"önce" - Translation from Turkish to Arabic

    • قبل
        
    • أولاً
        
    • اولا
        
    • منذ
        
    • البداية
        
    • اولاً
        
    • سابقاً
        
    • السابقة
        
    • حتى
        
    • منذُ
        
    • سابق
        
    • أوّلاً
        
    • أول
        
    • الأول
        
    • السابق
        
    Uzak atalarınız o şekli sevmişlerdi ve onu yapabilmek için gerekli olan beceride güzelliği görmüşlerdi; bu sevgilerini kelimelere dökemeden önce bile. TED أحب اجدادكم القدماء هذا الشكل و وجدوا الجمال في الحرفة التي تتطلب صنعه حتى قبل ذلك كان بمكنهم التعبير عن حبهم بالكلمات
    Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış. TED عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل
    Yumuşak ve kabarık olmadan önce. Ve bu zaman boyunca TED قبل ذلك كانت كلها بنيات ناعمة ورقيقة. وخلال تلك الحقبة
    Bu da dünyanın daha önce görmediği evrensel bir trafik sıkışıklığına neden olacak. TED وذلك سوف يوصلنا الى اختناق مروري عالمي لم يرى مثله العالم من قبل.
    Ve İngilizce'nizin iyi olduğu konusunda önce bizi tatmin etmeniz lazım. TED ينبغي أن تجعلنا مقتنعين أولاً بأن لغتك الإنجليزية جيدة بما يكفي
    Artık bize daha önce erişmesi mümkün olmayan suçlular bize erişebilirler. TED المجرمين الذين كانو لا يستطيعون الوصول لنا من قبل يستطيعون وصولنا
    Fakat son 20 yıldır, her yemekten önce el ele tutuşuyoruz. TED لكن خلال العشرين سنة الماضية، صرنا نتلوا الصلوات قبل كل الوجبات.
    5 yıl önce Dünya Çocukları Ödülü'nü kazandı ve İsveç'e gitti. TED حصلت على جائزة الطفل العالمية قبل خمس سنوات وذهبت إلى السويد
    Doğumdan bile önce kendi kültürlerinin mutfağına özgü tat ve baharatlarla tanıştırılıyorlar. TED كان يجري تعريفهم على النكهات والتوابل للمأكولات المميّزة لثقافتهم حتى قبل الولادة.
    Bu alışverişin buna değeceğini söylemeden önce sana hangi önemli faydayı sağlayacağını bil. TED ويجب عليك أن تجد فائدة بارزة قبل القول أن هذا التنازل جدير بالتنفيذ.
    2006'dan önce , büyük camgözlerin genetik çeşitliliğine dair hiçbir bilgimiz yoktu. TED قبل 2006 لم يكن لدينا فكرة عن التنوع الجيني لأسماك القرش المًتشمسة
    Bu, geleneksel yardım kuruluşlarının daha önce hiç karşılaşmadığı bir durumdu. TED كانت هذه وضعية لم تصادفها قط وكالات المساعدة التقليدية من قبل.
    10.000 sene önce nasıl gıda yetiştireceğimizi bulduğumuzdan beri fevkalade şeyler başarmış olabiliriz. TED قد حققنا إنجازات عظيمة منذ معرفة كيفية زراعة الغذاء قبل حوالي 10,000 سنة.
    Düşünün, Kenya'nın ortasında cep telefonlu bir Masai savaşçısının, 25 yıl önce Başkan Reagan'dan daha iyi mobil iletişimi var. TED فكروا فيها، أن هاتف نقال محارب الماساي في وسط كينيا لديه ارسال جوال أفضل من الرئيس ريجان قبل 25 سنة.
    Biraz önce, kızım Rebecca bana iyi şanslar mesajı attı. TED قبل لحظة فقط، راسلتني ابنتي ريبيكا متمنية لي حظا موفقا.
    Ve Beijerinck'in keşfi, 500 yıl önce olan birşey de değildi. TED واكتشاف بيجيرينك، وهذا لم يكن شيئا قد حدث قبل 500 سنة.
    Yani Arşimet'i incelemeye başlamadan önce, bu kitabı parçalara ayırmak zorundaydık. TED قبل أن نبدأ تصوّر أرخميدس، كان علينا أن نحلّل هذا الكتاب.
    Böylelikle 18 ay önce hayatımı değiştiren bu maili aldım. TED هكذا قبل 18 شهرا وصلت هذه الرسالة التي غيرت حياتي.
    Belki de her bebekte olduğu gibi "önce ben gördüm, o benim!" TED ربما كانت نظرتك مثل قواعد الأطفال هذه: إنها ملكي لأنني رأيتها أولاً
    Başkan Joong Won ona açıklamadan önce sakın bir şey söyleme. Open Subtitles بالنسبة لها لا تخبرها بشيء قبل ان يشرح لها الرئيس اولا
    Çok uzun yıllar önce kaybettiğim onurumun geri geldiğini hissediyorum." TED أشعر أن لدي كرامة كنت قد فقدتها منذ زمن طويل
    Hepimiz önce görmezden gelinen ve küçümsenen sonra haklılığını kanıtlayan insanları biliyoruz. TED نعرف جميعًا أشخاصًا تم تجاهلهم في البداية لكن أثبتوا للجميع عكس المتوقع.
    Ama önce ben geldiğim için şimdi her şey değişti. Open Subtitles ولكن كل شئ تغير الآن، لأني وصلت إلى هنا اولاً.
    Bir zaman önce, Formula 1 yarışı kazanmak için bütçenizi alıp bu bütçeyi bahis olarak iyi bir şöföre ve arabaya yatırırdınız. TED كان سابقاً اذا اردت ان تفوز بسباق الفورملا 1 تأخذ ميزانيتك ، و تراهن بهذه الميزانية على سائق جيد و سيارة جيدة.
    Ama daha önce Roma Kulübü'nü gördük, dünyanın kaynaklarının tükeneceğiyle ilgili iddiaları gördük. Bu iddiaların doğru olmadığını söylemiyorum. TED ومع ذلك، شاهدنا في نادي روما، ومن خلال الإدعاءات السابقة بإمكانية نفاذ الموارد، ولن نُجادل بخصوص هذا ونُنفي صحتها.
    Parisli bir arkadaşımla kalmak için, bir yıl önce geldim. Open Subtitles جئتُ إلى هنا منذُ عام للعيش مع صديقي، إنّه باريسي
    Biraz önce size müziğin somut olduğu için farklı bir yetenek olduğundan bahsetmiştim. TED لقد ذكرت في وقت سابق حقيقة أن الموسيقى هي قدرة مختلفة لأنها مجردة.
    Ama önce biraz vakit ayırıp birbirimizi tanımaya çalışsak daha iyi olmaz mı? Open Subtitles ولكن ربما ينبغي أن نقضي الكثير من الوقت في التعرف على بعضنا أوّلاً
    Japon hükümeti belkide önce 3 sonra 2 milyar daha yatırıma karar vererek bu alanda bir ilk oldu. TED وكانت الحكومة اليابانية تقريبًا هي أول من قرر أن يستثمر أول 3 مليارات ثم 2 مليار في ذلك المجال
    İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. TED بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة.
    Onlara bu seçimi bir daha sorduğumuzda daha önce seçmedikleri yüzü seçiyorlardı. TED وإذا سمحنا لهم بالاختيار مرة أخرى، سيختارون الوجه الذي رفضوه في السابق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more