| en azından, umuyorum ki onların insan haklarını reddetmeyi daha zorlaştırıyor. | TED | علي الاقل آمل ان يكون من الصعب ان تنكر حقوقهم الانسانية. |
| tren frenlerinin içersinde, en azından Almanyadaki tren frenlerinde frenlerde bulunan bir parça domuz kemiği külünden imal edilmektedir. | TED | في مكابح القطارات .. في مكابح قطارات ألمانيا على الاقل حيث يوجد جزء من المكابح مصنوع من رماد العظام |
| Keşke oğullarımdan, en azından biri hayatta olsaydı diye iç geçiririm bazen. | Open Subtitles | دائماً ما اتمنى أن يكون أحد أولادي على الاقل على قيد الحياة |
| Orada olmak benim için güvenli olmazdı, en azından bunu söyleyebilirim. | TED | لم يكن الوقوف هناك آمناً بالنسبة لي وهذا أقل ما يقال. |
| Varlıklarının başka bir nedeni yok. En azından şu anda. | Open Subtitles | ليس مهما الأسباب الأخرى للوجود ليس الآن على كل حال |
| Bu gösteriye en azından bir aile eğlencesi süsü vermeliyiz. | Open Subtitles | علينا على الأقلّ أن نمنح هذا الأمر طابع الترفيه العائلي |
| Söylenmesi gereken her şeyi söylemedi ama en azından dile getirildiği için mutluyduk. | Open Subtitles | لم يقل كل ما وجب قوله لكننا كنّا سعداء أنه قيل على الأقل |
| Sana da selam verdim. En azından bir cevap ver Shareif. | Open Subtitles | لقد القيت عليك التحية أيضا اعترف بذلك على الاقل ياسيد شريف |
| Aksi halde en azından, çok iyi bir arkadaş kazanmış olurum. | Open Subtitles | وان لم يكن .. , فعلى الاقل فقد خرجت بصديق عزيز |
| En azından rüzgara karşı yürüme artistliğini yapmadı. O şeyden nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنا على الاقل لم يفعل ما هو معاكس للريح اللعنة اكرة هذا |
| En azından çaba gösteriyor ama kim bilir ne kadar sürer. | Open Subtitles | على الاقل حاول ذلك لكن يعلم الله الى متى سيظل ؟ |
| Peki, madem gitmek istiyorsun en azından şu öksürük şurubunu al. | Open Subtitles | طالما انت مصر, على الاقل اشرب قليل من دواء الكحه هذا |
| Senin düğünlerinden en azından birinde sonuna kadar kalmaya söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت نفسى ان احضر على الاقل واحد من حفلات زفافك |
| Kötü yaptığımız bir iş. En azından bunun farkına varmalı ve yapmamalıyız. | TED | على أقل تقدير، ينبغي أن نعترف بذلك، ونحن نميل لعدم الإعتراف به. |
| En azından güzel bir yemek verebilir ve herkese teşekkür edebilirim. | Open Subtitles | هذا أقل ما يمكنني فعله لأتناول عشاء جميل ، ولأشكر الجميع |
| En azından sabah kalktığınızda zevkle yiyebileceğiniz doğru dürüst bir şeyler olsun istedim. | Open Subtitles | أقل ما يمكنني فعله هو أن أجعلكم تتطلعون لوجبة افطار محترمة في الصباح |
| ...ve asla teşekkür etme şansım olmamıştı. En azından, doğru bir şekilde. | Open Subtitles | ولم أحظي بفُرصة لأشكره بها أبداً ليس بالطريقة الصحيحة علي أيّ حال |
| Mutfak ve hesap makinesi ile başa çıkmayı iyi bilirim ve bana çok para ödemenizi istemiyorum, en azından şimdilik. | Open Subtitles | أعرف طريقي جيداً في المطبخ والحسابات ولست أطلب منكِ أن تدفعي لي أجراً كبيراً ليس بعد ، على أيّة حال |
| Eğer beni öldürecekseniz, lütfen en azından bana saygı gösterip buna götürme demeyin. | Open Subtitles | ان كنتم ستقتلوني، على الأقلّ أرني بعض الاحترام و لا تقل أنكم ستنقلونني |
| Günlük enerji ihtiyacın için karbonhidrat almalısın bu da en azından 15%'ini karşılayacaktır. | Open Subtitles | أنتَ بحاجة للكربوهيدرات فيما لا يقل عن 15بالمئة من الجرعة اليومية الموصى بها |
| Yarım saat içinde buradan çıkıp gideceğime seviniyordum en azından. | Open Subtitles | على أقلّه كنتُ متطلّعة للخروج من هنا في النصف الساعةالقادمة، |
| Bana o kadar güvenmene karşılık en azından güvenini kazanmışımdır bence. | Open Subtitles | بعد كلّ ما أسررتِ به إليّ يفترض أن أحوز ثقتك أقلّها |
| En azından küçük postacı ve erik kurusu gibi kokan adamla tanışmamızı sağladın. | Open Subtitles | أقله أنك قدتنا إلى ساعي البريد الصغير، والرجل الذي يفوح برائحة الخوخ الجاف |
| Şimdi senden en azından basit ve kaliteli bir küçük iş bekliyoruz. | Open Subtitles | أقلّ ما يُمْكِنُ أَنْ نَتوقّعَة منك الآن خطط قليلة، و عمل مستمرّ. |
| O bir hata yaptı ama en azından hiç kimseyi öldürmedi. | Open Subtitles | اذا كان قد أخطأ معك فعلى الأقل لم تكن جريمة قتل |
| En azından işin bittiğinde dosyaları bana bırak. Bu programların ortaya çıkması gerek. | Open Subtitles | أقلها عندما تنتهي ، أترك لي تلك الملفات يجب أن تُفضح تلك البرامج |
| Yine de önlem olarak, toplantılara katılmanı sağlayacağım, en azından bir kaç haftalığına. | Open Subtitles | على أي حال، سأجعَلُكَ تُشارِك في جَلسات إعادَة التأهيل لعِدَة أسابيع على الأقَّل |
| Sen tüm yıl boyunca kıçını yırttın, en azından birkaç dolar verebilirlerdi. | Open Subtitles | اجهدت نفسط طوال العام كان يجب على الأقل أن يعطوك بعض الدولارات |
| En azından orada düşmanın gözünün içine bakabiliyordun. Sadece biz ve onlar vardık. | Open Subtitles | هناك على الأقل يمكنك أن تنظري في عين عدوك إما نحن أو هم |
| "B" olsam bile en azından otentik "B"yim. | Open Subtitles | حتّى وإن أنا جيّدة، أقلُّه إنّني جيّدة تُراثيّة. |