| Kafan bu kadar iyiyse, onu futbol oynamak için kullanmamalısın... ona hiç birşey ödemedikleri gibi dizinden sakatlanınca, kapı önüne koydular. | Open Subtitles | اذا كان جيدا باستخدام رأسه لا يجب عليه لعب كرة القدم لم يدفعوا له شيئا ثم طردوه بمجرد ان اصيب بركبته |
| Ve anneniz evde yokken kılıçla oynamak yasak tamam mı? | Open Subtitles | أوه، ولا لعب بالسيوف في البيت بينما ماما ذاهبة، حسناً؟ |
| Siz de evde oyun hamuru yapmayı denedinizse, her evde bulunan malzemeyle yapılan bu tarifler hepinize gayet tanıdık gelecektir. | TED | وهذه الوصفات معروفة لكل من حاول ان يصنع صلصال لعب في المنزل انه مكونات اساسية يملكها عادة الفرد في مطبخه |
| Ama siz sadece Kızıl Ejder'de kumar oynamayı sevmiyorsunuz, Lord Pearson. | Open Subtitles | لكن ليس لعب القمار في التنين الأحمر هو ما تحبه فحسب |
| oynadı. Kazandı. Çünkü bilgisayar sadece geçerli hamlenin ne olduğunu biliyordu. | TED | و لعب ففاز لأن الحاسبة كانت تعرف الخطوات القانونية في اللعبة |
| İstersen kahramanı oynamaya devam edersin ama sırları senin hayatından daha mı önemli? | Open Subtitles | أنت تعلم أنه يمكنك إكمال لعب دور البطل ولكن هل تساوي أسراره هذا؟ |
| Dün gece laboratuvarımda çalışmak istemiştim ama kâğıt oynamak istedi. | Open Subtitles | أردتُ السهر طوال الليل في المعمل، لكنها أرادت لعب الورق |
| Yurtta bütün gece video oyunu oynamak isteyen baş belaları olabilir. | Open Subtitles | سيكون هناك بعض الحمقى الذين يريدون لعب العاب الفيديو طوال الليل |
| Video oyunları oynamak, sokağa çıkma yasağını delmek, ...mikrodalgayı karıştırmak. | Open Subtitles | لعب الفديو ، كسر حضر التجول وضع الحلوى في الميكروويف |
| Senin DNA sonuçlarına göre, uçağa binmek rus ruleti oynamak gibi birşey. | Open Subtitles | بالاعتماد على تحليل الحمض النووي لك ركوبك للطائرة مثل لعب الروليت الروسي |
| Pekala, cesuru oynamak konusunda harikasın ve bunu inatla sürdürüyorsun. | Open Subtitles | أنت بارعة في لعب دور الشجاعة وتبقين شفتك العلوية يابسة |
| Sigaralar sakız viskiler arkasında çıplak kadın resmi olan oyun kartları. | Open Subtitles | لبان ويسكى ورق لعب عليها سيدات عاريات و بالطبع أهم شئ |
| Civarda hiç oyun parkı yok, bu gemi de çocukların gözde mekânı. | Open Subtitles | ليس هناك ساحة لعب في الحيّ، وهذه السفينة هي مستراح الطفل المفضلة. |
| Şu aptal kaydedicinle oynamayı bırak da git tuvaletleri temizle. | Open Subtitles | توقف عن لعب ادوارك الغبية .. واذهب الى تنظيف الحمامات |
| O anda, eski günler canlandı. Basket oynamayı, vücut geliştirme kadar çok seviyordu. | Open Subtitles | في بعض الأحيان، الحنين يعيده أحب لعب الكرة بقدر حبه لكمال الأجسام الآن |
| Şimdiye kadar, üç buçuk milyondan fazla insan oyunu oynadı. | TED | حتى الآن، لعب أكثر من 3.5 مليون شخص هذه اللعبة. |
| Böylece iki rol oynamaya başladı işkence eden zanlı ve sempatik mahkum. | Open Subtitles | و هكذا تسنى له لعب دورين الجاني الذي يعذب و السجين المتعاطف |
| Fakat daha güçlüyü oynayan duygusal bakımından daha karmaşık olan dişi karakteri. | Open Subtitles | ولكن لعب دور الأقوى اكثر تعقيدا عاطفيا وقائدا للمراءة يبدوا صحيحا جدا |
| Bununla oynarken -- bu oyuncak felsefi sorular sormanıza yol açacak. | TED | عند لعب هذه اللعبة، سوف يطرح لك أسئلة فلسفية. |
| Bunu sonraya saklamak istiyorsunuz. Şimdi ne oynayalım? | Open Subtitles | ألا تريدون لعب هذه الآن ، سنوفرها فيما بعد ، ماذا سنلعب الآن ؟ |
| Bugün sizlere en sevdiğim oyunu öğreteceğim. Çok Oyunculu Kitlesel Parmak-Güreşi. | TED | سأعلّمكم اليوم كيفيّة لعب لعبتي المفضّلة: مصارعة إبهام شديدة تعدّد اللاعبين. |
| İster inan ister inanma, ben de dört saat boyunca canavarı oynamaktan hoşlanmıyorum ama bunu onlar için yapıyorum. | Open Subtitles | صَدِّق أو لا تًصَدِّق، أنا نفسي لا أَجِدُ لعب الوحشِ لأربع ساعاتِ كُلّ ذلك التَحفيز أمّا. لَكنَّه لَيسَ عنيّ. |
| Ama eğer bunu başka bir veriyle karşılaştırabilirseniz, aslında FBI ajanının rolünü tekrar oynuyor ve herşeyi biraraya topluyor olursunuz. | TED | ولكن إن استطعت ربطها مع البيانات الأخرى، فعندها مبدئياً تعيد لعب دور عميل مكتب التحقيق الفيدرالي. وبوضع كل ذلك معاً. |
| Hey bebeğim, Damızlık Karayipli oynar mısın? | Open Subtitles | مرحباً عزيزتي , هل تريدين لعب ورق الكاريبي ؟ |
| Şimdi bu yığını alevler içinde bırakacağız, ama bunlar çocuk oyuncağı olduğu için, ateş çabuk dağılacaktır. | Open Subtitles | الآن سنحرق هذه الكومة من الشر، لكن لأن هذه لعب أطفال، ستنتشر النيران بسرعة |
| Bir oyunda oynamış olan her bir insanın yaptığı her şey ölçülebilir. | TED | كل جزئية قام بها كل شخص لعب في اللعبة في أي وقت مضى. |
| Ben'in babasını, vaftiz babasından daha iyi kim oynayabilir ki? | Open Subtitles | من افضل من لعب دور اب بين من ابه الروحي؟ |