"borcu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدين
        
    • مدين
        
    • ديون
        
    • دين
        
    • الدين
        
    • تدين
        
    • الديون
        
    • مديناً
        
    • القرض
        
    • دينه
        
    • قرض
        
    • مدينٌ
        
    • يدينون
        
    • مُدين
        
    • مديون
        
    Rolando'yla karşılaştım. Bana eski bir işten 25.000 dolar borcu vardı. Open Subtitles لقد ذهبت الى رولاندو انه يدين لي بـ 25 ألف دولار
    Bu işin içine etmese iyi eder. Bana çok borcu var, anladın mı? Open Subtitles من الأفضل له ألا يتلاعب بى يدين لى بأموال كثيرة أليس كذلك ؟
    Bana 22 bin papel, artı dokuz yıllık faiz borcu var. Open Subtitles إنّه مدين لي بـ 22 ألفاً بالإضافة إلى فوائد تسع سنوات
    Evet. 50 yıllık bir şirket bu. Fazla borcu yok. Open Subtitles أجل، الشركة موجودة منذ 50 عاماً وليس لديها ديون كبيرة
    Yakuza üç yıl önce kumar borcu yüzünden kardeşimin boğazını kesti. Open Subtitles الياكوزا قامت بذبح أخي منذ ثلاث سنوات بسبب دين خاص بالمقامرة
    Görünüşe göre, günümüz dünyasında, borcu ödemenin gücü bağışlamanın gücünden daha büyük. Open Subtitles يبدو ذلك في عالم اليوم القوة لتبرئة الدين أعظم من قوّة المغفرة
    Onun payını da ben ödemek zorunda kaldım, bana 8$ borcu var. Open Subtitles حسناً ، لقد دفعت لها ، لهذا فهي تدين ليّ بثمانية دولارات
    Ekonomimizin toparlanmasının bu kadar cansız olmasının temel nedenlerinden biri de o borcu ödemesi gereken tüketiciler. TED أن على المستهلكين سداد هذه الديون واحد من الأسباب الرئيسية أن انتعاشنا الاقتصادي راكد اليوم.
    O hıyar herifi bulursan bana üç haftalık borcu olduğunu söyle. Open Subtitles حين تجدين ذلك الحقير، أخبريه أنّه يدين لي بأجر 3 أسابيع
    Aptal ayağı yapma bana kızım. Kocana söyle, bana 200 dolar borcu var. Open Subtitles لا تتظاهري بالغباء معي، أختي أخبري زوجك أنه يدين لي بــ 200 دولار
    39 bin dolar çocuğuna nafaka borcu var. Doktor da değilmiş. Open Subtitles يدين بـ 39 ألف دولار لرعاية أطفال المعاقين ولم يكن طبيباً
    - Bana 50,000 borcu olan biri var. - Olabilir. Peki. Open Subtitles هناك شخص مدين لى ب 50 يمكننا أن نحضرها منه الان
    Bana 22 bin papel, artı dokuz yıllık faiz borcu var. Open Subtitles إنّه مدين لي بـ 22 ألفاً بالإضافة إلى فوائد تسع سنوات
    Müşterilerinden birinin sana, mesela, 700$ borcu olsa ne olurdu? Open Subtitles ماذا ستفعل إذا كان أحد عملائك مدين لك بسبعمائة دولار
    Bu yüzden şuan ülkemin 15 trilyon dolar borcu var. TED والان بلدي في ديون بمقدار ١٥ ترليون دولار
    Artık, O ambulans çağırma ücreti de dahil olmak üzere 60 bin dolar sağlık borcu olan bir evsizdi. TED وبعدها بفتره قصيرة أصبح متشردًا وعليه ديون 60000 دولار تكلفة علاج، بما في ذلك رسوم سيارة الإسعاف التي أقلته للمستشفى.
    Paul'un kızı babasının izinden gitti ama bir farkla: Beş yıl önce mezun olduğunda devasa bir borcu vardı. TED اتبعت ابنة بول خطواته، ولكن مع إختلاف واحد: عندما تخرجت منذ 5 سنوات، كان ذلك مع دين ضخم.
    Eğer bu eğitim sayesinde kazanacağınız yüksek maaşla borcu ödeyebilecekseniz, pahalı bir eğitim satın almak için borçlanmanın kötü bir yanı yok. TED التورط في دين لشراء تعليم مكلف ليس شيئاً سيئاً تماماً إذا ما استطعت سداده بمساعدة العائد الهائل الذي تجنيه منه.
    Annenle bizim düşüncemiz eğer Amerikan ekonomisi milyarlarca dolar borcu varken hâlâ ayakta durabiliyorsa, öyleyse bunu sen de yapabilirsin. Open Subtitles أمكِ وأنا نعتقد أن إذا كان الاقتصاد الأمريكي يمكن أن يكوّن البلايين من الدين ومازالوا يمكنهم النجاة. فنحن أيضاً كذلك
    Zaten duş yapmasına izin verdiğim için bana borcu var. Open Subtitles أعني أنها تدين لي بخدمة بسبب سماحي لها بالاستحمام هنا
    Şahsen sorumlu oldukları bu borcu ödeyebilmek için bulabildikleri her işte çalışıyorlar. TED يبحثون عن أي فرص عمل تتاح لهم لسداد الديون التي تم تأمينها عليهم.
    Belki ona borcu olan biridir ve borcunu böyle ödüyordur. Open Subtitles ربما يكون شخصاً مديناً له وكان يحاول أن يستوفي الدين
    Senin, bankadan almış olduğun borcu toparlamak için biz görevlendirildik Bombay ve Assam'da senin bütün mallarına ve banka hesaplarına el kondu. Open Subtitles لتغطية القرض الذى أخذته من المصرف، نحن أمرنا لختم كل الملكياتك وحساباتك المصرفية في بومباي وأسما
    Belki de Rudolph bu borcu hafifletmek için bir yol arıyor. Open Subtitles ربما رودولف يعمل لكي يسدد دينه بطريقة او اخرى شكرا لك, شكرا لك, شكرا لك
    Daha... daha yeni aldım borcu. Bir hayli zaman var. Open Subtitles إنه قرض حديث ، و هناك مُتسع من الوقت لردّهِ.
    Evet. Bana borcu var zaten. Open Subtitles نعم, أنه مدينٌ لي لأني أخبرت زوجته أنه بطريقه الى البيت
    Eminim ki ona iyilik borcu olan bir sürü doktor vardır. Open Subtitles أنا متأكدة بأن هناك عددا من الأطباء يدينون لها بهذه الخدمة
    Şey, çok basit. Ana tema, tefeci'ye 15bin $ borcu olan ve ve üç haftadır ortalarda görünmeyen... bir adam hakkında. Open Subtitles ـ أخبرها بشأن هذا ـ الأمر ببساطة، هذا الرجل مُدين لدائن بـ 15 ألف دولار.
    Clifton'ın sana 10,000 dolarlık... borcu olduğundan dolayı mı? Open Subtitles هل هذا بسبب وقت لاحق المشار اليه لكم انت مديون لكليفتون بـ 10,000دولار؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more