Bunu daha önce biri söylemişti. Herkes her şeyi biliyor. | Open Subtitles | لقد قيل لي ذلك من قبل الجميع يعرفون كل شيء |
Buffy, Bunu daha önce de defalarca söyledim ama, dikkatli ol. | Open Subtitles | لقد سمعتني وأنا أقول لك ذلك من قبل ولكن كوني حريصة |
sözü hiç de 'Bunu daha önce de yapmış' birine göre değildi. Belli ki henüz herşeyi çözememişim. | TED | ورغم هذا .. لشخص يبدو انه قام بهذا من قبل لم استوعب حتى اليوم شيئاً بصورة تامة |
Kara kara düşünmenin bağımlısı olmuşsun. Bunu daha önce kimse söylemedi mi? | Open Subtitles | انت مدمن للتأمل فى الحياة هل اخبرك احد بذلك من قبل ؟ |
Karla, Bunu daha önce konuşmamıştık ve senin için zor olacağının farkındayım. | Open Subtitles | نحن لم نتحدث عن هذا مسبقاً يا كارلا واعرف انه صعب عليك |
Ama Bunu daha önce konuşmuştuk. Hatta sana iki kere anlattım. | Open Subtitles | لقد تحدثنا بالفعل عن ذلك لقد قلت لكِ مرتين |
Bunu daha önce yapmıştım. Oldukça da iyiydi. | Open Subtitles | أذكر أنني تناولت هذه من قبل، وكانت طيبة للغاية |
Aslında Bunu daha önce de çok özel biriyle beraber yapmıştınız. | Open Subtitles | في الواقع، لقد فعلتَ ذلك من قبل، مع شخص مميّز جداً |
- Bunu daha öncede duydum. - Bu defa farklı olacak. | Open Subtitles | ــ لقد سمعت ذلك من قبل ــ هذه المرة الأمر مختلف |
Bunu daha önce de söylemiştim, ama bu sefer ciddiyim. | Open Subtitles | قلت ذلك من قبل لكن هذه المرة أنا أعني ذلك |
Bunu daha önce, 10.000 yıl önce, mağaralarımızdan çıktığımızda yaptık. | TED | فعلنا ذلك من قبل، 10،000 سنة مضت، عندما خرجنا |
Fakat Bunu daha önce göremedim, birisi bana onun kilolu olduğunu söyleyene kadar. | TED | ولم يكن بمقدوري أن أرى ذلك من قبل، حتى أخبرني شخص ما أن القائد العزيز هو مجرد شخص بَديـن. |
Bunu daha önce de duymuştum. | Open Subtitles | سمعت ذلك من قبل أيضاً , أذكرك بشخص ما كنت تحبة بجنون |
Fakat Bunu daha kontrollü olarak yapabiliriz. | TED | يمكننا القيام بهذا من خلال تصرف وسلوك عادل للشركات |
Bunu daha önce de hissetmiştim, binlerce kilometre uzaktan, Paris'ten. | Open Subtitles | لقد شعرت بهذا من قبل ,بينما كنت فى باريس على بعد اميال من هنا. |
Bu doğru. Bunu daha önce de yaşamıştın. Zamana bırak. | Open Subtitles | إنها كذلك بالطبع, لقد مررنا بهذا من قبل كلّ الأُمور ستنصلح |
Sonra neden Bunu daha önce kimsenin denemediğini anladım, bu aşırı derecede zor bir iş. | TED | وأدركت حينها السبب وراء عدم قيام أحد بذلك من قبل: إنه أمر بالغ الصعوبة. |
Kafamda birkaç olasılık var. Um, ama Bunu daha sonra konuşabiliriz. | Open Subtitles | هناك بعض الإحتمالات الواضحة لكن ربما يمكننا الحديث عن هذا لاحقاً؟ |
Hayır, sadece Bunu daha önce hiç duymamıştım. | Open Subtitles | كلا ، إنني فحسب أبداً لم أسمع عن ذلك من قبل |
Ben kasaba bölgesi avukatıyım Bunu daha önce gördünüz mü? | Open Subtitles | أنا من مكتب المدعي العام هل سبق ورأيت هذه من قبل؟ |
Bunu daha fazla yapamayacağım Bay Chaco. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفعل هذا بعد الآن يا سيد تشاكو |
Cameron Sinclair: Bunu daha sonra göstereceğim çünkü zamanım bitiyor. | TED | كاميرون سينكلاير: إذا سأعرض هذا فيما بعد لأني الوقت أشرف على الإنتهاء. |
Bunu daha fazla yapabileceğime emin değilim. | Open Subtitles | أنا لا أعلم فحسب إن كنت أريد أن أفعل ذلك بعد الآن |
Bu aşamada, bir şirket kurmaya ve Bunu daha ileri götürmeye karar verdik çünkü belli ki bu sadece basit bir tıknaz iki ayaklı. | TED | الآن ، في هذه المرحلة ، فقد قررنا إنشاء شركة وتطوير هذا أكثر لأنه من الواضح أن هذا كان مجرد جسم قصير ذو قدمين. |
Ya Bunu daha önce de yapmışlarsa? | Open Subtitles | ما إذا كانت قد فعلت شيئا مثل هذا من قبل؟ |
Şimdilik, niçin yemeğimizi yiyip Bunu daha sonra konuşmuyoruz? | Open Subtitles | للوقت الحالي لماذا لا نكمل غدائنا ونتكلم عن هذا في وقت آخر |
Bunu daha sonra konuşabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | يمكنا الحديث عن كل ذلك فيما بعد .. هل يمكن؟ |
Bunu daha önce görmüştüm, Sacramento'da. | Open Subtitles | "وميض البرق". لقد رأيتُ هذا مِن قبل، في (ساكرامنتو). |
Bunu daha önce konuşmamıştık çünkü gerek olmadığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لم نناقش هذا الأمر من قبل لأنني خلته مفهوماً |