| Ama her gece askerler üslerine döndükten sonra oyun oynardık. | Open Subtitles | ولكن كل ليلة ، عندما يعود الجنود الى القاعده نلعب |
| İyi deneme. Ama her doktor bunun imkansız olduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | محاولة جيدة ، ولكن كل دكتور سيقول لك انه مستحيل |
| Ben jinekolog değilim Ama her şeyin yolunda olması gerek. | Open Subtitles | انا لست طبيب نساء ولكن .. كل شيء سيكون بخير |
| Buranın iyi olduğunu biliyor, Ama bütün hayatı boyunca işiyle ilgilendi. | Open Subtitles | هو يعرف ان هذا المكان جيد ولكن كل حياته حول واجبه |
| Ama her iyi adamda birazcık bir kötülük vardır, değil mi? | Open Subtitles | ولكن كل رجل صالح لديه جزء سيء صغير, أليس هو كذلك؟ |
| I sormak bana düşmez, Ama her şey yolunda olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أنا أعلم أنه ليس مكاني لنسأل، ولكن كل شيء على ما يرام؟ |
| Galiba aptallık ediyorum Ama her geçen gün onda olan, ama benim sahip olmadığım şeylerin fakına varıyorum:.. | Open Subtitles | هذا لطيف منك أخشى أننى كنت حمقاء ولكن كل يوم أدرك الصفات التى : كانت تمتلكها وأفتقر إليها |
| MASUMİYET BU DÜNYAYA AİT DEĞİLDİR Ama her ON YILDA BİR | Open Subtitles | النقاء ليس نابع من هذا العالم ولكن كل عشر سنوات يسطع نوره ويضيء |
| Ama her iyi şeyin bir sonu olmalı... Bu da onun işareti olabilir. | Open Subtitles | ولكن كل الأشياء الجيدة يجب أن يأتي إلى نهايته |
| Genel bir kriz var Ama her şey yolunda diyorsunuz... | Open Subtitles | أنت تقول بأنّ هناك أزمة عامة ولكن كل شيء على ما يرام |
| Ama her defasında... ne zaman söze başlasam... | Open Subtitles | ولكن كل ما اذهب اليها لا اجد الشجاعه لقول هذا اعتقد انه ينبغى على ان اخبرها |
| Sonbahar dönemi birkaç hafta önce başladı... Ama her yıl sınav sonuçları açıklanana kadar birkaç yer ayırırız. | Open Subtitles | كما تعلمون مضت بضعة أسابيع منذ بدء الفصل الخريفي ولكن كل عام نترك بعض الأماكن لما بعد نتائج الاختبارات |
| Kulağa çok beyaz ışıklıvari gelecek Ama her şey olması gereken zamanda olur. | Open Subtitles | إنَّ سؤالكِ لا يبدو للمُضيئين، ولكن كل شيء يحدث في أوانه |
| Kusuruma bakmayın, hanımım, Ama bütün yemekler servise hazır zaten. | Open Subtitles | سامحينا، سيدتي، ولكن كل شيء جاهز للتقديم. |
| Ve sonra bir susamuru kurtaracağım. Üzgünüm, Ama bütün hayvanları ünlüler için ayırdık. | Open Subtitles | على رسلك، آسف، ولكن كل الحيوانات تم حجزها للمشاهير. |
| Evet, enerjimi ortaya çıkarıp seçeneklerimi daha net görmemi sağladı Ama bütün payeyi buna vermek de biraz fazla olur. | Open Subtitles | صحيح أنها جعلتنى أخرج طاقاتى لأرى خياراتى بشكل واضح ولكن كل ذلك لا يستحقه هؤلاء |
| Evet, dostum, bir sürü, Ama hepsi kötü, dostum. | Open Subtitles | نعم، رجل، والكثير، ولكن كل ذلك كان سيئة، رجل. |
| Yanlış şeyler yapmış olabilirim, ama tek istediğim biraz mutluluk. | Open Subtitles | ربما فقدت الطريق، ولكن كل ما أريده هو بعض السعادة. |
| fakat tüm bildiği senin ona söylediğin yalanlar. | Open Subtitles | ولكن كل ما يعلم هي الاكاذيب التي اخبرتيه اياها |
| Birçok ihtimal var, fakat her biri bizim aradığımız niteliğe sahip. | TED | هناك الكثير من الإحتمالات, ولكن كل واحد منها لديه الخاصية التي نبحث عنها. |
| Mancınıklara yerleştirecek kadar gerçek asker bulabilirsen belki hedefini 10 denemede 1 kez vurabilirsin ama tüm gerçek askerler, babanla birlikte savaşıyor. | Open Subtitles | لو أن لديك جنود حقيقيون لتسليح المنجنيق فربما تصيب هدفك مره من 10 مرات ولكن كل الجنود الحقيقون مع ابيك في ريفرلاندز |
| Ölüm nedeni hakkında henüz bilgimiz yok ancak tüm cesetlerin kanı boşaltılmış. | Open Subtitles | ليس لدينا معلومات عن سبب الوفاة ولكن كل الجثث خالية من دمائها |
| - Ama araştırmamızın bütününde... - Araştırmaları boş ver, çocuklar araştırma dinlemez! | Open Subtitles | ولكن كل جزء من البحث هذا الكلام له منفعة في البحث ، وليس مع الأطفال |
| Ondan uzaklaştığımı sanıyordum, Fakat bütün bunlar bir şekilde birbirine bağlı. | Open Subtitles | ظننت بأنه تم إبعادي عنه ولكن كل هذا مرتبط ببعضه بطريقة ما |
| Ama ne olursa olsun durumunla ilgili tahminlerim iyi yönde. | Open Subtitles | ولكن كل شيء في كل شيء ، والتكهن جيدة جدا. |
| Ancak her biri insan şeklinde bir çeşit arşiv gibi ve bir seferde 20, 4 veya 12'lik gruplar hâlinde yolculuk yapıyorlar. | TED | ولكن كل واحد سيمثل نوعا من الأرشيف على شكل إنسان ويتنقلون في مجموعات من 20 أو 4 أو 12 |
| Seni temin ederim. Hayal kırıklığına uğratmaktan nefret ediyorum ama, sahip olduğum güçlerin hepsi gitti. | Open Subtitles | اكره ان اخيب ظنك ، ولكن كل القوى قد اختفت |