"عليك فعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmak zorunda
        
    • yapmana gerek
        
    • yapmalısın
        
    • yapmak zorundasın
        
    • yapman lazım
        
    • yapmamalısın
        
    • zahmet
        
    • yapman gerek
        
    • yapmamalıydın
        
    • yapmanıza gerek
        
    • yapman gerekiyor
        
    • yapmalıydın
        
    • yapman gerekirdi
        
    • yapman gerekiyordu
        
    • yapman gerekmiyordu
        
    Ama bu kadar saf olmasaydın bunu yapmak zorunda olmayacaktın. Open Subtitles لكن لم يتوجب عليك فعل هذا إذا لم تكن ساذج.
    - Er ya da geç, istemesen de yapmak zorunda kalacaksın. Open Subtitles سيتوجب عليك فعل شيئاً لهم . أنت لا تُريد أن تفعله
    Yani benim için bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorum. Open Subtitles أنا أقصد أنت تعلم , لم يكن يجب عليك فعل كل هذا لأجلي
    - A.B. bunu yapmana gerek yoktu. - Biliyorum ama bu çok güzel. Open Subtitles اي بي لم يكن يجب عليك فعل ذلك اعلم لم يكن, لكنني احببته
    Eğer bunu durduramıyorsan, eğer dünyayı kurtaramıyorsan o zaman bunu yapmalısın. Open Subtitles إذا لم توقف هذا إذا لم تنقذ العالم عليك فعل ذلك
    Bak, evlat. Bütün bunları yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles نظر يافتي, ليس عليك فعل اي شئ علي الاطلاق
    Boğulduğunuzu biliyorum Ve yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles أعرف أنّكم غارقون في العمل. لم يكن عليك فعل هذا.
    Sen yapmak zorunda kalacaksın. Open Subtitles يتوجب عليك فعل هذا الخداع والثقة كلاهما له قواعد
    Johnny, bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorsun, değil mi? Open Subtitles يا جوني، أنت تعلم انه لا يجب عليك فعل ذلك، أليس كذلك؟
    Bak, bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles أتعلم؟ ليس عليك فعل هذا لستُ ثملة أو شيء من هذا القبيل
    Hayır, yapmak zorunda olmadığın, istediğin bir şey ve sen benle eğlenceli Ted'i dışarı çıkarıp vurmadan önce biraz eğlenmek istiyorsun. Open Subtitles لا، لايتوجب عليك فعل شيء إنما مالذي تريد فعله وتريد قضاء وقت رائع قبل أن تأخذ تيد المرح وتقتله
    Sağol koç. Bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorum. Open Subtitles شكرا، كابتن، أقدر لك هذا أعرف بأنه لم يكن لزاما عليك فعل هذا
    Ama bu sevgi gösterilerini, sevgilisi olmayanların gözü önünde yapmak zorunda mısın? Open Subtitles و لكن هل يتوجب عليك فعل كل هذه الأمور الغرامية أمامنا نحن الذين ليس لدينا صديقات؟ في الحقيقة, ربما يتوجب عليه ذلك
    Bunu yapmana gerek yoktu. Open Subtitles حسنٌ، ليس عليك فعل ذلك يمكنك العودة إلى المنزل
    Bunu yapmana gerek yoktu. Eve gidebilirsin. Open Subtitles حسنٌ، ليس عليك فعل ذلك يمكنك العودة إلى المنزل
    Eğer bir itin izini süreceksek bundan daha iyisini yapmalısın. Open Subtitles سيجب عليك فعل أفضل من ذلك إذا كنا سنتعقب مستذئب
    Belki de yapmalısın. Soruşturmaya devam edin. Bir adım önde ol. Open Subtitles رُبما ينبغي عليك فعل ذلك كُن على علم بسير مُجريات التحقيق
    Ama bu kızın oruç tutmayı bırakması için birşey yapmak zorundasın. Open Subtitles لكن عليك فعل شيء لإيقاف هذه الفتاة عن الصوم
    Eğer bir itin izini süreceksen bundan daha iyisini yapman lazım. Open Subtitles يجب عليك فعل شئ أفضل من هذا إن كنت تودي تقفي المستذئب
    -Belki de bunu hiç yapmamalısın,espri konusunda biraz talihsizsin de Open Subtitles اعتقد بأنه لا يجب عليك فعل ذلك لم يحالفك الحظ كثيرا في اخبار النكت
    Niye zahmet ettiniz? Çok güzel olmuş. Teşekkür ederim. Open Subtitles لم يتحتم عليك فعل ذلك أنها جميلة، شكراً لك
    Bunu illa 6'da mı yapman gerek? Open Subtitles لماذا يتوجب عليك فعل هذا بالسادسة صباحاً؟
    Ona dayak atmanı hak etmişti ama bunu yapmamalıydın. Open Subtitles لقد إستحقّت بالتأكيد .ضربكلها. لكن لم ينبغي عليك فعل ذلك
    Hayır. Bunu yapmanıza gerek yok. Dövüş travmasından yeni çıkıyorlardır. Open Subtitles لا, لا, لا, لا يجب عليك فعل ذلك لقد حضوا بصدمة القتال
    Annenin böyle yaşayabilmesi için ne yapman gerekiyor? Open Subtitles قلت لك أن عليك فعل شئ ما لجعل هذا يتحقق ، صحيح ؟
    Taşınmasına yardım etmediğim için sinirli. yapmalıydın. Birisine yardım etmek oral seks gibidir. Open Subtitles يجب عليك فعل ذلك مساعدة شخص ما بالانتقال كالجنس الفموي
    Yani başka bir şey mi yapman gerekirdi? Open Subtitles اذن , ماذا تقول انت هل كان عليك فعل شئ اخر؟
    Ama Lydia'nın suçluları tanıyabileceğini öğrendiğinde, bu konuda bir şey yapman gerekiyordu. Open Subtitles ولكن عندما سمعت أن ليديا يمكنها التعرف على الخاطفين كان عليك فعل شئ بشأن هذا
    Bak, bunu yapman gerekmiyordu. Open Subtitles أتعلم؟ ليس عليك فعل هذا لستُ ثملة أو شيء من هذا القبيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more