Bu demek ki yakıt zincirindeki molekülleri inceleyerek istediğimiz şekilde optimize edebiliriz. | TED | معنى هذا أنه بإمكاننا هندسة الجزيئات في سلسلة الوقود ونحسنهم قدر المستطاع. |
Bayan Helm, mahkemede yalan yemin etmenin ne demek olduğunu biliyor olmalısınız. | Open Subtitles | مسز هيلم ، اٍننى أفترض أنك تعرفين معنى كلمة شهادة الزور بالانجليزية |
Oh, dostum beni ziyarete gelmenin ne demek olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | أوه.. يا صديقي أنت لا تعرف معنى زيارتك بالنسبة لى |
Bunun ingilizcede ne anlama geldiğini bile bilmiyorum. Ne anlama geliyor? | Open Subtitles | لا أعرف ما يعني هذا في اللغة الإنجليزية ما معنى ذلك؟ |
Teksas tarihindeki en düşük oranın ne anlama geldiğini biliyor musunuz? | TED | هل تعلمون ما معنى ان يكون القانون منخفضًا في جميع الأوقات؟ |
Şimdi topladığımız paraya ve araştırmaya, araştırmayı nasıl yeniden tanımladığımıza gelirsek. | TED | الآن بالتبرعات التي نجمعها وبالبحوث وكيف أننا أعدنا صياغة معنى البحوث |
Çocuklar, bugün Cuma; beden eğitimi için bu ne demek biliyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً أيّها الأولاد، إنه يوم الجمعة وتعرفون معنى ذلك لصف الرياضة |
Kaybettiğimi kaybetmenin ne demek olduğu hakkında hiç fikrin yok. | Open Subtitles | ليست لديك اي فكرة عن معنى أن أفقد ما فقدته |
demek istediğim, bundan sonra, başka her şey anlamsız görünür. | Open Subtitles | أعني بعد هذا أي شيء آخر , سيكون بدون معنى |
demek istediğim, aklıma geleni ben sevdim diye, herkes sevecek anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أعني، ليس معنى أن فكرة أتيت بها قد أعجبتني أنها ستعجب الآخرين |
Dur, anladım. Siz turneye çıkmanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | انتظروا, فهمت أنتم لا تعرفون معنى أن نكون فى جولة |
Belki de birini kaybetmenin ne demek olduğunu biliyorsunuzdur diye düşündüm. | Open Subtitles | و اعتقدتُ بأنّ هذا قد يعني بأنكَ تتفهم معنى فقدان أحدهم |
Böyle bir yerde yaşamanın ne demek olduğundan haberin bile yok. | Open Subtitles | أنتِ لا تعرفين حتى ما معنى أن تكوني في أماكن كتلك |
Bu ne anlama geliyor ve bu top gibi şey ne, açıklamak için izin verin biraz geriye gideyim. | TED | ولتوضيح ما معنى هذا وما هو هذا الشئ، دعوني من فضلكم أعود خطوتين إلى الوراء بشكل سريع. |
Keşke her erkek senin sevginin nasıl birşey olduğunu bilse. | Open Subtitles | اتمنى ان يعرف الجميع معنى ان يحب الرجل امرأة مثلك. |
Aslında biliyorum tabi. Bu, yaşına göre çok başarılı anlamına geliyor. | Open Subtitles | أعني , اعرف معنى ذلك انه يعني ناجح جدا بالنسبة لعمرك |
Zenci olup da yardıma ihtiyacı olmak nedir bilir misin? | Open Subtitles | هل تعرفين معنى أن تكوني سوداء و تحتاجين لمن يقلك؟ |
Yaşanılan yerler; iş mekânları, kültür mekânları ve idari mekânlar birbirleriyle ilişkili bir şekilde konuşlandırılırlarsa anlam ifade ederler. | TED | ذلك أنه ، كما تعلمون ، في مساكن معنى نشرت في ما يتعلق أماكن العمل ، والثقافة ، والحكم. |
saçma bir futbol maçında gardiyanlara karşı koymanın... bir anlamı olduğunu, bunun bize güç vereceğini... düşünmesine neden olmuştuk. | Open Subtitles | جعلناه يعتقد بأن الذهاب ضد الحراس فى لعبة كرة بلا معنى ستكون بها بعض القيمة التى تعطينا سبب للأستمرار |
O zaman da her şeyden habersiz oluyorsun, çünkü bu şekilde yetiştirilmişsin. | Open Subtitles | لذا فأنت لا تسألين عن معنى الأشياء، لأنك تربيت على ألا تفعلي |
Yani, çalışmanıza katılabilmek Thomas'ın hayatına yeni bir anlam katmanı katıyor. | TED | لذلك وحتى تستطيعي المساهمة في دراستك أعطي لحياة توماس معنى جديد |
Filmlerin 100 yıllık tarihine hücum edebilsek belki bir anlatı inşa edebilir, gençlerin parçalanmış ve huzursuz dünyasına anlamlı bir şey iletebilirdik. | TED | لو استطعنا استكشاف تاريخ السينما لمئة عام مضت, قد نتمكن من بناء قصة يمكن أن توصل معنى لعالم الشباب القلق و المفكك. |
Peki bu bize yaşamın başlangıcı ve anlamı hakkında ne anlatacak? | TED | فماذا يخبرنا ذلك عن أصل نشأة الحياة وعن معنى الحياة ؟ |
Ben size söylüyorum, eğer aşkın anlamını öğrenmek istiyorsanız, o zaman evlenmeyin. | Open Subtitles | أنا أخبركم أنكم إذا كنتم تريدون أن تعرفوا معنى الحب, لا تتزوجوا |
Her şeye rağmen, bu şekerlerin mantıklı bir tarafı yok. | Open Subtitles | على الرغم من الحلوى لا يجعل مجموعة كبيرة من معنى. |