Evet, evet biliyorum. On yıldır tek bir at bile çalınmadı orada. | Open Subtitles | نعم ، نعم ، أعرفها لم يسرق منها حصان منذ عشرة أعوام |
Bu kafasında kılıç taşıyan bir at. Hayallerimi ve ümitlerimi koruyor. | Open Subtitles | ذلك حصان مع سيف في رأسه إنه يحرس آمالي و أحلامي |
bir at dışında herhangi birine selam vermem olası değildi. | Open Subtitles | لم أكن لألوّح بالتحية لأي أحد فيما عدا حصان ربما |
Bence bir at seni gerçekten üzerinden atmak isterse atar. | Open Subtitles | أعتقد إذا اراد الحصان أن يلقى بك ، سوف يفعل |
Bize bir at savunması lazım; polis araçlarını, çöp kamyonundan uzaklaştır. | Open Subtitles | إننا بحاجة إلى حاجز فرس لفصل سيّارات الشرطة عن شاحنة القمامة. |
Teşekkürler, Şerif. 10$'a güzel bir at almış oldun. | Open Subtitles | شكرا مارشال هل تشتري لنفسك حصانا مقابل عشرة دولارات ؟ |
Şimdi, bu adam dün bana geldi. - Size siyah bir at satmış. | Open Subtitles | هذا الرجل أتى إليّ بالأمس، وقال أنه باع عليكم حصاناً أسوداً |
Ben bir eyer son kez Yaz kampinda bir at oldu. | Open Subtitles | آخر مرة كنت في سرج كان على حصان في المخيم الصيفي. |
Ben bir at çekemez sırf ben West Point'te benim atış üfleme değilim. | Open Subtitles | لن افسد فرصتي بالقبول في المدرسه العسكريه بسبب انه لا يمكنني رسم حصان |
Ben 16 yaşımdayken bir at çüküme vurmuştu ve hala da çocuğum olmuyor. | Open Subtitles | حصان ركلني بخصيتي عندما كنت في 16 عاماَ و الأن لايمكنني أنجاب أطفال |
Cebimdeki para ve iyi bir at sizi bekliyor. | Open Subtitles | المال فى جيبى و هناك حصان جيد بإنتظارك .. |
Pulluk için başka bir at alırım. Neden traktör almıyoruz? | Open Subtitles | أشتري حصان آخر للحرث لماذا لا نشتري جرارة ؟ |
Yeni bir at alabilirmiyim, kiralık veya satılık bir tane. | Open Subtitles | ، الآن سأذهب للحصول على حصان جديد سأستعير أو أشتري واحداً |
Bu önlemler derhal alınmazsa Atilla İtalya'yı işgal ettiğinde seni kurtaracak ne hızlı bir at ne de seni saklayacak bir orman kalacak. | Open Subtitles | لو ان هذه الاحتياطات لم تتخذ على الفور، عندما يغزو أتيلا إيطاليا لن يكون هناك حصان بالسرعة الكافية لإنقاذكم، |
Kahverengi bir at, 11 yaşında ve Dennis diye seslendiğinizde tepki verir. | Open Subtitles | إنه حصان بني، عمره 11 سنة ويستجيب للاسم دنيس |
Git kendine yeni bir at al, benim gönderdiğimi söyle. | Open Subtitles | خذ افضل حصان في الإسطبلِ، أخبرْهم انك تَعْملُ عندي. |
Senin için bir at ve kumanya, merdiveninin orada bekliyecek. | Open Subtitles | وفرت لك حصان والمؤن سوف ينتظرك عند الدرج |
bir at kadar sagliklidir. Beni hâlâ bilek güresinde yenebilir. | Open Subtitles | ..إنه بصحة الحصان مازال يمكنه أن يغلبني في مصارعة اليد |
"Sihirli bir at, haşmetli Caliph, gökyüzünde süzülebiliyor" | Open Subtitles | فرس مسحورة لمـولاي الخليـفة إنها تطـيـر في الســماء |
Bu iple bir at yakalamayı düşünüyordum. Hiç görmediğim bir at. | Open Subtitles | كان من المفترض ان امسك حصانا بهذا الحبل حصانا لم اره منذ ذلك الحين |
Öyleyse ahırdan bir at al ve evine dön. | Open Subtitles | حسناً, خذ حصاناً من الإسطبل وعد إلى بيتك |
Bir nalı eksik, ufak bir at var mı bir bak. | Open Subtitles | حاول أن تجد آثار لحصان واحد، أصغرهم ينقصها آثار أحذية الهندي |
2014 Mayısında Nashville Tennessee'de bir parktayız çünkü bir at yarışındayız. | TED | إنه شهر آيار عام 2014 واقفين في متنزه في ناشفيل، ولاية تنسي، وذلك لإننا في سباق خيل. |
Küçüklüğümde çok istediğim bir at vardı. | Open Subtitles | إنها تتعلق عندما كنت فتاة صغيرة وأردت خيلاً حقاً. |
Bir zenciyi evcilleştirmek teknik ister, bir at gibi. | Open Subtitles | سيدي ، هناك فن بترويض الزنوج ، كالحصان تماما |
Adam sadece sehir altyapi islerinin ihalelerini onaylamiyor, ayni zamanda azili bir at yarisi delisi. | Open Subtitles | ليس مسؤولاً فقط عن التصديق على جميع عقود المدينة بل مستعدّ للإنحطاط أيضاً |
Akıllı bir at, geri dönüp hemen kaçardı. | Open Subtitles | ولربما دفعت الحكمة حصانًا سواى ليولى هارباً |
Bir 'at' bile senden daha iyi ata biner. | Open Subtitles | إنك تمتطي الحصان بشكلٍ أسوأ مما لو امتطاه حصانٌ آخر |
Öğretmenimizin musluğun altında sakladığı kilden bir at yapıyordu. | TED | كان بصدد تشكيل حصانٍ انطلاقا من العجينة التي احتفظ بها مدرسنا تحت الحوض |
Yatağımda bir at kafasıyla uyanmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ الإِنتِهاء مَع رئيس حصانِ في سريرِي. |
Hamir sadece benim binmeme izin verdiği saf kan bir at aldı. | Open Subtitles | إشترى لي حِمّيَر حِصان وسمح لي بركوبه |