| Ama liften zengin sebze, meyve ve tam tahıllar yediğinde; bunlardaki sindirilemeyen beta bağları, kana glukoz salınımını yavaşlatır. | TED | لكن أكلك لغذاء غني بالألياف كالخضروات، والفواكه، وجميع الحبوب روابط بيتا غير القابلة للهضم تبطئ تدفق الجلوكوز في الدم |
| Kuzey Kutbu deniz memelileri zengin bir akustik atmosferde yaşar. | TED | تعيش الثدييات البحرية للقطب الشمالي، في عالم صوتي غني ومتنوع. |
| Saygıdeğer bir kız kazasız belasız, güvenli bir hayat ister sürpriz istemez ve tercihen zengin bir adam ister. | Open Subtitles | الفتاه المحترمة تريد أن تعيش حياه آمنه محمية و ليست مليئة بالأحداث دون مفاجآت و يفضل مع رجل غني |
| - Bize şarkı söyle. - Bir şarkı söyle, Antoninus. | Open Subtitles | غني لنا أغنية غني لنا أغنية يا أنطونينوس |
| Gencim, zenginim, sağlıklıyım üstelik yakışıklıyım. | Open Subtitles | انا شاب , انا غني , انا بصحه جيده وانا وسيم , وسيم جداً |
| Saçları var, benim gibi zengin ve herkes gibi Katolik. | Open Subtitles | لاكن انه غني, مثلي تماما. و كاثوليكي, مثل باقي الناس. |
| Biliyorsun, fakir ve ölü biri olmak yerine, zengin ve canlı biri olabilirdin. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنت كَانَ يمكنُ أَنْ تعِيشُ، رجل غني بدلاً مِنْ فقير، و ميت. |
| Şey, o serserinin teki değil. zengin ve seviyeli bir adam. | Open Subtitles | حسنا هو ليس مشرد انه رجل غني و من مستوي راقي |
| zengin bir adam, bu kızla konuşmak için bin dolar veriyor. | Open Subtitles | رجل غني مستعد لدفع 1000 دولار لمجرد التحدث مع هذهـ الفتاة |
| Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
| Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
| Biliyorum her şey kötü görünüyor ama baban zengin değil mi? | Open Subtitles | أعلم أن الأمور تبدو شاحبة لكن أبوك غني ، صحيح ؟ |
| Eğer bidonların etrafında çöpler varsa ne zengin ne fakirdir, turistik yerdir. | Open Subtitles | إذا وجدت قمامة بصناديق القمامة فهو بلد سياحي لا غني ولا فقير |
| Ayrıca zengin bir erkek ile yemeğe çıkmak da iyi olurdu. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك أن تتعشّى مع رجل غني قد يكون لطيف |
| Karaciğer ve böbrekler, bu hayvanlar için zengin bir besin kaynağıdır. | Open Subtitles | تعرف, الكبد و الكليه هي مصدر غني بالمواد الغذائية لتلك المخلوقات |
| Sanırım senin kanın, beni zengin edecek şey çiftçi oğlan. | Open Subtitles | أعتقد أن دمك هو ما سيجعلني غني يا فتي المزارع |
| zengin bir beyaz erkek bulamayacak kadar avam bir görünüşü olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | هي قامت بإخفاء امتلاكها للكابينة لسرقة رجل غني أو أي من أصحابه |
| Onun olduğu şehirdeki otobana bakan tüm yarı zengin adamla onunla yaıp kalkıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تتغازل مع أي شخص شبه غني يبدو قريبا من توجهها العام |
| Hadi başka bi tane söyle. Vaktimiz var nasılsa. Hadi. | Open Subtitles | والآن غني أغنية أخرى لايزال لدينا وقت, هيا |
| Ben zaten zenginim, ama heyecanı seviyorum. Sen de bu konuda iyisin. | Open Subtitles | أنا غني الآن، لكني أبحث عن الإثارة، وهذا الشئ الوحيد الذي تبرع فيه، الإثارة. |
| Sen zenginsin, ben fakirim... Sana otuz bin dolar veririm. | Open Subtitles | انت رجل غني وانا رجل فقير ساعطيك ثلاثين الف دولار |
| Ülke isyan hikayeleri, uygarlıkların zaferleri ve çöküş hikayeleriyle dolu. Din, etnik, kültürel ve dil çeşitliliği bakımından da zengindir. | TED | وهي بلد غني بالقصص الثورية، وقصص الانتصارات والانهيارات الحضارية وغنى التنوع الديني والعرقي والثقافي واللغوي. |
| Pekâlâ, o zaman altı çocuğu olan varlıklı bir dul ararız. | Open Subtitles | حسناً ,علينا البحث عن رجل أرمل غني و لديه ستة أولاد |
| Dinle, dostum senin gibi para içinde doğmayı, ve her ne istersem yapmayı dilerdim. | Open Subtitles | اسمع يا رجل أنا , أيضاَ , تمنيت أن أُولد غني مثلك , و أن أفعل كل ما أرغب به أتعلم هذا؟ |
| Tersi olarak, doymuş yağ oranı yüksek beslenme biçimi sinir hücresi üremesini olumsuz etkiliyor. | TED | على عكس ذلك، نظام غذائي غني بالدهون المشبعة سيكون له تأثير سلبي على تكوّن الخلايا العصبية. |
| Servet avcısıymış, kızı için Paralı kısmet peşindeymiş. | Open Subtitles | كانت كالمنقبين عن الذهب تبحث لإبنتها عن زوج غني |
| Babamın çok parası var okul çocuk oyuncağı, tüm notlarım A. | Open Subtitles | والدي غني جداً ومدرستي بسيطة ، أحصل على درجات الامتياز فيها |
| Evde yokum, bu yüzden bip sesinden sonra şarkınızı söyleyin.. | Open Subtitles | أنا لست هنا، لذا غني لي أغنيتك بعد النغمة |
| dedi. söylemeye gerek yok, ondan bir telefon almadım. | TED | غني عن القول، انني لم أحصل على اتصال منها. |