"لم أسمع" - Translation from Arabic to Turkish

• duymadım
• duymamıştım
• haber alamadım
• haber almadım
• duyamadım
• duydum
• duymadığım
• duymamış
• hiç haber
• duymuyorum

O markayı hiç duymadım. Şöyle bir Gaz Prensesi'ne ne dersin?
لم أسمع عن هذه الماركة ما تحتاجين إليه هو أميرة الغاز

Gerçekte Katie'nin adını söyleyen birini duymadım, tabii benim dışımda.
أنا في الحقيقة لم أسمع أحدا يلفظ اسم كاتي سواي

Madem o kadar başarılıydın nasıl oldu da seni hiç duymadım?
لو كنتِ ناجحة بالفعل ، فلماذا لم أسمع بكِ من قبل؟

Bana verme onu! Hiç siyah inci diye bir şey duymamıştım.
لا تعطنى إياهم ، إننى لم أسمع أبداً عن اللآلئ السوداء

Aslında senden hiç haber alamadım. Nasıl olduğunu merak ettim.
في الواقع, لم أسمع منك منذ مدة وأردت السؤال عنك.

Ben senin annenim ve iki aydır senden haber almadım.
أنا امك, كما أنني لم أسمع منكِ شيء منذ شهرين

Gerçekten "hayır" dediğini duymadım. Ama öyle demek istediğine emindim.
لم أسمع الرفض فعلاً لكنّي كنتُ متأكّداً أنّه ما قصدته

Ben sadece,biz tasarım yaparken bir kez bile kocandan bahsettiğini duymadım.
فقط لأنني لم أسمع أنك تتحدثين عن زوجك و نحن نصمم

Radyomu bulduklarından beri hiçbir şey duymadım ben, ama güzel şarkı.
لم أسمع شيء منذ أن تعطل مذياعي. أغنية جميلة كما تعرف.

Bu yeni hastaneyi hiç duymadım ben de internetten baktım.
لم أسمع أبدا بهذا المستشفى لذا بحثت عنه وطبعت هذا

Şu ana kadar, 30 gümüş değerinde bir şey duymadım.
حتى الآن لم أسمع شيئا يستحق 30 قطعة من الفضة.

Yemin ederim bir şey duymadım! Kimseye bir şey söylemeyeceğim!
أقسم لك بأنني لم أسمع شيئًا ولن أقول لهم شيئًا

Ayrıca, Yahudi inancına göre yemek yiyen fili de duymamıştım.
لكنني أيضاً لم أسمع عن فيل مخلل البرطمانات المحفوظة أيضاً

Daha önce doğrudan meteor çarpan bir nükleer enerji santralini hiç duymamıştım.
إنني لم أسمع بمحطة طاقة نووية قد تعرضت لضربة نيزك من قبل

Hazine Bakanlığı'nın gelecekten para bastığını hiç duymamıştım, sen duydun mu?
لم أسمع أن الخزينة تطبع المال في المستقبل هل سمعت أنت؟

"Sevgili dostum Truman, çok uzun zamandır senden haber alamadım.
صديقي العزيز ترومان لم أسمع عنك شيئا منذ وقت طويل

Pekala, bütün gün senden haber alamadım ve Korkin denen puşt arayıp bir de kalacak yer mi soracaktı?
ها أنا ذا, لم أسمع منك طيلة اليوم و صديقك المعتوه كوركين يتصل بي لأجد له مكانا تنامون فيه

ofisimi basıp beni bir katili saklamaktan suçladığından beri senden haber almadım.
لم أسمع منك شيئا منذ اقتحامك لمنزلي واتهامي بالإشتراك في جريمة قتل

İçime tanrı korkusunu öyle hızlı soktu ki, benim ihtiyarın ayak seslerini duyamadım.
انقذوني وأول شيء عرفت انه غرز الخوف من الله بداخلي بسرعة أنا لم أسمع أبدا خطوات والدي العجوز

- Sorun nedir? Bir şey duydum sandım ama dinleyince hiç ses gelmiyor.
لا أعلم ، تخيلت أننى سمعت شيئاً وعندما انتبهت لم أسمع أى شيء

Kapılar kapatılınca daha önce hiç duymadığım güçte çığlık atmaya başladı.
لقد أغلقوا الباب, وبدأت بالصراخ صراخا لم أسمع مثله من قبل

Biliyor musunuz, bunu daha önce hiç duymamış değilim.
أتعلمين ، أنا لم أسمع مثل هذا الكلام من قبل

Ne zamandır "Dashwood"dan başka bir şey duymuyorum.
لم أسمع غير داشوود، داشوود، داشوود لا أعرف كم من مرة قالتها