 5 حفلات قبلك

bayım, o kampanya otuz yıl önce sona erdi. Artık hayvan bisküvisi yapmıyoruz.
سيدي هذه المسابقة انتهت منذ 30 عاماً نحن لا نصنع بسكويت الحيوانات الآن

Bundan daha iyisini yapabiliriz. bayım bir şişe şampanya lütfen.
هناك ما هو أفضل من ذلك، قنينة شمبانيا يا سيدي

Bak, bayım, eminim sizi affetmemi gerektirecek bir şey yoktur.
أنظر سيدي, أَنا متأكّدُ أنه لا يوجد شيئ أغفره لك

Eğer o çocuk iyi ve safsa, kafamı keseceğim, bayım
إذا ذلك ولد جيد وبريء أنا سآكل رأسي ، سيدي

Lordum, sizinle ilk tanıştığımızda, ...bana büyük bir devlet adamı olmak istediğinizi söylemiştiniz.
سيدي عندما التقينا اول مرة قلت انك تتمنى ان تصبح رجل دولة مهم

Tabiatıyla, her evde güzel sanatlar için bir oda olması gerekir, Lordum.
من الضروري ان يكون هناك مكان للجمال والفن في الحياة يا سيدي

Gördüğünüz gibi komutanım, bütün öğrencilerim ve eğitmenlerimle... her an iletişim halindeyim.
كما ترى، سيدي عِنْدي رؤية فوريُة على كُلّ طلابي العسكريون وكُلّ المدربين

- Evet komutanım. - Hâlâ içeri girebileceğini düşünüyor musun?
أجل سيدي ـ اما زلت تعتقد انه يمكننا العبور بها؟

İyi akşamlar, ben Jennifer Barrett. Bay Barrett, iyi akşamlar efendim.
مساء الخير، معك جينيفر باريت سيد باريت ، مساء الخير، سيدي

- Efendim... - Bak! Bunları sana ne kadar anlatmam gerek?
يا سيدي كم مرة يجب أن أتحدث إليك عن هذا ؟

Mösyö, müsait olur olmaz Conchita'nın aldığı parayı geri vereceğim.
سيدي .. سأدفع لك بالمقابل لأجل تذكرة كونتشيتا حالما أستطيع.

Afedersiniz efendim, yukarıdan çağırdılar. Majesteleri sizi istiyor.
عفوا سيدي ، انت مطلوب في الأعلى جلالتها تسأل عنك

Amirim, gelip buna bir bakmak ister misiniz?
سيدي ، أتريد المجيء و إلقاء نظرة على هذا؟

Bu bomba patlarsa Sayın Başkan, ve bunu durdurmak için elimizden geleni yaptığımıza inanmazsanız, bu ülkemde büyük yankı bulacaktır.
اذا انفجرت هذه القنبلة سيدي الرئيس وانت لا تؤمن اننا نفعل ما بوسعنا لايقافها ايضا ستكون النتائج ثقيلة على بلادى

Üzgünüm beyefendi ama on iki sandviçin de parasını vermelisiniz.
أنا متأسف يا سيدي لكن عليك دفع ثمن 12 قطعة

patron, biz fazla mesai yapıyoruz. Bu da yasalara aykırıdır.
سيدي الرئيس نحن نعمل ساعات إضافية وهذا ضد قانون العمل