Tamamdır, şimdi gidin ve sözlü ironi ve alay örnekleri bulun. | TED | حسنا، انطلق الآن وقم بإيجاد أمثلة عن السخرية اللفظية و التهكم. |
alay etmeye çalışmadığını biliyorum bu yüzden her şeyin gelip geçmesine göz yumuyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تقصد بأن تسخر مني دون لذا سأجعل كل هذا يمر |
Bazıları bunu duyacaklar ve alay edecekler ya da önemsemeyeceklerdir. | Open Subtitles | بعض الرجال قد يسمع حديثي و يسخر منه أو يتجاهله |
O zaman, onu temsil eden çocukla dalga geçilir, alay edlilirdi. | TED | عندها يتعرض الطفل الذي يمثلهما للسخرية والتهكم والمضايقة التي لانهاية لها. |
alay etme sözlü ironi tanımına uysa da, her sözlü ironi alay değildir. | TED | فكل تهكم هو سخرية لفظية لكن ليس كل سخرية لفظية هي تهكمية. |
Hayır, benimle alay etmiyorlar. Sadece yeni olduğum için şaka yapıyorlar. | Open Subtitles | لا ، إنهم لا يسخرون مني بل يتعبوني لأنني الصبي الجديد |
Yeni bir alay yönetiyor ve ona katılmak isteyen zencileri arıyor. | Open Subtitles | إنه قائد الفوج الجديد وهو يبحث عن الزنوج الراغبون بالانضمام له |
Sıcak çikolata sipariş ettim diye benimle alay etmediğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لعدم السخرية مني لطلبي شوكولاته ساخنه وحاولي الدخول إلى الفيس بوك |
alay etmeden kalabalıklar ve erkekler sıralarını alabilmek için para ödeyeceklerdi. | Open Subtitles | سيتم السخرية منها أمام حشود كبيرة والرجال ستدفع لأخذ دورهم عليها |
karmaşıklaştırılmak adına medya tarafından anında alay konusu olmuştur. | TED | وقد تم السخرية منه بواسطة الاعلام .. لأن تلك الاستراتيجية معقّدة جداً |
alay etmeye çalışmadığını biliyorum bu yüzden her şeyin gelip geçmesine göz yumuyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك لا تقصد بأن تسخر مني دون لذا سأجعل كل هذا يمر |
Ulusumuzun nimetlerinden yararlanıyorsun sonra da gidip liderimizle alay eden bir kitap yayınlıyorsun. | Open Subtitles | .. عشتَ من خير دولتنا و الآن تنشر كتاباً تسخر فيه من رئيسنا؟ |
Bu yeni varoluşunu sessiz sedasız geçirmedi. Ama gelip geçenleri kızdırdığı ve güçlü kişilerle alay ettiği, insanların içinde yemek yediği, idrarını yaptığı | TED | لم يعش هذه الحالة في هدوء، ولكن يقال أنه كان يسخر من المارة ويهزأ من أصحاب النفوذ، ويأكل ويتبوّل، وحتى يستمني علناً. |
Herkes bu fikirle alay ediyordu oysa. | Open Subtitles | فكرة من الهواء هكذا ؟ فكرة يسخر الجميع منها |
Bazı yerlere bilerek gittik bazı yerlere alay ederek gittik. | Open Subtitles | لقد ذهبنا الى أماكن مملة عن قصد للسخرية من الآخرين |
Eğer çoklu marjinal bir kimliğin varsa sadece alay değil. | TED | إذا كانت لديك هويات مهمشة متعددة، فالأمر ليس مجرد سخرية |
Diğer çocuklar benimle alay ederdi çünkü büyükbabamlar Kore'den gelmişti. | Open Subtitles | الأولاد الآخرون كانوا يسخرون مني لأن أجدادي أتوا من كوريا |
Yüzbaşı Collingwood da alay emir subaylığından alındı ve birliğine döndü. | Open Subtitles | الكابتن كولينجوود يتم إعفاؤه من واجبات معاون قائد الفوج يعود الى سريته |
Biliyoruz. Pekala. Onları alay etmek için getirmedim buraya. | Open Subtitles | نعرف هذا، حسناً لم أحضرهم لهنا لكي أسخر منهم |
Asla uyumayacak ve bir takım sınavların benimle alay etmesine izin vermeyecektim. | TED | لذا كان من المستحيل أن أنام وأترك مجموعة من الإمتحانات تهزأ بي. |
alay konusu olduğum için teşekkürler, komik adam. | Open Subtitles | انت اول من سخر من ضيقتي أجل شكراً على الضحك أيها المسلي |
Bir alay asker, dolunay altında at sırtında gelmişti. | Open Subtitles | وجاء فوج من الجنود يمتطون الخيول تحت ضوء القمر. |
Ama birçok eleştirmen, insanların asansör için saatlerce beklemesi gerektiğini veya daha da kötüsü kulenin kendi ağırlığı altında yıkılacağını söyleyerek mimarla alay ettiler. | TED | ولكن العديد من الانتقادات سخرت من المعماري، مدعية أنه سيتعين على الناس انتظار المصعد لساعات، أو أسوأ من ذلك، أن البرج سينهار بسبب كتلته. |
Lütfen, bana onu verme, yoksa tüm polis teşkilatnın alay konusu oluruz. | Open Subtitles | من فضلك , لا تعطيني هذه, والا أصبحت أضحوكة الشرطة الموجوده كلها |
yarı çıplak haldeyim burada alay etmek benimle senin benimle dalga geçtiğin gibi mi? | Open Subtitles | لا تسخر مني. كما تسخرين مني أنتي؟ عن ماذا تتحدث؟ |
Eğer istiyorsanız iksirimle alay edin, fakat benim tozum tam olarak isteneni yaptı. | Open Subtitles | اسخر من جرعاتي إذا أردت ولكن مسحوقي قام تماماً بما توجب عليه |