Bu sefer, ders bittiğinde gitmem gereken bir evim vardı. | TED | وهذه المرة، كان علي الذهاب إلى المنزل عندما ينتهي الدرس. |
Şimdi, gitmem lazım, Anne. Onu eve götürün, tamam mı? | Open Subtitles | على الذهاب الآن يا أمى أذهبوا بها للبيت ، حسنا؟ |
Şimdi, gitmem lazım, Anne. Onu eve götürün, tamam mı? | Open Subtitles | على الذهاب الآن يا أمى أذهبوا بها للبيت ، حسنا؟ |
Hayır, hayır, hayır. Benim gitmem gerekiyor. Her şey için teşekkür ederim. | Open Subtitles | كلا يجب ان اذهب.اقدر لك كل ما فعلتة معى، تمن لى الحظ. |
gitmem gerek. Maris çok üzgün. Onu "Cats" kadrosundan atmışlar. | Open Subtitles | علي الذهاب,لان ماريس قانطة للغاية لقد طردوها من مسرحية القطط |
Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب. |
- Şimdi gitmek istediğinden emin misin? - gitmem gerek. | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك تريد الذهاب الآن نعم علي الذهاب |
Birdie tarağını unuttu. Telefonunu bana bıraktı ama gitmem lazım... Bekle! | Open Subtitles | يا استمع، بيردى تركت مشطها تركت أشيائها معى ولكنّي أريد الذهاب |
Benim işe gitmem lazım. Keşke benim de boş günüm olsaydı. | Open Subtitles | عليّ الذهاب للعمل, أتمنّى لو كان اليوم عطلة لديّ أنا أيضاً |
Bak, ruhunun derinliklerine inmekten zevk alsam da gitmem lazım. | Open Subtitles | أحب جدا خوض غمار البحث عن الروح معك علي الذهاب |
Bak, bence bu iyi bir fikir değil. gitmem lazım. | Open Subtitles | ولكن, اسمعي أنا حقا لا أظن بأنه يجب علي الذهاب |
Yarın şu aptal şeye gitmem gerek. Benimle gelmek ister misin? | Open Subtitles | يجبُ أن أذهب إلى ذلك الأمر الغبي غداً أتود الذهاب معي؟ |
- Saatler önce hazırlanmıştınız ama. - Bilemiyorum. gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | عفواً ولكن لا أدري ما الذي يحصل عليَ الذهاب الآن |
gitmem gerekiyor. Sana benimle ya da arkadaşlarınla eğlenmeni emrediyorum. | Open Subtitles | حسنا علي الذهاب انا أمرك ان تمرحي معي ومع اصدقائك |
Eve gitmem lazım ama on dakika içerisinde orada olurum. | Open Subtitles | علي الذهاب للمنزل، لكني سأكون هناك في غضون 10 دقائق |
Yetiştirmem gereken bir ordum var, ve Nicaragua'ya gitmem lazım. | Open Subtitles | يجب ان اجمع جيشاً و يجب ان اذهب الى نيكارغوا |
Kendin halledebilirsin, ama benim hemen gitmem lazım, ve biraz borç almam lazım. | Open Subtitles | يمكنك ان تتعاملى بنفسك ولكن انا احتاج للذهاب الان واحتاج لاقتراض بعد النقود |
gitmem gerektiği halde burada kalarak geleceği neredeyse yok ediyordum. | Open Subtitles | أنا كدت أدمر الزمن ببقائي عندما كان يجب أن أرحل |
Bunun berbat bir zaman olduğunu biliyorum, fakat Başkan aradı ve gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أن هذا وقت غير مناسب، ولكن الرئيس اتصل بي ولابد أن أغادر |
Her şey için çok teşekkür ederim, ama şimdi gitmem gerek. | Open Subtitles | شكراً لكِ على كل شيء لكن أعتقد أنه علي الرحيل الأن |
Gelebilir miyiz? Hayır. İş için kasaba dışına gitmem gerekiyor, yorulursunuz. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى البلدة لأقوم ببعض الأعمال وأنتم ستشعرون بالتعب |
Hayır, 10 dakika içinde gitmem gerek dedim ya. | Open Subtitles | لا ، لقد أخبرتك علي المغادرة خلال عشر دقائق |
Bu benim hayatım. - Bu beni incitiyor. - gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب ان ارحل , اذا اردتى التحدث حسناً لكن ليس الأن |
Şimdi gitmem lazım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ الآن، لَكنِّي أوَدُّ للعَمَل مَعك أكثرِ. |
Şimdi gitmem lazım. Bir kaç günlüğüne şehir dışında olacağım. | Open Subtitles | يجب ان اذهب الان ، سوف اغادر المدينه ليومين اخرين |
Yakında uzaklara gitmem gerekecek. Bu yüzden fırsatım varken, onu görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنني مضطر للرحيل قريبا لذا أريد أن أراه ما دمتُ أستطيع |
20 dakika içinde oraya gitmem lazım yoksa tüm hayatım sikilecek. | Open Subtitles | لدي 20 دقيقة فقط للوصول إلى هناك وإلا ستنتهي حياتي بالكامل. |
Çok isterdim ama acil bir işim var. gitmem gerek. | Open Subtitles | يا ليت، ولكن هنالك مشكلة في العمل، يجب أن أنصرف |
Kendini kötü hissediyorsan gitmem. | Open Subtitles | حسناً .أنا سأكره حقاً ذهابي إذا كنت تشعرين بشعورا سئ |