"bakış" - Translation from Turkish to Arabic

    • النظرة
        
    • نظر
        
    • نظرة
        
    • النظر
        
    • تنظر
        
    • نظره
        
    • المنظور
        
    • النظرات
        
    • نظرتك
        
    • النظره
        
    • نظرهم
        
    • للنظر
        
    • بنظرة
        
    • لمحة
        
    • تنظرين
        
    Şu yüzüğü gördüğünde aniden gözlerinde tuhaf bir bakış belirdi. Open Subtitles عندما رَأيتَ ذلك الخاتم أصبح في عيناك تلك النظرة الغريبة؟
    Bu bakış, bir şey hakkında endişelenmekten kendini alamadığın zaman oluyor. Open Subtitles . فإن لديك تلك النظرة حينما تكون قلقاً بخصوص أمر ما
    Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. TED و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر
    Ve ikimiz için de bu diyalog, Kadın Yürüyüşü konusunda hemfikir olmasak da birbirimizin bakış açısını anlamamızı sağladı. TED وفي رأينا، سمح لنا هذا الحوار أن نفهم وجهة نظر بعضنا البعض بخصوص مسيرة المرأة على الرغم من اختلافنا.
    Böylece robotiğin geleceği hakkında yeni bir bakış açısına sahiptim: dönüşenler. TED هذه كانت اللحظة التي حفزت لدي نظرة مستقبلية لهندسة الروبوتات: المتحولون.
    Ona ilk baktığında gözlerinde garip bir bakış bile gördüm. Open Subtitles لقد ميزت نظرة غريبة في عينيه عندما رآها لأول مرة
    Görevimiz ulusal diplomatlara dünya meselelerinde askeri bir bakış açısı kazandırmak. Open Subtitles أكانت مهمتنا إعطاء دبلوماسي أمتنا وجهة النظر العسكرية عن مشاكل العالم
    Aklıma dahiyane bir fikir geldiği zaman bende de aynı bakış olur. Open Subtitles ماذا؟ إنها تلك النظرة تلك نفس النظرة عندما يكون لدي فكرة رائعة
    Hilsboro'dan Lorena aradığında ve soruyu sorduğundaki o bakış neydi peki? Open Subtitles وتلك النظرة بينكما الآن عندما ، عندما اتصلت لورينا من هيلسبورو
    İşte bu bakış bana bilmem gereken her şeyi anlatıyor. Open Subtitles أترون، تلك النظرة التي تُخبرني بكل ما أود أن أعرفه
    Ama bence yıllar sonra bile beni ondan koparamayan daha başka bir şey, o da şu: kızın yüzündeki bakış, yüzündeki çelişkili bakış. TED ولكن أعتقد الشيء الذي جعلني أستمر في العودة إليها سنة بعد سنة، هو شيء أخر تماماً، ألا وهو نظرتها، النظرة المتضاربة على وجهها
    Dürüst olmak gerekirse, çevreci bakış açısıyla, karides çiftlikleri doğaya son derece zararlı. TED مزارع الجمبري هي آفة على الأرض ، بصراحة ، من وجهة نظر بيئية.
    Çünkü kompleks bir hareketi taklit etmek karşımdakinin bakış açısına adapte olmamı gerektirir. TED لانه لكي تُقلد فعل مُعقد يتوجب عليك أن تتبنى وجهة نظر الشخص الآخر
    Öyle idealleri ve belirli şeyler üzerine farklı bakış açıları var ki zamane kızlarının kıyas yapılamaz şekilde üzerinde. Open Subtitles إن لديها مثاليات ووجهات نظر بخصوص الأشياء إنها تفوق الفتيات اللاتى نراهن هذه الأيام ، ليس هناك وجه للمقارنة
    Vay. Şu kitaptaki herifinkine benzeyen bir bakış var gözlerinde. Open Subtitles لديك نظرة عجيبة في عينيك مثل ذلك الشخص في الكتاب
    Onlar için, basit bir bakış bile, anlam yüklü olabilir. Open Subtitles بالنسبة لهم, حتى نظرة خاطفة يمكن أن تكون مُحمّلة بالمعنى
    Basıma gitmeden önce hızlı bir bakış için şansım olmaz değil mi? Open Subtitles أتساءل إن كان هناك فرصة كي ألقي عليها نظرة سريعة قبل نشرها؟
    Eleştirel kuramın, tüm eleştiri kuramlarının bizi başarısız kıldığı bakış açısından bir incelemesi. Open Subtitles إنه اختبار للنظرية النقدية من وجهة النظر التي خذلتنا فيها كل المدارس النقدية
    Paranız ve iştahınız olmadığı zaman her şeye olumsuz bir bakış açısından yaklaşıyorsunuz. Open Subtitles عندما لا تملك المال و لا الشهية فإنك تنظر إلى كل شيء بسوداوية
    Bu acı olaylar bakış açısında ve kişiliğinde derin etkiler bırakmıştır. Open Subtitles هذه الأحداث الملتهبه سيكون لها تأثير عميق على وجهة نظره وشخصيته
    Onun hayatın işleyişiyle ilgili çok ilginç bir bakış açısı var. Open Subtitles وحصلت ومثل هذا المنظور اهتمام على كيفية عمل الحياة، هذا الرجل.
    Pek çok göz teması veya karşılıklı bakış isterler. TED يحلو لهم الكثيرمن التواصل البصري أو النظرات المتبادلة.
    Evet ya da temiz suçlulara. bakış açına göre değişir. Open Subtitles أجل، أو لصالح جريمة نظيفة تعتمد على نظرتك في الأمر
    Yüzündeki bakış güzelim viskiyi sidiğe dönüştürebilir. Open Subtitles هذه النظره على وجهك يمكن ان تحول الويسكى الجيد الى بول بغيض
    Kendi bakış açılarına göre, Doktor McKay çok cömert davranıyorlar. Open Subtitles من وجهة نظرهم يا د. مكاى إنهم يبدون كرما زائدا
    Olaylara çok, çok gerçekçi bir bakış yöntemi. Çok mantıklı. Open Subtitles يا لها من طريقة واقعية للنظر إلى الأمور وراشدة أيضاً
    Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış. TED عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل
    Vali'nin basın sekreteri fotoğraf çekiminin hapishane sistemine olumlu bir bakış getireceğini düşünüyor. Open Subtitles تعتقِد سكرتيرة الحاكِم الصحافية أنَ جلسَة تصوير ستُعطي لمحة إيجابية عن نظام السجون
    Oh, ama yapıyorsunuz, bana bakış şekliniz bile. Open Subtitles لكنك كذلك حتى بالطريقة التي تنظرين اليّ بها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more